Öğrenci İşi’nde Ramazan

Merhaba Sevgili Keçeliler!

Hepinize sağlıklı, huzurlu ve bol kazançlı bir ay olması duası ile Ramazan Ayı’nızı tebrik ediyorum. Bu ay sizlere karantinadan sesleniyorum. Benim pek sıkıldığım söylenemez. Aksine evde kendi kendime kaldığımda, vakit bulamayıp da bu zamana kadar ertelediğim şeyleri yapma fırsatı buldum, diyebilirim. Sosyal medyada çok sık karşılaştığımız ekmek yapma akımına henüz katılmadım ve katılmayı da düşünmüyorum. Evde kaldıkları zaman ne kadar becerikli olduklarının farkına varan arkadaşlarımı tebrik ederim.

Öncelikle bu musibetin de Allah tarafından gönderildiğini unutmamak gerektiğini ve herkesin kendini inzivaya çekerek; ‘Nereden geldim?’ ‘Neciyim?’ ve ‘Nereye gidiyorum?’ sorularını kendine sorup belki de hayata yepyeni adımlar ile başlayabileceği bir fırsata dönüştürebileceğini söylemek istiyorum. Küresel bir musibet hâlini alan bu pandeminin en kısa zamanda zararlarından kurtulmamızı diliyorum.

Ramazan Ayı, her yıl 10 gün geri gelerek okul dönemimize denk gelmeye başladığından bu yana, çoğu öğrenci daha Ramazan başlamadan ‘Nasıl oruç tutacağız?’ diye yakınır oldu. Bu öğrencilerin içinde tabiî ki ben de varım. Üstelik her yıl Ramazan’ın sonunda ‘Allah bir kolaylık veriyormuş’ dememe rağmen. Biz insanoğlu her zaman sabrımızı sağa sola dağıtıp başta tükettiğimizden, asıl musibet gelince sabırsız kalıyoruz.

Ben de yine çok çok önceden ‘Ramazan tam da final zamanına denk geliyor, tüm derslerim de sabahın erken saatlerinde, ne yapacağım!’ diyordum ki online eğitime geçildi. Yine önceden yakınmamam gerektiği gerçeği ile karşı karşıya kaldım. Diyeceğim şu ki: Biz farklı planlar yapsak da Mevlam ne isterse o olur.

İlk olarak, sabah erken kalmak zorunda değiliz, diye kulağa hoş gelse de okula gidememek, giderken etmediğimiz şükrü etmemiz için bir vesile oluyor. Bu yüzden elimizde olan zenginliklerin farkında olarak her zaman şükretmeyi bilmeliyiz.

Evet dostlarım, mübarek Ramazan, yoğun zamanlarımızdan sıyrılıp, evde geçireceğimiz bir ay olmuşsa eğer, bizler de bunu fırsat bilerek tembellikten kurtulmalıyız. Bu yazımı yazarken #evdekal uygulaması söz konusu, sizler yazıyı okurken sokağa çıkmak serbest olur mu, bilemiyorum. Ama ben bu uygulamayı kendi mâneviyatım için devam ettirme kararındayım. Belki de gelecek Ramazanlar’da böyle güzel bir fırsat karşımıza çıkmayabilir.

İbni Abbas’dan (ra) rivayet edilen, “İki nimet vardır ki, insanların çoğu onlar hakkında aldanıyorlar: Sıhhat ve boş vakit.”1 hadisinde de geçtiği gibi, bizler bu boş vaktimizi ‘nasıl en güzel şekilde değerlendirebiliriz’ diye plan yaparak başlamalıyız. Tabiî ki önce, insanı tembelliğe iten “çok uyku, çok yemek, çok konuşmak” fiillerinden uzak kalmayı öğrenmeliyiz. Ramazan’da olduğumuz için yemek yemeye sınırlar dâhilinde ara vereceğimizden, zihnimizin daha açık olacağını ve böylece daha verimli zamanlar geçirebileceğimizi unutmayalım.

Yapacağımız plana; özellikle bu ayda çok sevap olan Kur’ân-ı Kerîm okumayı, günümüzün en kıymetli tefsiri olan Risale-i Nur okumalarını, ek olarak bol bol mâneviyat kazanmak için günlük Cevşen okumaları ile namaz tesbihatlarını eklemeyi unutmamalıyız. Bunların yanında, devam eden online derslerimizi titizlikle takip edip, evdeki rahatlık nedeniyle disiplinsiz bir ders programı içine girmemeliyiz. Zamanın bereketinin farkında olabilirsek eğer, her şeyi yapabileceğimizi ve sonucunda da bu fânî saatlerin yerine Cennet’te bâkî ömürler kazanabileceğimizi düşünmeliyiz.

Bu zamana kadar ertelediğimiz, yapmak isteyip de yapamadığımız, okumak için hep uygun zaman beklediğiniz kitapları okumak zamanı değil mi? Bu vaktimizi dolu dolu geçirmek bizim elimizde. Tembelliğe düşmeden kendimize güzel bir tefekkür penceresi açarak geçirdiğimiz bu vakitlerimiz, elbette bizlere artılar kazandıracaktır.

Aile bireylerimiz ile yaşadığımız hanemizde onlarla daha sık hasbihal ederek, onların gönlünü hoş tutarak hayır dualarını alabiliriz. Geçen hiçbir şeyin telafisi yoktur. Bu yüzden ailemiz ile güzel vakit geçirerek onlar ile ebedî bir hayatın kapısını açmaya çalışmalıyız. Kardeşlerim, bu zorluk ve sıkıntı içinde geçen günlerimizi hakkıyla eda edip sabrederek geçirirsek eğer, ömrümüz daha güzel günlere çıkacak inşaallah.

Hepinizin Ramazan’ını tebrik eder, sağlık ile bol istifadeli geçirmenizi ümit ederim. Dua ile selam ederim…

Dipnot:
1) Camiu’s-Sağir, Hadis No: 9280. Buharî, Rikak: 1; Tirmizî, Zühd: 1; İbni Mâce, Zühd: 15; Müsned, 1:258.

İlk yorumu siz yazın

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın:

E-Posta adresiniz kesinlikle gizli kalacaktır.


*