Kutuplaşmada çığır açanlar

İki fikir, düşünce, nesne ya da herhangi iki yaratılmış mahlûkun birbirinden zıt yönde hareket ederek uzaklaşmasından, ayrılmasından doğan sonucun başlangıcıdır, kutuplaşma…

İnsanın, yaşadığı her alanda, her anda bir şeylerin çekim alanında bulunması Adetullah kanununun gereğidir. Bir şeylerin itim alanında bulunuyorsak, diğer bir şeyin çekim alanına girmişsiz demektir. Bu bazen irademiz dâhilinde, bazen de irademiz haricinde gerçekleşir. Meselâ yerçekimi bizim irademiz haricinde gerçekleşir ve bizi hep alanında tutar. Kısmî de olsa mesafe gerektiren uzaklaşmalarda, onun etkisinden uzaklaşmak mümkün olabilir. (uzay boşluğu gibi). Bu, kişinin fiziksel olarak etkileneceği bir alandır. Peki, bizi biz yapan asıl iç dünyamızın çekim alanları ve bizi belli bir kutba sürükleyen manevî yönümüz, düşüncelerimiz, hislerimiz, fikirlerimiz nasıl irademiz dâhilinde ve haricinde gerçekleşmektedir?

Şimdi düşünelim; dünyada sadece bir babamız, bir annemiz ve bir kardeşimiz var. Kendimizi maddî yönden herhangi bir külfet veya sıkıntı içerisine sokacak bir durumda değiliz, yani ya Habil’iz veya Kabil. Bizden önce herhangi bir oluşum, değişim, planlama vs. insan eliyle yapılmamış. Hayat ve dünya serüveni baba ve annemizin Cennet’ten çıkartılması ile başlamış. Dünya zahiren şimdilik bize ait ve bize özel. Yapacağımız her şey bizden sonra gelecek insanlara bir örnek olacak, ama biz bunun bilincinde bile değiliz. İşte buyrun tekrar tekrar düşünün. Kendinizi Habil’in veya Kabil’in yerine koyun ve kıyamete kadar uzanacak bir kutuplaşmanın yeryüzündeki ilk temsil çığırını açacak kişinin siz olduğunu düşünün. Evet “tebrikler “ya da “pişmanlıklar” la iki çığır açtınız, yeryüzündeki ilk kutuplaşmayı insan ve kardeş olarak siz başlattınız. Şimdi bu kutuplaşmada bir zincir gibi tek tek ilave olan milyarlarca insana ilk halka oldunuz. Pişman mısızın, memnun musunuz?

Hemen kendinizi bu örnekten soyutlayarak şu ana odaklanın ve bu başlamış olan halkanın hangi tarafında ve sırasında olduğunuzu düşünün. Acaba ben hangi halkaya bağlıyım ve destek alıyorum?
İyi-kötü, doğru-yanlış, zalim-mazlum, haklı-haksız; ne miktarda artı veya eksi kutba bir halka kattık?

Siz aslında bir olandan gelmiştiniz. Sonuçta birdiniz, babanız anneniz birdi, dünyanız birdi, hayat için bu dünyaya gönderiliş gayeniz bile birdi. Neydi sizi iki yapan, neydi sizi ayrı kutuplara sürükleyen. Şu an hangi halkada bulunuyorsunuz, hangi kutba yardım ediyorsunuz, hangi kutbun çekim alanındasınız? Bu kutup sizi nereye sürüklüyor, memnun musunuz, yoksa diğer kutba mı dâhil olmak istiyorsunuz? Unutmayın, size bağlı olan veya olacak olan hisler, fikirler, düşünceler ve bireyler sizi bekliyor. Ve bu oluşumun sonucunda bir şeyler bekliyor. Biri Habil’i destekliyor, diğeri Kabil’i. Bir kutup Cennet’e götürüyor, diğeri Cehennem’e.

Günah’ın, zulmün, tarafgirliğin, adavetin çekim alanına karşılık, sevabın, haklılığın, kardeşliğin çekim alanı… Zor, ama bir o kadar da sağlam olan bu pozitif kutuplara yelken açmayı mı bekliyorsunuz, yoksa harekete mi geçiyorsunuz? Unutmayalım, mıknatıs bir, ama yönleri farklı. İnsan da bir, ama duyguları farklı. Dünya da bir, ama paylaşanlar farklı. Başa dönelim, tâ en başa sebebi ne olursa olsun. (Şeytan, nefis, hırs, gurur v.s.) Ayrışmaya, kutuplaşmaya adım olacak ilk başlangıcı, “düşünce” dahi olsa siz yaptıysanız, mesulsünüz. Bu alanda bir çığır açtıysanız ilelebet sorumlusunuz. Ama geç değil, nefes alıyorsak hiç geç değil. Dönüşlerimiz, tevbelerimiz, pişmanlıklarımız bizi biz yapar. Doğru “kutup”tan başlangıçta bir mm sapan biz, şimdi km’lerce uzak olsak da, dönüşlerimiz mesafe yönünden zor olsa da, hareket yönünden hiç zor değil. Atmayın o taşı, öldürmeyin kardeşinizi; söylemeyin o sözü, kırmayın sevdiklerinizi; ayrı yöne dönmeyin, sırt çevirmeyin size değer verenlere. Kutuplaşmaya sebep olmayın, durun tam o anda…

Şer ve tahrip cihetine bizi götürecek his ve enelerimizi doğru kutba yöneltelim.
Ve şu hadisi çok yönlüyle hatırlayalım: “Müslüman, insanların elinden ve dilinden emin olduğu kimsedir.”

İlk yorumu siz yazın

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın:

E-Posta adresiniz kesinlikle gizli kalacaktır.


*