İnsanı okumak

“Okumayı bilirsen her insanın bir kitap olduğunu göreceksin” diyor W. Channing. Okuma fişlerinizi de alın gelin sevgili okur, insan okumayı öğreneceğiz.

40’ın sırrı

Kırkı çıkmak, kırk katır kırk satır, kırk gün kırk gece, kırk kere söylersen olur, kırk parçaya bölünmek, kırk haramiler, kırk dereden su getirmek, kırklara karışmak, kırk tarakta bezi bulunmak, kırk yıl düşünsem aklıma gelmez, kılı kırk yarmak, kırk küp kırkının da kulpu kırık küp, kırklanmak…

40 ile ilgili o kadar çok deyim var ki… Peygamberimize (asm) risalet vazifesi 40 yaşında geldiğine göre, bir önemi olmalı elbette. Mesela:

  • 5 vakit namaz, sünnetleri ile birlikte 40 rekâttır.
  • Anne karnındaki bebeğe ruh 40. gün üflenir.
  • Zekât, malın 40’ta birinden verilir.
  • “Çile” kelimesi Farsçadır ve 40 gün anlamındadır.

Velhâsıl, 40 sayısı hazırlık ve tamlık mânâsına gelir. Kur’ân’ın 40. sûresi Mü’min Sûresi’dir; inanan, teslim olan, kabul eden, tamama eren anlamına gelmektedir.

40’ın içinde bulunan 4’ün de bir gizemi olmalı ki, Bediüzzaman Hazretleri, birliğin ve beraberliğin önemini vurgularken, 4444 sayısının yan yana olmasını örnek olarak vermiştir.

Ay nasıl kokar?

Anlaşıldığı kadarıyla Ay barut gibi kokar. Ay’da yalnızca on iki kişi yürüdü ve bunlardan hiçbiri özel uzay giysileri nedeniyle Ay’ı koklayamadı. Ancak Ay yüzeyinden kabine döndüklerinde yanlarında bu tozlardan bol miktarda sürüklüyorlardı. Astronotlar Ay’daki toprağın kara benzediğini, barut gibi koktuğunu ve tadının çok kötü olmadığını söylediler. Bu toprak büyük ölçüde, Ay’ın yüzeyine çarpan göktaşlarının yol açtığı silikon dioksitten meydana gelmektedir; bunun yanı sıra demir, kalsiyum ve magnezyum gibi mineraller de içerir.

Uzay hakkında Ay’ın kokusunu bile merak edecek kadar güçlü bir latîfemiz var, değil mi sevgili okur? Öyleyse bu merak latîfemizin de asıl vazifesini yazalım:

“Bilirsin ki: En ziyade insanı tahrik eden meraktır. Hattâ eğer sana denilse: ‘Yarı ömrünü, yarı malını versen; Kamer’den (Ay) ve Müşteri’den (Jüpiter) biri gelir, Kamer’de ve Müşteri’de ne var ne yok, ahvalini sana haber verecek. Hem doğru olarak senin istikbalini ve başına ne geleceğini doğru olarak haber verecek.’ Merakın varsa vereceksin. Hâlbuki şu zât, öyle bir Sultan’ın ahbarını söylüyor ki: Memleketinde Kamer bir sinek gibi bir pervane etrafında döner. O Arz olan o pervane ise, bir lâmba etrafında pervaz eder. Ve o Güneş olan lâmba ise, o Sultan’ın binler menzillerinden bir misafirhanesinde binler misbahlar içinde bir lâmbasıdır. Hem öyle acaib bir âlemden hakikî olarak bahsediyor ve öyle bir inkılabdan haber veriyor ki: Binler Küre-i Arz bomba olsa patlasalar, o kadar acib olmaz…”1

Dipnot:
1) Sözler, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul, 2020, s. 267

İlk yorumu siz yazın

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın:

E-Posta adresiniz kesinlikle gizli kalacaktır.


*