ESKİ HÂL MUHAL, İSTEMEYİZ İZMİHLÂL!

Darbelerin tarihe karıştığı zannedilen bir çağın çocuklarıyız. Darbelere şahit olmadık hiç. Sadece 90 neslinin çocukluğuna denk gelen son darbe, 28 Şubat postmodern darbesiydi, onu da hatırlamıyoruz zaten. Büyüyünce duyduklarımız, öğrendiklerimiz var. Bir de o dönemin yasaklarına denk gelen kimilerimiz…

Eski hâl muhaldi artık nazarlarda. Ta ki 15 Temmuz kanlı darbe kalkışmasına kadar… Darbe halkın gayretiyle önlenirken, etkilediği pek çok hayat oldu. Darbecilere geçit vermeyen insanımız canından oldu. Lakin “şehit, kahraman” gibi sıfatlar ile yâd ediliyorlar. Onlar kurtuldu (inşaallah), olan biz kalanlara oldu diyebiliriz sanırım. Eski hâl muhal derken, aylardır OHAL sürecindeyiz. Darbe girişiminin etkileri tüm ülkeyi sarıp sarmalamış, neredeyse tüm hayatlara dokunmuş durumda. Suçluların tespitini ve cezalandırılmasını milletçe beklerken, OHAL ile birlikte sapla samanın birbirine karıştığı, yaşla kurunun beraber yandığı zamanlara şahitlik ettik.

Ve gördük ki darbeler bir hükûmetten ziyade bir milletin hakkına hukukuna kastediyordu. Hükûmetler gelip geçiciydi, insanlar zaten ölümlüydü, ama hak ve özgürlükler her ne olursa olsun askıya alınamayacak, hesabı kısmen dünyada, mutlak surette ahirette sorulacak şeylerdi. Bunları unutmuş gibi; eski hâlden kurtulduğumuz, yeni hâl, mevcut düzen ile ilerlediğimiz (demokrasiyi tam sağlamaya çalışmamız gereken) bir noktadan, izmihlâle doğru sürüklenirken bulduk ülkemizi.

Biz ki ümitvarız, ye’se düşmeyiz Allah’ın izniyle. Ama ülkemizin mevcut hâlinden de endişeliyiz. Demokrasi, insan hak ve özgürlükleri, milletimiz ve ülkemiz açısından vazgeçilemez değerlerdir. Bunların elimizden kayıp gitmesini, eski hâle dönmeyi hele hele izmihlâli asla kabul edemeyiz.

Biz ki, âlemlere rahmet olan, Veda Hutbesi’nde bile insan haklarının korunmasını öğütleyen, hiçbir varlığın hakkına müdahale etmemek ve dahi her varlığın hakkını korumak üzere yaşamış bir Peygamberin (asm) ümmetiyiz.

Biz ki, geçmişi kahramanlıklarla dolu, asırlarca İslâm’ın sancaktarlığını yapmış ecdadın torunlarıyız.

Biz ki, “Ekmeksiz yaşarım, hürriyetsiz yaşayamam” demiş, hürriyet için mücadele vermiş bir üstadın talebeleriyiz.
Aldanırız, fakat aldatmayız. Çiğneniriz, fakat hakkı tutar kaldırırız…

Öyle inanmışız ki;
“Karıncayı gözeten din, insan haklarını ihmal etmez”

Biliyoruz ki;
“En ağır insan hakkı ihlali: DARBE”

İzmihlâle vermeyiz geçit, çünkü;
Biz ne darbeler gördük”

O nedenle;
“Darbe karşıtları parmak indirsin!”

Mutlaka;
“Tüm darbelere demokratça karşı çıkmalıyız”

Ancak;
Darbelerden zihniyet ve sistem değişimiyle kurtuluruz”

 

Şulenur Yıldırım
ysulenur@gmail.com

 

 

 

İlk yorumu siz yazın

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın:

E-Posta adresiniz kesinlikle gizli kalacaktır.


*