Uzun zamandır aklımı kurcalayan bu sorunun ne yazık ki tatmin edici bir cevabı yok. Hem biraz sizin aklınızı kurcalasın hem de tefekkür edelim diye, olaya günümüzün bilimi el verdiğince açıklama getireceğim.
Uzayda milyarlarca yıldız olduğunu biliyoruz. İçlerinden sadece biri olan Güneş’in tüm Dünya’yı aydınlatmaya yettiğini de… Peki nasıl oluyor da milyarlarca yıldızın parlamasına rağmen uzay hâlâ karanlık görünüyor?
Öncelikle görme olayının nasıl gerçekleştiğine bir bakalım. Güneşten gelen ışık bir cismin üzerine geliyor ve oradan da yansıyarak gözümüze ulaşıyor. Böylelikle cismin ne olduğunu, rengini ve şeklini görebiliyoruz. Uzayda ise gelen ışığın, üzerinden yansıyabileceği bir cisim olmadığı için her yer karanlık görünüyor. Bu, birçok açıklamadan sadece bir tanesi.
Bir başka ve hâlen geçerli açıklama ise Olbers Paradoksu. Heinrich Olbers’in 1823’te ortaya attığı paradoksun günümüzde en makul(?) açıklaması. Evrenin sonsuz olmadığı ve 14,7 milyar yaşında olduğu var sayılarak oluşturulan bu açıklamaya göre biz, sadece Dünya’ya 14,7 milyar ışık yılı uzaklığındaki yıldızların aydınlığını görebiliriz. Onlar da bize henüz ulaşmış değiller.
Doppler etkisi ise diğer bir açıklama: Uzay sürekli genişliyor ve yıldızlar da sürekli olarak dünyadan uzaklaşıyor. Bu uzaklaşma sebebiyle, yaydıkları ışıkların enerjileri görünür ışığın dalga boyunun dışına çıkıyor. Yani Doppler etkisine göre, uzay aslında karanlık değil. Yalnızca gözümüzün algılayabileceği şekilde bir ışık yayılmadığı için karanlıkmış gibi görüyoruz.
Sonuç olarak; 21. yüzyılda da olsak bilimin cevapsız kaldığı çok şey var. Daha doğrusu bilime henüz bildirilmemiş çok şey var. Uzayın niçin karanlık olduğu ile ilgili tüm açıklamalar birer varsayım üzerine temellendirilmiş, ancak asıl yanıt hala bulunamamış. Öyleyse;
Tüm bilinmezleri bir bilenin olduğunu hiç unutmamalı ve merakı hiç kaybetmemeli…
Büşra Bakırcı
mbusrabakirci@gmail.com
İlk yorumu siz yazın