Okuyalım o zaman

Hayata dair çok planımız olmasına rağmen günlük koşturmaca içerisinde bazen hiçbir şey yapamıyor ve elde edemiyor oluşumuz zamanımızı pek de iyi değerlendiremediğimizi gösteriyor. Zaman en kıymetli nimet iken, su gibi akıp gidiyor gözümüzün önünden. Peki bilim insanları, mütefekkirler, âlimler, yazarlar zamanlarını nasıl değerlendirmişler? Neler yapmışlar, nasıl bir çalışma disiplinleri varmış ki ilim, bilim, fikir, sanat dünyamıza zenginlikler kazandırmışlar?

Haydi, zamanda yolculuğa başlayalım, ibret levhalarını okuyalım…

Dünyanın önde gelen bilim tarihçilerinden, 29 dil bilen Prof. Dr. Fuat Sezgin bir röportajında “Eğer arkanızda inancınız varsa o sizi yapıcı olmaya itiyorsa çok şeyler başarırsınız. Benim hayatımın sırrı budur” der.1

Yakın zamanda Nobel Kimya ödülünü alan Prof. Dr. Aziz Sancar, bunu nasıl başardığını anlatırken kırk yıldır DNA onarımı üzerinde büyük titizlikle çalıştığını söylüyor. “Bu çalışmalar, Süleymaniye Camii’ni inşa eder gibi taş üstüne taş koyarak oluşturuldu”diyen Sancar, gençlere şunları tavsiye ediyor: “Gençler çok karışık politik işlerle vakit geçirmeden bilim ve teknoloji noktasında kendilerini geliştirsinler. Hem memlekete hem de dünya ve insanlığa katkı sağlasınlar. O zaman Türkiye, AB ve ABD dengeli olur.”2

Rus besteci Çaykovski, “Daima çalışmalıyız. Kendisine saygısı olan bir sanatçı ‘havamda değilim’ diyerek ellerini kavuşturup oturamaz. Havaya girmek için çabalamak yerine ilham gelsin diye beklersek, çabucak miskinleşir ve hissizleşiriz. Sabırlı olmalıyız ve ilhamın yalnızca gönülsüzlüklerine gem vurmasını bilenlere geleceğine inanmalıyız” diyor.

Meşhur ressam Pablo Picasso şöyle der: “Müslümanların camiye girmeden önce ayakkabılarını çıkarması gibi ben de çalışırken bedenimi kapının dışında bırakıyorum.”

Hüccetü’l-İslâm İmam-ı Gazâlî, riyazet ve gayretle ahlâkın değişeceğini savunur. Ona göre, yaratılıştan cömert olmayan kimse, kendisini zorlamak suretiyle cömertliğe alışabilir. Ve şöyle der: “Diğer kötü sıfatlar da böyle, zıddı ile -gayeye ulaşıncaya kadar- meşgul ola ola ve keza ibadete devam ederek ve nefsanî arzulara muhalefet suretiyle batın güzelleşir.” İhya’yı nasıl yazdığını sorduklarında Gazali, “Bir zamanda, yalnız bir bölüm, bir bahis, bir mesele üzerinde çalıştım”der. Aynı şekilde yılda yaklaşık bin sayfa yazan Fransız Yazar Emile Zola da günde üç saat yazarak çalıştığını ve başardığını dile getirir.

Hanefî mezhebinin kurucularından Ebû Yusuf, son nefesi vermeden önce kendisini ziyaret edenleri ilmî bir mesele hakkında müzakere edince çevredekiler tarafından hayretle karşılanır ve şöyle der: “Bir beis yok. Bu meseleyi tetkik edelim ki, belki bilmeyen bir kimse öğrenip kurtulur.”

İlk Mutasavvıflardan Haris el-Muhasibi diyor ki: “Vaktinizi üçe ayırın: İlim için, amel için ve bedenin yükümlü olduğu ihtiyaçlar için.”

Meşhur müfessir, muhaddis ve tarihçi Taberî, 40 yıl boyunca her gün 80 sayfa yazmıştır. Yazdığı sayfaları 86 yıllık ömrüne taksim edildiğinde her güne 28 sayfa düşmüştür. Tüm eserlerinin sayfası 718.000’dir. Muazzam bir gayretin eseri olan Taberî’nin zamanını namazın beş vaktine göre ayarladığı, ilim aktarmak ve ilim almak dışında hayatının bir dakikasını dahi başka bir şeye sarf etmediği rivayet edilir.

Astronomi, matematik, tıp, tarih, edebiyat ve filoloji âlimi Biruni’nin, senenin iki günü hariç (Nevruz ve Bayram günleri) sürekli ilimle iştigal ettiği ve 120’den fazla eser bıraktığı bilinir.

