FEYÂLİLACEB

Okuyalım bu hayatı!

Kızılca damarı!.. Karadenizliden daha sert, daha çetin diyor eşim bir Karadenizli olarak. Bir kere Kızılca’yı görmüş olmasının dışında bir sorun yok tabi. Babaannemi daha önce yazıma konuk etmiştim, “Yılanı severim, sıçanı da severim. Bi sümüklü […]

FEYÂLİLACEB

Yaşadıkça öğreniyor insan

İnsan kendini “oldum” sanmasınmış gerçekten, bir bilgi; pat cahil hissi. Ben bekârken bayağı kültürlü ve bilgili olduğumu düşündüğüm canım kendimle aslında öyle olmadığımı evlendikten sonra “Bunuda mı bilmiyorum yaaa off!” diye çekişmem, insanların suratlarına “Gerçekten […]

FEYÂLİLACEB

Bir insan nasıl tükenmez?

Büyük küçük demeden herkesin bakış açısının zenginliğini kabul ederek ön yargısız dinler, tartar ve doğru kabul edebildiklerinin hayatına ışık tutan fenerlerden biri olmasına izin verir, yani sürekli yenilenirse tükenmek nasıl olsun ki? Aynı su günlerce […]

FEYÂLİLACEB

Kitapları açmak serbest!

Bir sınav düşünün, hoca soruların cevaplarını dolaylı olarak anlatıyor ya da diyor ki; “Kitapları istediğiniz gibi açabilirsiniz sınavda.” Nasıl rahatlarız! Stres tamamıyla yok olur zaten. Bir yüzler güler, havada uçuşan “Hocam çok sağolun”lar, arkasından konuşulan […]

FEYÂLİLACEB

Bağlantı kuruluyor…

Bağlantı kuruluyor… Bir varmış bir yokmuşlar dünyası… Bizim hiç bitmeyecek gibi sarıldığımız, her şeyin aslında çok kısa sürede bittiğini defalarca yüzümüze tokat gibi yememize rağmen tekrar tekrar yeni bir tokat için başımızı çevirmelere doyamadığımız canımız […]

FEYÂLİLACEB

Şehirden indim köye

İstanbul’un en kalabalık ve yoğun yerinde yaşarken hayat bir anda “Haydi bakalım! Bir de bu taraftan yaşa” demesiyle, “Noluyor?” derken kaderin göz kırpmasıyla, nasibin “Biraz daha sabret. Seni bulacağım” dercesine içime doğuşuyla, dualarımın “Ne zaman […]

FEYÂLİLACEB

Yaşayalım bu hayatı!

Otur, arkana yaslan ve senin için her türlü olayda kaderin adalet edeceğinden emin olarak yaşa bu hayatı. “Yaşıyorsun bu hayatı be abi!” dedirt. Aman ha, nefsine dedirtme! Dikkat et. O derse sıkıntı. Nefsin ne kadar […]

FEYÂLİLACEB

1-2-3… Kayıt!

İçimden neşeyle koşmak istedim. Huhuuuu, çocukluğum orda mısıınnn? Yoklamalıydım önce, bayağıdır karşılaşmamıştık su fıskiyeleriyleee. Kalbim aynı çocukluğumdaki gibi attığında, “Heeeh,” dedim “İşte bu! Koş koş koş koş!” Sadece çığlık ve zıplayarak suyun içinde dönme kısmı […]

FEYÂLİLACEB

Fark et!

Nerde kaldın bahaarrr! İlk defa bu kadar bekledik yahu. Bu yıldan önce hep kışın erken bitmesinden hayıflanan biri olarak kış uzamaya başladıkça hoşuma gitmişti ama artık Mart’ın kapıdan baktırmasını geçip Nisan’da bile kalorifer peteğindeki sıcağı […]

FEYÂLİLACEB

Dikkat duygular!..

“Aaa üzgün yüüüzzzz! Çay damlalarından nasıl oldun böyle tezgahtaaa” dedim ve üzüntü kapladı yüzümü. Oysa her şeyde bir gülücük görmeye çalışıp, görüp “aaayy gülücüüükkk” derim. Gülücükler yerleşir yüzüme. Hatta bu yüzden parmaklarıma bile gülücük çizerim, […]