“Sonsuzluk Tutkusu” ile başlayan “Genç Yaklaşım”ın yolculuğu, “Başlamak” ile on dördüncü yaşına adım atıyor “Genç Yorum” olarak.
2004 ‘son’baharında bir kutlu yolculuk başladı gençler için. Bugüne gelesiye dergimizin yaşı büyürken, kendisine eşlik eden, onu büyüten gençlerin sesi ve nefesi de büyüdü.
Sesi ve nefesi büyüdü, çünkü uzun bir hazırlık döneminden sonra; anketler, isim toplantıları, deneme baskısı derken, hayâllerde dolaşan gençlik dergisi kâğıda ve renge büründü en sonunda; gençler sayesinde…
Ama ben neyi vurgulamak istiyorum biliyor musunuz: Y harfini.
Hangi Y dediğinizi duyar gibiyim. Tabiî ki Genç Yorum’un, “Y” si. O sıradan bir “Y” değil, biliyorsunuz değil mi?
Y ile ilgili birkaç kelâm edeyim, bakalım sizler ona bakınca neler görebileceksiniz? Bu meyanda sizin de yazmanızı istesem? Tamam, oldu bu iş! 14. yaşından gün alan dergimize Ekim sayımız için bakalım neler çıkacak?
Demem odur; öyle bir Y ki; gencinden yaşlısına, müslimden gayrimüslimine, imamından papazına, delikanlısından hanımefendisine, siyasetçisinden sanatçısına herkesi, gençler eksenine çekiyor ve kucaklıyor. Örnek mi; Zara’sından George Marovitch’ine, Hrant Dink’in akrabasından Sırrı Süreyya’sına kadar kimler gençlerin eksenine girmedi ki… İlk aklıma gelenler bunlar oldu.
Turkuaz rengimiz Türkiyemize vurgu yaparken, turuncumuz diğer dünya yolcularını içine alıyor.
Y’mizden açılan kollar, sonsuzluğa katıyor düşündüklerimizden yazıya döktüklerimizi…
Ve en önemli konuyu, çıkış noktamızı söylersek, asıl ne yapmak istediğimizi ortaya koymuş oluruz. Gençler, yani bizler, asrın ve gelecek asırların müceddidi Bediüzzaman Said Nursî’nin telif ettiği Risale-i Nur ile boyanan düşüncelerimizi, dünya âleme ilan için çıktık yola. Devam da ediyoruz inşaallah.
Var mı şüphesi olan?
İlk yorumu siz yazın