Fethin antika bir yadigârı: Ayasofya

Ayasofya… Bir mabetten öte anlam taşıyan âbide. İslâm’ın fetih sembolü. Âleme hükmeden Hıristiyanlığın, İslâmiyet’e devir ve tesliminin nişanesi. Yaklaşık bin beş yüz sene ayakta kalmış ve önemini korumuş bir eser. Ve daha nicesi…

Ayasofya’nın İslâm âleminde taşıdığı mânâ çok yüksektir. Bundan dolayıdır ki, zamanın Bedii bu mânâ ile ilgilenmiş, Ayasofya’nın önemine dikkat çekmiştir. Üstad  Bediüzzaman’ın Ayasofya ile olan münasebetinin 1907’lerde İstanbul’a geldiğinde başladığı tarihî kaynaklarda geçmektedir. Doğu’dan İstanbul’a belli bir amaç doğrultusunda gelen Bediüzzaman, o zaman İslâm âleminin pek çok yerinden katılımın olduğu bir vakitte elli bin kişilik muazzam bir cemaate 1909 yılının Nisan ayında Ayasofya’da bir hutbe irad eder. Divan-ı Harbi Örfi eserinde cinayetlerde bu konuşmadan bahseden Bediüzzaman, istibdadın zemmine, meşrutiyetin ehemmiyetine vurgu yaptığı bu konuşmasını Volkan Gazetesi’nde yayımlamıştır.

Üstad Hazretlerinin Ayasofya ile ilgilenmesi ilerleyen yıllarda da devam eder. Birinci Meclisin Ankara’da kurulmasının ardından dönemin siyasî yüzleri Üstad Hazretlerini Ankara’ya davet eder. Bediüzzaman Hazretleri, İstanbul’da İngilizler karşısında mücadele vermesinden ve Ankara’yı cephe gerisi olarak gördüğünden oraya gitmek istemez. Van Eski Valisi, dostu Tahsin Beyin araya girmesi ve Mustafa Kemal’in ısrarlı davetleriyle nihayet Ankara’ya ulaşır. Fakat gördüğü durum zannettiğinden farklıdır. Üstad Bediüzzaman, Meclis başkanı Mustafa Kemal ile hususî görüşerek durumun düzelmesi için bizzat önerilerde bulunur. Âdeta ileride Ayasofya’nın başına gelecekleri görürmüşçesine, Ayasofya örneği üzerinden uyarıda bulunur. Bu örnekte, Ayasofya’nın Asya kıtasını ve Âlem-i İslâm’ı temsil etmesi önem arz eder. Zira Asya’yı ayakta tutan dindir.

Bahsi geçen örnekte, Ayasofya Camii’nin içindeki mübarek cemaat ve dışarda sofa ve pencerelerde bulunan ecnebî ve haylaz çocuklar karşılaştırması yapılır. Eğer bir adam o camie girip Kur’ân’dan bir bölüm okusa muazzam cami cemaatini memnun edecek, ecnebilerin hoşuna gitmeyecektir. Eğer o adam cami içine girip fuhşa ait şarkıları söylese ecnebileri ve ahlâksızları sevindirecek, fakat muazzam cemaatin nefretini kazanacaktır. Burada verilen açık mesajda, yapılacak yeniliklerin kaçınılmaz olduğunu ifade etmektedir. Fakat yapılacak bu yeniliklerle hangi zümre sevinecektir? Bir değişiklik, yenilik yapılması icap ettiğinde, bu yapılan yeniliklerin cami cemaatini memnun etmesi gerektiği, ecnebileri ve dışardaki haylaz çocuklar tabiriyle kastedilen dalkavukları güldürmemesi gerektiği ifade edilmiştir.

İlginçtir ki, bahsi geçen örneğin sonunda “Mü’minin ferasetinden sakının”1 hadisinin yer alması, ‘Üstad ferasetiyle ileride olacakları keşfen görüp bunu ifade etmiş’ hissiyatını bizlere vermektedir. Muhatabı olan Mustafa Kemal’in Ayasofya örneğinden etkilendiği, bu konuşmanın onu sarstığı, hatta hissiyatı ve prensipleri rencide olduğu hâlde Üstad’a ilişmediği de Risale-i Nur’da ifade edilmektedir.

