EMROLUNDUĞUN GİBİ DOSDOĞRU OL*

Bu ayetin kendisini ihtiyarlattığını ifade eder Peygamber Efendimiz (asm). Ayet kendisine nazil olmadan önce sürdürdüğü dosdoğru hayat tarzını, ayet indikten sonra daha kavi bir surette yaşamıştır ve bu istikamet üzere tüm insanlığa örnek olan bir hayatın ardından hitama ermiştir ömrü…

Şüphesiz ki bu ayet, Peygamber Efendimiz’in (asm) nezdinde tüm insanlara inmişti ve hepimizi alakadar etmekteydi.

Asırlar sonra doğunun bağrından tabir-i caizse bir güneş gibi doğan Bediüzzaman Said Nursî ise; aynı emri yaşamayı ve yaşatmayı hayatî ve uhrevî bir sorumluluk telakki ederek, rüyasında Efendimiz’den (asm) talep ettiği ve kendisine bahşedilen ilim ile gençler başta olmak üzere tüm insanlığın imanının selameti için ömrünü feda etmiştir. Feda edilen bu ömür, sayısız insanın hayatına kurtarıcı bir dokunuş yapmış ve Risale-i Nur Külliyatı gibi eşsiz bir Kur’ân tefsirini meyve vermiştir.

Hayatı boyunca karşısında durduğu, mücadele ettiği; İslâm’ı, insanı ve bu iki bağlamdaki bütün değerleri hedef alan tüm şer ve güç odaklarını, Kur’ân’dan aldığı ders ve imanının verdiği kuvvetle bi-iznillah mağlup etmiştir. Bıraktığı eserler ise aynı vazifeyi günümüzde de maddî ve manevî cenahlarda sürdürüyor.

Bediüzzaman Said Nursî; küfrün, zulmün, anarşinin, yalanın, istibdadın, tahakkümün, dinin siyasete alet edilmesinin, ahlâksızlığın, ataletin, korkaklığın, adaletsizliğin, haksızlığın, şahısçılığın, cehaletin, keyfiliğin, aldatmanın, israfın ve daha bu gibi pek çok, insanı ve İslâm’ı hedef alan şeyin karşısında emrolunduğu gibi dosdoğru durmuş ve hepsiyle canı pahasına mücadele etmiştir. İnandığı değerler için haklı ve kararlı mücadelesinde karşısına çıkan hiçbir güce boyun eğmemiş, bunu da ilmin izzeti için yapmıştır.

Tüm bunları yaparken, kendi nefsine gurur payı biçmediği, hiçbir övgüyü ve ücreti kabul etmediği, verilen mücadeleler ve yapılan hizmetlerden ortaya çıkan güzellik ve faydaları daima Hakk’tan bildiği, davasını son nefesine dek tavizsiz bir çizgide sürdürürken çektiği tüm çileleri ve gördüğü tüm bed muameleleri hiçbir zaman intikam amacına dönüştürmediği, ömrü boyunca her ne hâl ve şart altında olursa olsun hak bildiğini hak namına söylemekten ve yapmaktan çekinmediği için “Bediüzzaman”dır o. Onu tanımak ve anlamak bir şahsı bilmenin çok ötesindedir.

23 Mart 1960’da, ardında dünyanın her yerinden milyonlarca talebesini bırakarak ebedî âleme irtihal eden Bediüzzaman Said Nursî’nin, 57. vefat yıl dönümü vesilesi ile bu sayıyı hazırladık.

Kalemlerimiz, kelimelerimiz, sayfalarımız onun hayat serüvenini, şahsiyetini anlatmaya yetmez biliyoruz, ama onu anmak, davasını anlamak, bilmeyenlere anlatmak vazifemizdir.

Gençliğin imanının selametine adanmış bu ömrü sayfalarımıza taşımanın bahtiyarlığı ile tüm okurlarımıza selam ve hürmetlerimizi sunuyoruz, dualarını bekliyoruz…

 

*Hud Suresi, 112

 

İlk yorumu siz yazın

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın:

E-Posta adresiniz kesinlikle gizli kalacaktır.


*