Zamanı yakalamak

Zaman; bir yazarın tükenen mürekkebi, bir çocuğun eskiyen oyuncağı, bir gencin uzaklaşan hayâlleri, bir ihtiyarın yavaşlayan nefesi… Zaman, geri getirilemeyen her şeyin altında imzası olan sanatçı. Zaman, sürekli tükenen, hiç artmayan bir sermaye. Zaman, insanın en büyük imtihanının kaynağı. Zaman, bu âlem ağacının kökünü mütemadiyen kemiren siyah ve beyaz iki kemirgen. Zaman, hayattaki en önemli ve en vefasız değişken. Zaman, şehadet âlemini her an öğüten değirmen. Zaman gençliğimizi ellerimizden alıp götüren bir kervan…

Öte yandan yakalanıp değerlendirilebildiğinde zaman; bir yazarın bütün başyapıtları, bir çocuğun bütün tebessümleri, bir gencin bütün kazanımları, bir ihtiyarın her nefesteki şükrü… Kıymeti bilindiğinde zaman, geri gelmese de insanı şükre sevk eden her sahnenin baş aktörü. Verimli kullanıldığında zaman, kazancı kaybından kat kat fazla olan kârlı bir ticaret. Yakalanabildiğinde zaman; insanın imtihanını kolaylaştıran en vefalı dostu, insanı ebedî nimetlere kavuşturan yol arkadaşı, gayb âlemlerine uçuran bir kuş ve ebedî gençliğe doğru götüren bir kervancı…

Daha birçok tanımı olan, ama hiçbir kavrama hakkıyla sığışmayan bir kavram zaman.

Zaman, ömrümüzdeki en önemli sermaye. Öyle ki, elde etmek istediğimiz maddî ve manevî her şey için öncelikli ihtiyaç, zaman. Zaman, dün, bugün ve yarın olmak üzere 3 devre… Dün bütün pişmanlıkları ile geride kalmış; yarın ise henüz elimize geçmemiş. Dünün telafisi de, yarının inşası da ancak bugünü yakalamak ve bugünü inşa etmek ile mümkün. Her ne kadar insan ömrü ortalama 60-70 yıl civarında olsa da, elimizdeki yegâne zaman sermayesi yalnızca bugünden ibaret.

O yüzden zamanı değerlendirmenin yolu öncelikle bugünü yakalamaktan geçer. Bugünü yakalayabilen, onun kıymetini bilen, onu değerlendirebilen yarınlarını sağlıklı bir şekilde inşa edebilir, dünün hatalarını ve pişmanlıklarını bugün telafi edebilir. Aklı başında olan insan aslında sadece elinde bugün olduğunu bilir ve bugününe çalışır. Yarın hakkında endişelenmekle ya da dünden pişman olmakla meşgul olan kişi ise bugünü yakalayamaz ve yarınını inşa edemediği gibi, dününü de daha fazla pişmanlık ile doldurur. Ömür sermayemiz bugünden, hatta şu andan ibaret.

İçinde bulunduğumuz gün hakkında hepimizin dilinde iki cümle… Kimimiz zamandan şikâyet ederek “Aman, geçmiyor zaman” derken; kimimiz ise eseflenerek “Eyvah, durmuyor zaman” diyebiliyoruz.

Yazının devamına dergimizin Temmuz sayısından ulaşabilirsiniz…

İlk yorumu siz yazın

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın:

E-Posta adresiniz kesinlikle gizli kalacaktır.


*