Kan kaybeden değerlerimiz

Belki de yerin altı ile yerin üstündeki bağın koptuğu gün, kan kaybetmeye başladı değerlerimiz ve benliğimiz… İki kuşak ötedeki dedesinin adını sayamayacak kültürsüzlükteki kalem sahipleri, gelişen yeni teknoloji ile kendilerine sunî bir entelektüel mecra edinmiş oldu. “Gücü” sosyal medyadaki etkinliği ile ispatlamaya çalışan, yetkinlikten uzak bu “aydınlar” geçmişimizin üzerine basıp, geleceğimize de çamur sıçrattı.

Dün dedelerinin neler yaşadığını bilmeyen nesiller, bugün zihinlerine sıçrayan bu çamurla gündemi ve dünyayı sosyal mecrada değerlendirme oyunuyla oyalanır oldu. Fatih’in fethi tahayyül etmeye başladığı yaşı çoktan geçmiş olan bizler, taş oyuklarına sıkıştırılarak, bin bir cefa ile neşredilen hakikatlere ve küçük bir sepetle yaşamaya ne kadar da uzağız. Elimizdeki bez bebek ve tahta arabayla sokaklarda düşe kalka yürüdüğümüz günlerin cızırtılı anılarına dönsek yüzümüzü, her şey aslına rücû edecek belki de.

95

Yönümüzü cızırtılı anılara çevirelim

Elimizdeki tabletleri bırakıp, yönümüzü böylesi cızırtılı anılara döndüğümüzde dedelerimizin radyolarıyla karşılaşacağız. Ve herkesin farklı bir anısı çıkacaktır karşısına… Benim de “haberle” ilk tanışmam rahmetli dedemin radyosu ve iki adet not defteriyle oldu. Akşam haberlerini radyodan takip etmek için koltuğuna yerleşen dedem, dinlediği haberleri defterine not eder, devlet büyüklerinin söylediği sözlerin altını çizerdi. Akşam haberlerinden sonra da radyodan anons edilen hava durumunu başka bir deftere yazarak, geçtiğimiz yıllardaki sıcaklıkları mukayese eder ve iklim değerlendirmesi yapardı.

Bir diğer anım ise, babaannemin babası büyük dedem Mehmet Dönmez’in radyosu ve bant kasetleri. Akşam haberlerini bant kaydına alan büyük dedem bunları arşivler, dolan her bandın üzerine itina ile tarih atardı. Çocukken anlam veremediğim bu haller ve zihnimde yer eden radyo cızırtıları, büyüklerin “tekerrür eden tarihe” verdiği önemden olsa gerek. Bu önemi kavrayabilmek niyet ve duasıyla, buyurun bakalım; geçmiş Şubat’larda dedelerimiz, not defterlerine neler kaydetmiş…

TAKVİM YAPRAKLARI: ŞUBAT

  • 1 Şubat 1935 – Ayasofya Camii müze olarak kullanılmaya başladı.
    117
  • 1 Şubat 1979 – Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Abdi İpekçi, suikast sonucu öldürüldü.
  • 2 Şubat 1933 – Adolf Hitler, Almanya parlamentosunu feshetti.
  • 3 Şubat 1451 – Osmanlı Padişahı II. Mehmet (Fatih Sultan Mehmet) tahta geçti.
    116
  • 5 Şubat 1937 – Yapılan anayasa değişikliğiyle “Altı Ok” Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına eklendi.
  • 10 Şubat 1909 – II. Abdülhamid tahttan indirildi.
  • 11 Şubat 1888 – İstanbul’un Avrupa’ya açılan kapısı Sirkeci Garı’nın inşası büyük bir devlet töreniyle başladı.
  • 14 Şubat 2005 – Lübnan’ın eski başbakanlarından Refik Hariri, düzenlenen bir suikast sonucu öldürüldü.
  • 15 Şubat MÖ 399 – Sokrates ölüm cezasına çarptırıldı.
  • 15 Şubat 1999 – Terör örgütü kurucusu Abdullah Öcalan, Türk güvenlik güçleri tarafından Kenya’da yakalandı.
  • 20 Şubat 1914 – İstanbul’da ilk elektrikli tramvay sefere başladı.
    115
  • 21 Şubat 1965 – Malcolm X, New York’da uğradığı bir suikast sonucu öldürüldü.
  • 21 Şubat 2001 – Türkiye kamuoyunda “Kara Çarşamba” olarak adlandırılan büyük bir ekonomik kriz patlak verdi.
  • 24 Şubat 1945 – Türkiye ile Irak arasında Bağdat Paktı Antlaşması karşılıklı olarak imzalandı.
  • 26 Şubat 1926 – Televizyon icat edildi.
    119
  • 28 Şubat 1997 – MGK toplantısı sonucu açıklanan kararlarla irticaya (!) karşı ordu ve bürokrasi merkezli süreç başlatıldı.

İlk yorumu siz yazın

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın:

E-Posta adresiniz kesinlikle gizli kalacaktır.


*