KASIM – HABER YORUM

HZ. MUHAMMED: ALLAH’IN ELÇİSİ

İslâmiyet’in doğuşunu ve İslâm dininin peygamberi Hz. Muhammed’in (asm) çocukluğu ve ilk gençliğini taptaze bir bakış açısıyla ele alan ‘Hz. Muhammed: Allah’ın Elçisi’ filmi Türkiye’de 28 Ekim Cuma günü vizyona girdi. Filmin yönetmen koltuğunda İranlı yönetmen Majid Majidi otururken, filmin oyuncu kadrosunda İranlı oyuncular Mahdi Pakdel, Alireza Shoja Nouri, Mohsen Tanabandeh gibi isimler yer alıyor. Senaryosunda Majidi’nin yanı sıra Kambuzia Partovi’nin de imzası olan yapımın görüntü yönetmenliğini ise Vittorio Storaro üstleniyor. Müzikler ise A. R. Rahman’a ait.

14906912

Yapım, Islâmiyet ve sinema dendiğinde ilk akla gelen film olan Çağrı’dan sonra İslâmiyet’e dair çekilen en önemli sinema eseri olarak da gösteriliyor. Film, Hz. Muhammed’in hayatını 6. yüzyılda, doğumundan 12 yaşına kadar olan süreci ele alırken, İran Sineması’nda bugüne dek çekilmiş en büyük bütçeli yapım olma özelliğini taşıyor. Film, 27 Ağustos 2015’te İran’da ve Montreal World Film Festival’da gösterime girmişti.

Film, hazırlıklarına başlanan süreçte çeşitli tartışmalarla gündeme gelmişti, Hz. Muhammed’in (asm) suretinin kullanılıp kullanılmayacağı tartışmalarına Majidi’den yanıt gelmiş ve eleştiriler son bulmuştu. Dileriz bu film hak ettiği başarıyı yakalayarak mesajını tüm dünyaya ulaştırır ve Müslüman yönetmenlere de örnek teşkil eder.

02

NOT: Film vizyona girdiği 28 Ekim Cuma gününden beri Türkiye’de çeşitli eleştirilerin odağında yer alıyor. Bu konuda yapılan eleştiriler arasında en makul gördüklerimizin linklerini sizinle paylaşıyoruz ve nihai değerlendirmeyi sizlere bırakıyoruz:
http://dirilispostasi.com/a-4358-mecidisiz-hz-muhammed-sav-filmi.html
http://www.yazsinbudunya.com/makale/muhammad-the-messenger-of-god-ve-savunmaci-dindarlik-anlayisimiz/81

 


 

ABD’Lİ OYUNCU KONTEYNER KENTİ ZİYARET ETTİ

Eylül ayında Türkiye’de bulunan ABD’li oyuncu Lindsay Lohan, Gaziantep’in Nizip ilçesindeki Suriyeli sığınmacıların kaldığı konteyner kenti ziyaret etti. Lohan, ziyareti sırasında basın mensuplarının karşısına başörtülü bir şekilde çıkarak açıklamalarda bulundu. Lohan, “Türkiye’de ne zaman kötü bir şey olsa ABD’de gündeme geliyor, ama bu kampta inanılmaz iyi şeyler oluyor. Türkiye’nin başka yerlerinde de inanılmaz güzel şeyler oluyor. Ama kimsenin bunlardan haberi yok. Bunlar çok büyük haksızlık. Bunları dile getirmeye devam edeceğim.” diye konuştu.

01

“Türkiye’yi korkutucu bir ülke olarak göstermek istiyorlar”

Türkiye’nin imajının kötü bir şekilde yansıtıldığını belirten Lohan, “Türkiye’ye geldiğimden beri güvenli bir ülke olduğunu, yaşanılası bir ülke olduğunu görmüş durumdayım. Bunun daha fazla kişiye anlatılması gerekiyor. Benim mültecilerle ilgili Türkiye’ye 3. gelişim. Gerçekten Türkiye güzel işler yapıyor. Bizim de bu konuda en azından yardımcı olmamız gerekir. Bağış toplayabiliriz, gerekli ekipmanların alınmasını sağlayabiliriz. Sultanbeyli’de mültecilere şifa veren bir hastaneye gitmiştim. Oranın da eksiklikleri vardı. Bu konuda da çalışacağım. Türkiye’yi korkutucu bir ülke olarak göstermek istiyorlar, bu gerçekten haksızlık. Türkiye korkutucu bir yer değil, aksine gayet güvenli bir ülke. Buraya gelip, buradaki iyilikleri görmek ve bunları çoğaltmak gerekir diye düşünüyorum.” ifadelerini kullandı.

ABD’li bir oyuncunun Türkiye’ye, dahası mazlum Müslümanlara gösterdiği bu ilgi takdire şayan. Dileriz kendi ülke vatandaşlarımız da bundan ders alarak, mültecilere olan yanlış tutumlarına son verirler.

 


 

ÇEVRE KİRLİLİĞİNE KARŞI DİKKAT ÇEKMEK İÇİN ÇÖPLERİ KULLANDI

Lizbon’da 1987 doğumlu sokak sanatçısı Arthur Bordalo, “Birinin atığı bir diğerinin hazinesi olabilir” diyerek dikkat çekici bir projeye imza attı. Bored Panda’nın haberine göre çevre kirliliğine karşı “Büyük Çöpten Hayvanlar” yapan sanatçı Arthur’un yaptığı heykelleri sıra dışı yapanın, malzemelerinin tamamen geri dönüştürülmüş atıklardan olması. Arthur, çalışmalarıyla dikkat çekmek istediği noktanın şu olduğunu kaydetti: Bizim çöp dediğimiz her şey, unuttuğumuz çevre kirliliği gerçeğiyle yüzleştiriyor bizi.

