Ceylan Çalışkan

Olgunluk, bir işin sağlıklı şekilde gerçekleştirilmesi için gereken sorumlulukları üstlenebilmektir. Ciddiyet, sadakat ve bir işte sürekliliği sağlayabilmek olgunluğun varlığına işaret eden kuvvetli delillerdir. Olgunluğun bu alâmetleri, çoğunlukla, belli bir yaşa gelmiş olan insanlarda görülmektedir. Bazı gençler ise umulandan ziyade bir tarzda olgunluk göstererek meselelerine sahip çıkmış, uğrunda mücadele etmiş ve örnek teşkil etmişlerdir. Pek kısa ve geçici olan gençliğini ebedî bir dava olan İslâmiyet’e feda eden gençlerden birisi de, Bediüzzaman Said Nursî’nin talebelerinden, merhum Ceylan Çalışkan’dır. O, 34 yıllık ömrünün yaklaşık 20 yılını imana ve İslâm’a hizmetle geçirmiş genç bir İslâm kahramanıdır.

Abdulkadir Ceylan Çalışkan 1929 yılında Emirdağ’da dünyaya geldi. Çok küçük yaşta annesinin vefat etmesi üzerine öksüz olarak büyüdü. Çok zeki, kabiliyetli ve çalışkan olan Ceylan Ağabey, Bediüzzaman’ın isteği üzerine 1944 yılında, henüz 15 yaşındayken hizmete başladı. Hâlihazırda Bediüzzaman’a hizmet eden Çalışkan Ailesi’nin bir ferdi olan genç Ceylan da Üstad’a en yakın bir mevkide bulunma şerefine nail oldu. Bediüzzaman’ın mektuplarını  temize çekip postalamak, ziyarete gelenleri karşılamak, kır gezintilerinde Üstad’a refakat edip şahsî ihtiyaçlarının teminine koşturmak gibi bir çok hizmette bulundu. Bu hizmetler esnasında Üstad’dan birçok meselede ders aldı. Çok toy olan genç Ceylan Bediüzzaman için adeta “mânevî evlat ve fedakâr hizmetkâr”hükmüne geçerek onun şefkatine mazhar oldu. Bu da Bediüzzaman’ın, Ceylan Ağabey’in gençliğinden ileri gelen toyluklarını ve bazı hâllerini hoş karşılamasına sebebiyet verdi. Buna en güzel örnek ise, hiç kuşkusuz Ceylan Ağabey’in muzipliğiydi.

Nüktedan ve hazırcevap olan Ceylan Ağabey, genç yaşının da getirisiyle zaman zaman Bediüzzaman’a da latife yaptı. Bu sebeple Nur Talebeleri arasında “Üstad’a latife yapabilen nadir insanlardan birisi” olarak çokça anılmaktadır. Yeri gelmişken bu latifelerden bir tanesini de biz aktarmış olalım: Bir meseleden dolayı Ceylan Ağabey’in canının sıkkın olduğu esnada Üstad Hazretleri onun gönlünü almak için, “Ceylan size malta eriği alacağım” deyince, Ceylan Ağabey, “Üstadım gönlümüzü mü alıyorsun, yoksa yenidünya mı alıyorsun?” diyerek karşılık vermiştir.

Ceylan Ağabey, her ne kadar ilk olarak nüktedanlığıyla akla gelse de, genç yaşında büyük yüklerin altına girerek hizmette gösterdiği olgunluk, çalışkanlık ve ciddiyetle Bediüzzaman’ın takdir ve iltifatına mazhar olmuştur. Lahikalar’daki pek çok mektupta da imzası bulunan Ceylan Ağabey hakkında Üstad’ın bazı ifadeleri şu şekildedir:

“…Ceylan merhum birâderzâdem Fuad bedeline verilmiş diye manevi ihtar aldım.”2

“…Ceylan namında çok çalışkan bir çocuk, Risale-i Nur’a tam hizmet ediyor.”3

“Bu muallim Osman, Ceylan’ın hapis arkadaşıdır. Ondan tam ders almış. İkinci bir Ceylan olmak kabiliyeti var.”4

“Benim Abdurrahman’ım ve küçücük bir Hüsrev namını alan Ceylan, vazifesini iki üç yerde tam yaptı, geldi. Şimdi daha büyük bir vazife için Ankara’ya Sungur gibi bir vekilim olarak gönderiyorum.”5

“Şimdilik, Tahirî, Sungur, Ceylan, Hüsnü ve bir iki adam daha mutlak vekilim olarak vasiyet ediyorum.”6

Üstad’ın bu ifadelerinin yanında, henüz 19 yaşındayken, Üstad ile beraber Afyon Hapishanesi’ne girmiş olan Ceylan Ağabey’in mahkeme müdâfaasındaki ifadeleri de çok manidardır:

“…böyle bir esere ve o eseri telif eden muhterem Üstad’a daha evvelden şakird olmadığıma müteessifim.”7

“…zikr-ü ta’dad ettiğim vaziyetler nazarınızda bir cürüm teşkil ediyorsa, vereceğiniz en ağır cezanızı kemal-i rıza-yı kalb ile kabul edeceğimi arzederim.”8

Gençliğinin en heyecanlı yıllarını hizmete sarf eden, hatta bu uğurda mahpus bile olan Ceylan Ağabey, gençliği nihayete ermeden ahirete intikal etti. Vefatından yaklaşık bir buçuk yıl evvel ise Talia Hanım ile evlendi. Ceylan Ağabey’e vefatına kadar refika olan Talia Hanım, Yeni Asya gazetesine verdiği röportajda9Fırıncı Ağabey’in kendisine, “Ceylan Ağabey bir haftalık evliyken biz burada (bodrumun altında) risale yazıyorduk” dediğini aktarıyor. Bu da hiç şüphesiz Ceylan Ağabey’in, hizmeti her şeyden önce tuttuğunun bir delilidir.

Ceylan Çalışkan Ağabey gençliğini, kabiliyetlerini, mesaisini hizmete sarf edip onu her şeyin üzerinde tutarak, bizlere, pek kısa gençliğin nasıl değerleneceğinin dersini yaşayarak vermiştir. Cenab-ı Allah İslâmiyet davasına gönül vermiş olan gençlerin bu dersten hissesini artırsın. Âmin.

Dipnotlar:
1) Emirdağ Lahikası, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul, 2017, s. 549
2) Şualar, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul, 2017, s. 561
3) Emirdağ Lahikası, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul, 2017, s. 52
4) age., s. 369
5) age., s. 372
6) age., s. 565
7) Şualar, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul, 2017, s. 595
8) age., s. 595
9) https://www.yeniasya.com.tr/2008/08/23/roportaj/default.htm

İlk yorumu siz yazın

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın:

E-Posta adresiniz kesinlikle gizli kalacaktır.


*