Bilgisayar oyunu bağımlılığı

Her şey, öncelikle hayatımıza bilgisayarların girmesiyle başladı. İnternet bağlantısının eklenmesiyle de bizi arayan kişilerin telefonda meşgul tonu dinleme süreleri de bir hayli arttı tabiî. Bunlarla birlikte doğal olarak oynanan oyunlar da gelişmeye başladı.

Atari vb. oyun makinelerinin kullanımı, oyunların bilgisayara adapte olmasıyla azalmaya başladı. İnternet kullanımı yaygınlaştıkça bilgisayar oyunlarının sayısı da gün gittikçe çoğaldı. Günümüzde ise üç boyutlu, gerçekçi oyunların üretildiğini ve oynandığını görebiliyoruz. Peki, neydi birçok kişiyi ekranlara ve oyunlara bağımlı hâle getiren sebep? Bu soruya tek bir cevap vermek zor. Zira bilgisayar oyunu bağımlılığına sebep olan birçok etken var.

Bağımlılık nedir?

Bağımlılık, bireyin iradesinin devre dışı kalma hâlinin vuku bulmasıyla, bağımlısı olduğu ürünün zararlarına rağmen kullanımına devam etmesi, bırakamaması ve ara verdiği durumda hayatında yoksunluk hissi duyarak bağımlılık duyduğu nesneye geri dönme eğiliminin olması durumudur.

 

Bilgisayar oyunu bağımlılığına ne sebep olur?

Bu sorunun tek bir cevabı olmamakla birlikte, konuyu biyopsikososyal açıdan değerlendirebiliriz. Yani kişinin mevcut biyolojik, psikolojik ve sosyal durumu bağımlılığı etkileyen ve artıran unsurlardır. Bağımlılıkta irdelenmesi gereken konulardan biri, kişinin içinde bulunduğu ve yaşamını önemli ölçüde etkileyen bu üç unsurdur. Çünkü bireyi bilgisayar bağımlılığına sürükleyen bu etmenlerin irdelenmesi, düzenlenmesi veya tedavi edilmesi, bağımlılıkla mücadele etme noktasında büyük önem taşımaktadır.

Biyolojik Sebepler: Çocukluk döneminde anne-babasından yeterince onay içerikli ve doğru davranışı pekiştirici cümleler duymayan; serbest anne-baba tutumu sonucu her istediğini kolayca elde edebilen, kendi yapması gereken şeyleri yapmasına fırsat verilmediğinden başarı duygusunu tadamayan; otoriter anne-baba tutumu sonucu yine aşırı baskı görmüş ve kendini gerçekleştirememiş çocuklar bu ihtiyacını gidermenin yollarını ararlar. Bilgisayar oyunları bu ihtiyacı karşılamanın yollarından biridir. Orada puan, sanal para, kıdem kazanırlar. Hatta bu çocuklukla sınırlı kalmaz. Etrafımızda birçok yetişkinin telefonlarında oyun oynadığına her birimiz rastlamışızdır. Rastlamak bir yana dursun, mutlaka birçoğumuz bu oyunları oynamışızdır. Bu oyunları bağımlılık derecesinde oynayanların aslında ulaştığı bir hedef var: Ödül. Ödül, beyindeki dopamin hormonunu devreye sokar ve kişiye mutluluk, başarı ve haz hissini verir. Bunun yanı sıra kişi kendi oyununu kendi yönetiyor ve yine bundan da büyük haz duyuyordur.

Psikolojik Sebepler: Bağımlı kişiler bağımlı olduğu nesne aracılığıyla ruhen içerisinde bulunduğu boşluğu doldurmaya çalışırlar. Özgüven problemi yaşayan, sosyal ortamda bulunmaktan hoşlanmayan kişiler de bu ihtiyaçlarını oyundaki başarısıyla karşılamaya çalışırlar. Ve sosyal ortamda kuramadığı ilişkiyi oyunda kurduğu sanal (gerçek olmayan) karakterlerle özdeştirirler ve çevrimiçi oyunlarda (diğer gerçek kişilerle internet ortamında karşılıklı oynanan oyunlar) bu karakterlerini konuştururlar.

Sosyal Sebepler: Bilgisayar teknolojisinin gelişmesi, daha kolay taşınabilir hâle gelmeleri, zamanla her evde kolayca bulunabilen ve her türlü ekonomik seviyeye hitap edebilen bilgisayarların üretilmesi, internet kafelerin artması, okul çağındaki çocukların sosyal çevresinin sürekli bu mekânlarda bulunması, yine çevrimiçi oyunların artmasıyla, çocukların sokakları terk edip sanal ortamda bir araya gelerek, içlerindeki eksik yönlerini doldurmaya çalışmaları bilgisayar oyunu bağımlılığına neden olan sosyal sebepler arasında sayılabilir. Buna ek olarak sokakların tehlikeli olduğu düşüncesiyle, ailelerin çocuğu evde tutabilme politikası oluşturarak çocuklarını teknoloji kullanımına yönlendirmesi de sebepler arasındadır.