Meşhur İslâm âlimlerinden el-Hanbeli ömründe 800 ciltlik eser verir. Kendisi, ömrünün bir saatinin dahi zayi etmediğini, dili ve gözü dinlenirken, yani yatıp uzanırken dahi tefekkür ettiğini, kalktığında yazacağı şeyleri düşünmüş olarak kalktığını söyler. “Şu 80 yaşımda ilme olan hırsımı 20 yaşımdaki hırsımdan daha çok buluyorum” der.

Hayatı boyunca 500’den fazla kitap yazan İbnu’l-Cevzi, zamanı değerlendirmeyenleri, meçhule sürüklenen gemidekilere benzetir ve şöyle ekler: “İnsanların çoğunun zamanlarını boş işlerde israf ettiklerini gördüm. Uzun gecelerde boş boş konuşurlar veya içinde şehevani ve lüzumsuz mevzular bulunan kitapları okurlar. Uzun günlerde ise uyurlar. Gün boyu ya Dicle’nin kenarındadırlar veya çarşılarda. Ben bunları gemi onları alıp götürürken aralarında çene çalmaya devam eden, fakat durumdan haberdar olmayan kimselere benzetiyorum.”

Ali Fuat Başgil, “Başarı yolunda senin ilk büyük düşmanın tembelliktir… Eğer tembelsen ve tembelliğin organik bir hastalıktan ileri gelmiyor da ruhsal bir gevşeklik, uyuşukluk, üşengeçlik, hoppalık ve uçarılık şeklinde ise, iradeni kullanarak bu düşmanını yenebilirsin” diyor.

İmam Mâlik ve onun gibi pek çok zat yemek yemeye dikkat eder. Çok yemenin çok uyumayı davet edeceğini dile getiren bu zatlar, yemek yerken dahi vakitlerini zayi etmemeye gayret gösterirler.

Dr. Darwin, köylerde arabasıyla evden eve dolaşırken düşüncelerini kâğıt parçalarına kaydeder ve bazı kitaplarını bu şekilde yazar. Newton, “Chronology”yi tam on beş defa yazdıktan sonra artık onun mükemmel olduğuna inanır. Hume, “İngiltere Tarihi”ni günde on üç saat ayırarak yazar. Montesquieu, yazılarının bir kısmından bahsederken bir arkadaşına şöyle der: “Sen şimdi bunları birkaç saat içinde okuyacaksın. Fakat seni te’min ederim ki, bu iş bana saçlarımı ağartacak kadar çalışmaya mâl oldu.”

Verdiğim bu örneklerin çoğunun yer aldığı şu iki kitabı da sizlere öneriyorum: İslâm’da Zaman Tanzimi (Prof. Dr. İbrahim Canan), İslâm Âlimlerinin Gözüyle Zamanın Kıymeti (Abdülfettah Ebu Gudde).

Meşhur zatların hayatları hakkında yaptığım araştırmalarda kendimce bazı maddeler çıkarmaya çalıştım. Kimisi zaten bildiğimiz hakikatler, meşhur sözler. Sizinle de paylaşmak istiyorum. Hepimiz için çıkarılacak dersler vardır. Rabbim hakkıyla uygulayabilmeyi nasip etsin. Âmin.

• Zorluk çektiğin ölçüde temenni ettiğin şeye ulaşırsın.

• İhlâsla gayret gösterene Cenab-ı Hak ikramda bulunur.

• İlim, rahatlıktan fedakârlık yapmanı ister.

• Yaptığın işin en hayırlısı az da olsa devamlı olandır.

• Her işe el atan her şeyden mahrum kalır.

• Bil ki, her gün ve her saat çalışmanın en uygun zamanıdır.

• En verimli olduğun zamanı, eşref saatini en faydalı işe ayır.

• Faydasız ilimden Allah’a sığınırım.

• Bugünün işini yarına bırakma.

• Bir işe olan inanç, iradenin motorudur.

• Sabır acıdır, fakat meyvesi tatlıdır. Sabırla, sebatla ve gayretle sindirerek çalış.

• Plan, program ve düzen daha verimli çalışmana vesile olur, zamanın kıymetini böylece anlarsın.

Dipnotlar:
1) http://www.yeniasya.com.tr/bilim-teknoloji/dunyaca-unlu-bilim-insani-prof-dr-sezgin-benim-hayatimin-sirri-budur_413072
2) https://www.yeniasya.com.tr/bilim-teknoloji/nobel-odulu-alan-sancar-40-yildir-dna-nin-hikmetli-yaratilisi-uzerine-calisiyor_361807

İlk yorumu siz yazın

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın:

E-Posta adresiniz kesinlikle gizli kalacaktır.


*