Kıymettar bir vesile: Rahmet

Hakikatin kıymeti olduğu gibi, o hakikate ulaştıran vesilelerin de bir kıymeti vardır.  Bizleri Sultan-ı Zülcelâle ulaştırmaya vesile olan rahmet, o derece kıymettar ve kuvvetlidir.

Rahmetin kuvvetidir ki, zîşuurun nazarlarını celbeder, kendine çeker ve ehadiyet sikkesine isal eder ve Zât-ı Ehadiyeyi mülâhaza ettirir ve ondan “Ancak Sana kulluk eder ve ancak Senden yardım dileriz” deki hakikî hitaba mazhar eder. 1 Nazarların afaka dağılmasıyla ve sathîlik havasıyla tefekküre ait istidatlarımız kurumuş, sadece az bir yaşlık kalmıştır. Kuvvetli, tefekkürî bir ameliyatla ancak evvelki hali iade edilebilir. Risale-i Nur, kuruyan tefekkürî istidatlarımızı tekrar yeşertecek yegâne eserdir. Rahmetin kuvveti bizlerin nazarlarını tefekküre çekmekte ve ibrete davet etmektedir.  Risale-i Nur’un mayası ve meşrebi olan tefekkürle, dünya rahmetin bir mezheresi (çiçek bahçesi) olarak görülür ve Rahman’ın rahmet eserleri ulvî bir zevkle müşahede edilir.

“İşte, Bismillâhirrahmânirrahîm, Fâtiha’nın fihristesi ve Kur’ân’ın mücmel bir hülâsası olduğu cihetle, bu mezkûr sırr-ı azîmin ünvanı ve tercümanı olmuş. Bu ünvanı eline alan, rahmetin tabakatında gezebilir. Ve bu tercümanı konuşturan, esrar-ı rahmeti öğrenir ve envâr-ı Rahîmiyeti ve şefkati görür.”2  Hakikatinden de anlaşıldığı gibi Bismillâhirrahmânirrahîm bir ünvan ve tercümandır. Böyle bir ünvanı eline almak gerektir ki, rahmetin tabakatında gezilebilsin ve bu böyle bir tercümanı konuşturmak gerektir ki, rahmetin sırları öğrenilsin. İşte Rahman, Risale-i Nur dersleri ve hakikatleriyle azim sırları barındıran Bismillâhirrahmânirrahîm gibi bir ünvanı elimize vermekte böyle bir tercümanı konuşturarak rahmet sırlarını bize öğretmektedir.

Rahmet’in hem vücudu ve hem tahakkuku vardır. Küre-i arzın simasındaki mevcudatın vücutları kadar rahmetin vücudu kat’î olduğu gibi o mevcudat adedince de tahakkukunun delilleri vardır. Yalnız, nevm-âlûd (uykulu) olan nazar-ı gaflet ve fikr-i felsefeyle kâinata bakan, ne rahmeti ne de eserlerini doğru olarak görebilir. Kesrete, esbaba, tabiata bakar, ona göre görür.

16Foto: Arzu Yıldız

Risale-i Nur, nazar-ı Nübüvvetle kâinata bakmayı öğretir. Rahmet-i mücesseme (cisimleşmiş rahmet) olan Resul-ü Ekrem (asm), rahmetin en beliğ bir lisanı ve dellâlı olduğu gibi nazar-ı Nübüvvetiyle rahmeti görür ve rahmete davet eder. Rahmeti arzulayan ona (asm) tabi olmalı ve sünnetine yapışmalıdır.

Gençlik kuvvetini rahmet yolunda sarf etmeyi bizlere öğreten Risale-i Nur hakikatleri, rahmette istikamet olduğunu ders vermektedir. Rahmet yolunu takip etmek, istikamet yolunu takip etmektir. Geçici maddî zevkler yerine, manevî ve daimî lezzetleri arzulamak, ebedî bir gençliği istemek, gençlik arzu ve isteklerini manevî lezzetlerle beslemek rahmet sahibi Rahman’ın emirlerine uymakla olacaktır. Rahmet, rahmeti talep edene ulaşacaktır.

Dipnot:
1-2. 14.Lem’a İkinci Makam

 

İlk yorumu siz yazın

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın:

E-Posta adresiniz kesinlikle gizli kalacaktır.


*