Özetle, daha geniş bakacak olursak; bu üç etkenin aslında birbirleriyle bağlantılı olduğunu görebiliriz. Anne babası tarafından belli nedenlerden (yoğun iş hayatı, annenin duygusal problemler yaşaması, fazla sayıda kardeş vb.) dolayı yeterince ilgi görmeyen bir çocuk hayâl edin. İnsan sosyal bir varlıktır; sosyal ilgiye ve onaya, yeri geldiğinde de ödüle (gerekli miktarda) ihtiyaç duyar. Ailesinin, yoğun çalıştığı için bu açığı kapatmak adına çocuğunu teknolojiyle tanıştırdığını ve ev içerisinde kullanımını yasallaştırdığını düşünelim. Çocuk bilgisayarıyla haşır neşir olacak ve oyunlarla tanışmaya başlayacak. Bu oyunlarda kazandığı ödüllerle (sanal para, altın, nesne vb.) onay ihtiyacını karşılayacak, beynine giden uyarıyla dopamin seviyesi artacak ve zamanla oyundaki seviyesinin ilerlemesiyle özgüven sahibi olmuş olacak. Çevrimiçi oynadığı oyunlarda kurduğu iletişimde, sanal yollarla oluşan sanal özgüveniyle sanal ilişkiler sürdürecek. Ve tüm bunlar sayesinde kişi, gerçekliğini bu sanal ortamda sağladığı için ona bağımlı hâle gelecek. Anne baba bunu fark ettiğinde ve bilgisayara sınır getirmeye çalıştığında ise büyük tepkiyle karşılaşacak ve çocuk bilgisayardan uzak kaldığı her an kendisini bir yoksunluk içerisinde hissedecek. Çünkü gerçek dünyada iletişim becerisini geliştiremeyen, sağlıklı bir iletişimin olduğu ailede büyüyemeyen ve zihinsel ihtiyaçlarını sanal dünyada gideren bir çocuk, yine orayı tercih edecektir. Burada çocuk yaşamını kendi yönetmektedir, dolayısıyla yaşadığı her zorluktan kurtulmak “çıkış” tuşuna basmak kadar kolay bir eylemdir. Gerçek hayatta ise bu mümkün değildir. Bu da demek oluyor ki, bilgisayar oyunlarına artan bağımlılık, çocukların gerçek dünyadan soyutlanmalarına sebep olmaktadır.

Bağımlılığın, kişilerde sebep olduğu psikolojik sonuçlar daha da çoğaltılabilir. Bunlara ek olarak bağımlılığa sebep olan, çocuktaki patolojik etmenler de olabilir. Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB), Depresyon, Sosyal Fobi, Obsesif Kompülsif Bozukluk (OKB), Asperger Sendromu gibi nörolojik bozukluklardan kaynaklı oluşan sebepler de bilgisayar oyunu bağımlılığına, yine biyopsikososyal açıdan sebep olabilir. Örneğin çocuk dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğuna sahipse ve okul derslerinde zorluk yaşıyorsa, bilgisayar oyununda sağladığı başarı, dopamin hormonunun salgılanmasını sağlayacak ve burada bir şeyleri başarabildiğini, bunun kendisini iyi hissettirdiğini gördükçe bu durum; başaramadığı derslerinden daha da uzaklaşmasına, başarı hissi yaşadığı oyun bağımlılığına doğru sürüklenme ihtimalinin artmasına sebep olacaktır.

 

Bilgisayar oyunu bağımlılığı için ne yapmalı?

Çocuklukta teknoloji kullanımı için önlem alınmadığında bağımlılık ergenlik ve yetişkinlik döneminde kendisini gösterecektir. Bağımlılıklar çocuklukta başlamasa bile az önce belirttiğimiz nedenlerden ötürü ergenlikte ve yetişkinlikte de başlayabilir.

Bağımlılık çocuklarda görülmekte ise anne-babalar bağımlılık konusunda uzmanlaşan bir profesyonelden veya klinikten yardım alabilir ve bu şekilde süreci ilişkilere zarar vermeden sağlıklı bir şekilde yürütebilirler.

Yetişkinler de bir uzmandan yardım alabilir. Bununla birlikte kişi, içinde bulunduğu durumun farkında olmalı ve bu durumla mücadele etme noktasında kararlı olmalıdır. Bu konuda iş hem uzmana hem kişiye düşmektedir. Karşılıklı iş birliği ve kararlılıkla bireyler bu konuda ilerleme kat edebilirler.

Tüm bunların yanı sıra unutulmamalıdır ki, bağımlılık tedavi edilse bile, bağımlılığa sebep olan etkenler de iyileştirilmezse, bağımlılık yeniden nüksedebilir. Bundan dolayı bağımlılığa sebep olan biyolojik, psikolojik ve sosyal etkenler de irdelenmeli ve sorun var ise iyileştirilmelidir.

İlk yorumu siz yazın

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın:

E-Posta adresiniz kesinlikle gizli kalacaktır.


*