Ömrümüzü ömür yapan şey…

Ne Amerikan tavukları kadar gereksiz bilgiler, ne de hayatınızı kurtaracak kadar gerekli bilgiler…
Rabbimizi bize tanıtan kâinattan küçük, ilginç bilgiler…

Ey bütün kusurlardan ve noksan sıfatlardan münezzeh olan Mâruf!
Biz Sana lâyık bir marifetle seni tanıyamadık.
Lâyıkıyla tanıyamadıysak da, geri de kalmadık.

 

Yeşerme

Eskiden Türkler yeni yılın geldiğini şu iki olayla anlarmış:

• Otların yeşermesi.
• Gök gürültülerinin ve yıldırımların başlaması.

Bu sebeple, eski Türkler yaşlarını söylerken  “yeşerme gördüm” derlermiş. Bugün kullandığımız “yaş” kelimesi de eskilerin kullandığı “yeşermek” kelimesinden geliyor. “90 yeşerme gördüm” diyen biri 90 yaşında olduğunu söylüyor.  Aslında yaşını ifade etmenin ne kadar güzel bir yolu. Şimdilerde insanların yaşı artıyor, ama yeşermeler görmeden…

Yeni yılın geldiğini anlamak için sadece otların yeşermesi yetmiyor, yıldırımların da görülmesi gerekiyormuş. İlkbahar başlarında atmosferik kararsızlık nedeniyle daha fazla yıldırım görülüyor. Yani diyebiliriz ki; güzelliklerin yanında zorlukların da olması baharı bahar yapan, ömrümüzü ömür yapan şey…

Bol yeşermeli, yıldırımlı yaşlarınız olsun.

Kerahet vakti

Kerahet vaktinde, yani güneşin doğuşu zamanında uyuyanlarda bel ağrısı meydana gelir. Dünyanın kendi etrafındaki dönüşünden (gece ve gündüz oluşumundan) meydana gelen çizgisel hız her enlemde farklıdır. Bu fark yer çekimini etkiler. Güneş doğarken uyuyanlar yatay pozisyonda oldukları için, yer çekiminde meydana gelen bu değişikliklerden daha fazla etkilenir ve bel ağrısı yaşarlar.

Sıkıntıya uğramamızın kendisine pek ağır geldiği Efendimiz (asm); çok düşkün olduğu biz ümmetine, kerahet vakitlerinde uyumamayı işte bu yüzden öğütlemiştir:

“Sabah namazından sonra, güneş doğana kadar uyumayın! (Beyhaki)           

“Sabahları uyuyan sırt ve bel ağrılarına müptela olur.” (İmam Şarani)