 

07

Yaptığı çalışmalarda birçok sanatçının aksine para harcamayan Arthur, Yanmış lastiklerden hasarlı ürünlerden ve çöp kutularından yararlanıyor. Arthur, topladığı bu parçaları anlamlı bir figür oluşana kadar üst üste yığıyor ve sprey boyayla gerçekten bir tilkiye veya bir pelikana benzeyene kadar boyuyor. Sonuçta ortaya çıkan hayvanlara dikkatli bakıldığı takdirde tel örgüleri, terk edilmiş arabaları, sahibini kaybetmiş bisiklet tekerleklerini görmek mümkün. Çalışmalarına başladığında Arthur sadece Portekiz’deyken, artık dünya tarafından biliniyor ve birçok ülkede çalışmalar yürütüyor. Arthur, Son çalışmalarına Estonya ve ABD’de imza attı.

08

09

Kâinat israfı kabul etmiyor. Beşerin bulaşık eli adeta Dünya’nın sonunu getirmek istermişçesine işliyor. Bununla beraber, Arthur Bordalo gibi sanatçılar ümitleri yeşertiyor. Tebrikler Bordalo!

 Tercüme Haber: Mustafa Sait Önal


 

PARİS HALKI ŞEHRİ YEŞİLLENDİRECEK

Dünya’nın en büyük metropollerinden biri olan Paris, yeni düzenlemelerle birlikte bütün vatandaşlarını kamusal alanların bahçıvanı olmaya davet ediyor. La Relève et La Peste’in haberine göre belediyeden alınan izinler sayesinde Parisliler, şehrin her noktasında kendi bahçelerini oluşturabiliyorlar. Bu düzenlemeler sonrasında kent sakinleri artık kamusal alanlarda çiçek, sebze ve meyve yetiştirebilecek. Hatta Parisliler çatılarının üstlerini dahi yeşillendirip dikey bahçeler kurabilecek. Bu izin dâhilinde tek istenen şart bu bahçelerin sürdürülebilir yöntemlerle yapılması ve tarım ilaçlarının kullanılmaması.

 

05

Belediye, kent sakinlerinden bahçelerini kuracakları yerleri seçerken en uygun yeri bulmalarını istiyor ve dileyenlere toprak ve tohum bulunan bir başlangıç kiti de sağlıyor. Paris Belediye Başkanı Anne Hidalgo’nun hedefi bu şekilde 2020’ye kadar toplam 100 hektar büyüklüğünde yeşil alan oluşturmak. Uygulamanın Paris’teki biyoçeşitliliği desteklemesi ve şehirde yaşayan insanlar arasındaki toplumsal bağı kuvvetlendirmesi hedefleniyor.

04

06

Bizim özümüzde yer alan, İslâm’ın getirdiği güzelliklerden biri de şüphesiz çevre bilinci ve sağlıklı yaşam. Paris ve benzeri Dünya şehirlerinin böyle adımlar atması çok güzel, ama asıl bizler bu konuda Dünya’ya öncü ve örnek olabilsek ya…

Tercüme Haber: Mustafa Sait Önal

 


 

MERAK LABORATUARI

Londra Bilim Müzesi, 6 milyon sterline mal olan yeni bölümü “Merak Laboratuvarı”nı (Wonderlab) hizmete açtı. İngiltere’nin en büyük etkileşimli bilim galerisi niteliğindeki Wonderlab bünyesinde çocukların merak duygusunu harekete geçirerek bilime ilgi duymalarını sağlamaya dönük 50’den fazla uygulama ve oyun bulunuyor. Wonderlab ile ilgili olarak AA muhabirine bilgi veren tasarımcı Toby Parkin, ses, ışık, kuvvet, elektrik, madde, uzay ve matematik konularına ayrılmış 7 alt bölümden oluşan galerinin bilim ve matematiğin güzelliğini ve görkemini ortaya koymayı amaçladığını vurguladı.

“Ziyaretçilerimizin galerideki uygulamalar sayesinde tıpkı bir bilim adamı gibi yakın bir dikkat, merak ve yaratıcılıkla düşünmesini hedefliyoruz.” diyen Parkin, tasarımı kendisine ait olan galerinin ziyaretçilerle dolup taşmasını dört gözle beklediğini kaydetti. Bilim Müzesi’nin yılda 3 milyon ziyaretçi çektiğini belirten Parkin, Wonderlab galerisinin de yılda 200 bin çocuk tarafından gezilmesini beklediklerini söyledi.

Müzenin yeni interaktif galerisi Wonderlab’ın dikkat çeken bölümleri arasında Dünya’nın Ay ile birlikte Güneş çevresinde dönüşünün canlandırıldığı dev bir model uygulama ve Sırp kökenli Amerikalı bilim adamı Nikola Tesla tarafından ilk defa 1891’de bir örneği yapılan bir Tesla Bobini de yer alıyor.

03

Merak duygusu insanı harekete geçiren önemli bir duygu. Bunu hayırlı ve güzel işlerde kullanmak da bir o kadar önemli. Bu laboratuar sayesinde dileriz çocuklar ve gençler bilimi öğrenme yolunda Mutlak Yaratıcı’yı keşfedebilirler.

İlk yorumu siz yazın

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın:

E-Posta adresiniz kesinlikle gizli kalacaktır.


*