Yeşil dinin yeşil inananlarıyız

Selâmlar yeşil dostlar, bu sayfadaysanız yeşermeye başladınız demektir. Yeşil düşünmek ve yeşil yaşamak, başka bir deyişle ‘yeşil insan’ olmanın anlamını sorgulayalım istedim bu ay.

Yeşil tüm dünyada ekolojik logolarda, resim veya sloganlarda kullanılmış bir renk, bir tanım. Bugüne kadar, evde kullandığımız her malzemeden tutun da (buna yer döşemeleri, duvar boyaları da dâhil) manavdan aldığımız meyve sebzeye kadar, çeşitli ticarî amaçlar için kullanıldık ve tabiri caizse maddî ve manevî zehirlendik. Üreticiler daha çok kâr etme uğruna bizim sağlığımızı ikinci plana attılar. Farkında olmadan duygu dünyamızı, bedenimizi, iç organlarımızı tahrip eden kimyasallara maruz bırakıldık. Bu kimyasalların hepsi, ya hormonal sistemimize zarar veriyor, ya beynin de içinde bulunduğu sinir sistemimize. En iyi ihtimalle kalp damar rahatsızlıklarına yol açıyor, ki bu da korkunç bir sonuç insan sağlığı açısından. Bir diğer etkisi de bedenimizle birlikte duygu dünyamızı da kirletiyor olması. İşte yeşil düşünmek tam bu noktada başlıyor.

Duygu ve düşünce dünyası kirlendikçe insanlar, etrafta gördükleri sloganları bilinçaltından gelen emirle sorgulamadan kabul ediyor, sorgulama kabiliyetini kaybediyor. Daha da ilerisi insan yaptığı ibadetten zevk alamıyor, hayata karamsar bakmaya başlıyor. Sinir sistemi ona yerse mutlu olacağını söylüyor, yiyor, ama daha çok toksin ve zehirli kimyasalları vücuduna aldığı için daha da mutsuzlaşıyor…

 

Yazının devamına dergimizin Mayıs sayısından ulaşabilirsiniz…

 

Handenur Yaşar

handenuryasar@gmail.com

İlk yorumu siz yazın

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın:

E-Posta adresiniz kesinlikle gizli kalacaktır.


*