İnsanın, Hz. Âdem ile başlayan dünya serüveninin merak ile nasıl şekillendiğini görebiliyoruz. Meraklı gözlerle etrafa bakmak, bir şeyler öğrenmek ve bir şeylere ulaşmak insanın temel meselelerinden. Belki de en temel olanı. Zira, hayatını sürdürebilmek için de birtakım “bilme”lere ihtiyacı var.
Bu bilme ihtiyacı, insanın her iki hayatının saadetine veya şekavetine sebep olabilir. Burada mesele tercihler ve tabiî fıtratı-vicdanı dinlemek, bu yolda yürümeye gayret etmek. Ve okumak. Kendini, âlemi, eşyayı okumak. Dönüp durup okumak. Ve Kur’ân’ı okumak; zira her şey orda yazılı. Kur’ân’dan öte bir bilgi hazinesi yok.
Okuyan insan, hele de ne okuduğunu bilen, faydalı olanı/olmayanı ayırt eden insan; kendine, hemcinsine ve diğer varlıklara yararlı işlerle meşgul oldu, oluyor, olacak. Okuyacak, çalışacak, arayacak, öğrenecek/öğretilecek, keşfedecek, neşredecek.
Hz. Âdem var olduğunda bütün isimler insanlık namına öğretildi ona ve insanlık o günden bugüne ilim öğrenerek bilimi oluşturdu, geliştirdi. Uçaklardan haberdar olan Bediüzzaman’ın “nev’imle iftihar ediyorum” dediğini öğreniyoruz hayatına şahit olanlardan.
İnsanlık için lâzım ve faydalı olan her şeyin gene insanlar tarafından tespit ve keşfedilmesinin geleceği nihai noktayı bilmek zor. Kıyamete dek sürecek olan bu bilim yolculuğunun tek ve değişmez rehberi olan Kur’ân’ı görmemek/inkâr etmek ise insana kaybettiren bir hakikat olarak duruyor gün yüzünde. Bütün bilmelerin kaynağı ve gayesi ise O’na ulaşmak, Marifetullah’a ermektir. Kendini bundan soyutlayanlar ise karanlıklarda kaybolmaya mahkûmdur.
Yaradan’ın kulları ve sair mahlukatı için ezelî ilmiyle var ettiği her bir şey bizzat kendisinin varlığına, birliğine delildir. Her şey O’ndandır ve her şey O’na dönecektir.
Bu ilimle terakkî etme/bilimi geliştirme yolculuğunun küçük bir şubesi olarak gördüğümüz Genç Yorum dergimizin 16. yaşına girdiği bu ayda, Marifetullah’a ulaşma gayretimizin daim olmasına ve sizler için daim istifadeli olmaya duacıyız.
İlk yorumu siz yazın