BÜYÜĞÜM SANA SÖYLÜYORUM, GENE SEN ANLA!

13 yıllık geçmişe sahip bir gençlik dergisi olarak; Kur’ân’dan mülhem Risale-i Nur hakikatleri ışığında, gençlere yol gösterici olma ve onların sorunlarını dile getirme gayretiyle hareket ediyoruz.

Bu ay, hem onların sesi olmaya çalıştık hem de onlara mikrofon uzattık. Gençleri meşru olan itiraz haklarını kullanmaya teşvik ettik. Gençlerin sesi olmaya çalıştığımız noktalarda, sözümüz en çok büyüklere olacak. Keza, şuan okumakta olduğunuz bu satırlar da büyüklere hitap ediyor. Anne, baba, ağabey, abla, büyük baba, büyük anne, öğretmen, hoca, işveren, idareci, vekil… Her ne role sahipseniz toplumda, kendi rolünüzü en iyi şekilde gerçekleştirebilmeniz, sorumlusu olduğunuz gençleri anlamaktan geçiyor.

İşimiz, vazifemiz gereği gençlerle sık sık irtibat hâlindeyiz. Onların fikirlerini, beklentilerini, hayâl ve arzularını, gayelerini dinliyor, tarzlarını öğrenmeye çalışıyor, itirazlarına kulak veriyoruz. ‘İtiraz edebilirsin’ diyoruz onlara.

Bu ay da istedik ki, özelde yaptığımız bu görüşmelerin bir numunesi olarak “İtirazım var!” sesini kapağa taşıyalım, itirazlarını seslendirmede onlara cesaret ve fırsat verelim. Elbette ki bir kapak dosyası yetmeyecektir buna. Elbette ki itiraz edecekleri pek çok konu vardır daha. Biz yine, yeni, yeniden bir başlangıç yapmış olalım. Ve bu sayı geleceğimiz olan nesli anlama ve kazanma noktasında bir dua hükmüne geçsin inşallah.

İtiraz, belki kimimizin zihninde olumsuz bir çağrışım yapıyordur. Ama kapak dosyamızı okuduğunuzda bunun ne kadar fıtrî ve gerekli olduğunu göreceksiniz. Gençlerin isyana varan mecburiyetlere düşmemesi için, onlara itiraz kapılarını açmanız gerekiyor. Zira onlar yeni bir dünyanın, başka bir âlemin adamları. Sizin gibi düşünmemeleri, sizin gibi hareket etmemeleri, bundan sebep size itiraz etmeleri, onları kasıtlı muhalif yapmaz. Aksine sağlam birey olmaları, aklını başkalarının cebine koymamaları, güdülecek bir sürü olmamaları, istibdada boyun eğmeden yetişmeleri, akl-ı selim ve ehl-i tahkik olabilmeleri gibi gerekliliklerin yolunu yapar.

Geçtiğimiz Mart ayında yaptığımız bir söyleşide, öne çıkan bir cümlemiz vardı: “Dünün nesl-i âtisi, yarının nesl-i âtisi için çalışıyor” diye… Yeni nesle itiraz kapıları açarak, onları dinlemek, anlamak ve onlara fırsat vermek; arzu ettiğimiz imanlı neslin yetişmesinde ve dahi yetiştirilmesinde, kıyamete kadar sürecek olan bu mühim sancaktarlıkta, çok hayırlı ve önemli bir vesile olacaktır kanaatindeyiz.

Bu nedenle, kendi tecrübelerinizden istifade edebilmeleri ve onların da sizi anlayabilmeleri için, onları muhatap almalı, onlarla istişare etmelisiniz. Fikirlerine şefkat edilen gencin muhabbet ve hürmetle mukabelesi, aradaki kuşak yaralarına merhem olacak bir ilaç değil midir? Böyle bir ittifaka aciliyetle ihtiyaç yok mudur? Daha ne kadar elimizi kaldırıp bekleyeceğiz?

“Yaşasın sıdk! Ölsün yeis! Muhabbet devam etsin! Şura kuvvet bulsun!”

26 Mayıs Cuma günü Allah’ın izni ile kavuşacağımız mübarek Ramazan-ı Şerif’in, tüm İslâm âlemi için; hayırlara, bereketlere, huzur ve refaha medar olmasını rahmet-i İlahîye’den talepkâr ve ümidvârız. Binler tebrik ve dua ile…

İlk yorumu siz yazın

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın:

E-Posta adresiniz kesinlikle gizli kalacaktır.


*