Bediüzzaman Hazretlerinin Ayasofya mücadelesi, tek adamlığın sona erdiği ve Demokrat Parti’nin iktidara geldiği vakit de devam eder. Bediüzzaman, Ayasofya’nın cami olmaktan çıkarılıp ezanların susturulduğu bir devirde ezan ve Ayasofya’nın tekrar aslına döndürülmesi için mücadele verir. Dönemin siyasî liderlerine gönderdiği mektuplar buna delil teşkil eder. “Hem bu kahraman milletin ebedî bir medar-ı şerefi ve Kur’ân ve cihad hizmetinde dünyada pırlanta gibi pek büyük bir nişanı ve kılıçlarının pek büyük ve antika yadigârı olan Ayasofya Camii”2nin puthaneye çevrilmesi Üstad Hazretlerini ziyadesiyle rahatsız eder. İstibdat ve baskının en yoğun olduğu zamanlarda bile bunu yapanların “…keyfi, kanun namındaki emirlerine fikren ve ilmen taraftar değiliz ve şahsımız itibariyle amel etmiyoruz”3 diyerek merdâne bir yaklaşım gösterir.

Üstad Bediüzzamanın “Üçüncü Said” döneminde üç ana hedefi vardır. Birincisi ezanın aslına çevrilmesi, ikincisi Risale-i Nur’un devlet eliyle basılması, üçüncüsü ise Ayasofya’nın tekrar camie çevrilmesidir. Bunların yapılması için siyasîlere uyarılarda bulunur. Fiilî ve kavlî dualar neticesinde ezan aslına çevrilir. Sırada ikinci ve üçüncü hedefler vardır. Bu vatanda bulunan dört siyasî partinin anlatıldığı mektupta4, âdeta demokratların ileride başlarına bir şey gelmesinin engellenmesi için bu hususları yerine getirmelerinin gerekliliğine vurgu yapar:

“Nasıl ezan-ı Muhammediye’nin (asm) neşriyle demokratlar on derece kuvvet bulduğu gibi, öyle de Ayasofya’yı da beş yüz sene devam eden vaziyet-i kudsiyesine çevirmektir. Ve âlem-i İslâm’da çok hüsn-ü tesir yapan ve bu vatan ahalisine âlem-i İslâm’ın hüsn-ü teveccühünü kazandıran, bu yirmi sene mahkemeler bir muzır cihetini bulmadıkları ve beş mahkemede beraatine karar verdikleri Risale-i Nur’un resmen serbestiyetini dindar demokratlar ilan etmelidirler. Ta bu yaraya bir merhem vurmalı. O vakit âlem-i İslâm’ın teveccühünü kazandıkları gibi, başkalarının zalimâne kabahati de onlara yüklenmez fikrindeyim.”5

Bu fikirlerini müteaddid defa dile getiren Bediüzzaman Hazretleri, Ayasofya’nın muzahrefattan temizlenip ibadet mahalli yapılmasının âlem-i İslâm ile birlikte bir kısım Hıristiyan devletlerini de memnun edeceğini6 ifade etmiştir. Ayasofya müze olmak için değil ibadete mahal olmak için yapılmıştır. Eskiden Hıristiyanlığın dünyaya hâkimiyetini gösterirken İstanbul’un fethinden sonra fethin sembolü ve İslâm’ın nurlarının dünyaya yayılmasının numunesi olmuştur.

Ayasofya, maddî olarak değerli bir yapıt olmakla birlikte mânevî noktada taşıdığı anlam maddesiyle kıyas götürmez. Fethin ardından Ayasofya artık bir şeair-i İslâmiye hükmüne geçerek âlem-i İslâm’a mâl olmuştur. Bu açıdan, Üstad Bediüzzaman’ın Ayasofya mücadelesi bir bakıma şeairi muhafaza etmeye çalışmaktır, denilebilir.

Dipnotlar:
1) Tirmizî, Tefsîru’l-Kur’ân, 15; MK7497 Taberânî, el-Mu’cemü’l-kebîr , VIII, 102
2) Şualar, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul, 2020, s. 415
3) age. s. 424
4) Emirdağ Lahikası 2, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul, 2019, s. 492
5) age. s. 493
6) age. s. 568

1 Trackback / Pingback

  1. Zaman “Cumhuriyet” zamanı | Genç Yorum

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın:

E-Posta adresiniz kesinlikle gizli kalacaktır.


*