Güneş tüm cömertliği ile günü selamlıyor bu vakitlerde.
Bir günü daha yaşanmışlıkları ile götürürken anılar heybesine
Yarın için yeni umutlara göz kırpıyor adeta.
“Yarın eğer “Kûn” emri verilirse; sana sımsıcak bir gülümseme ile merhaba diyeceğim…
“Seninle birlikte güne rezzakiyetin kapısından niyet ile başlayacağız” diyor adeta.
“Sonra göklere tam yayılacağım.
“Öyle ya; öğlen benim tam büyüme vaktim.
“Tıpkı senin gibiyim aslında, büyüdüğümde daha faydalıyım.
“Gün öğle olduğunda sana hem ışık, hem sıcaklık, hem bereket olacağım” diyor.
Bir Bilal’in sesi ile camilere koşar, niyet ederiz günün telaşında.
“E artık yavaş yavaş toplayayım eteklerimi” der.
Ve şimdi tam da bu vakitlerde bir dinginlik ile huzuru bahşeder.
Hani buna gün ikindiye döndü derler.
Selam eder bu vakitlerde yaşama.
Tıpkı senin ömrün gibi.
Vakit olgunluk bu çağda benim için.
Bir hicaz makamında ezan ile huzura kapı açarız birlikte.
Ve ben tüm hûzmelerimi toplayarak elveda derim.
İbrahim’i haklı çıkarmak tüm davam.
O, batıp gidenleri sevmezdi.
Öyleyse vakit şimdi Rabbi bulmada.
Rast makamında bir ezan ile.
Akşamı eda etmede.
Tıpkı senin yaşlılığın gibi…
Bir davanın son anı.
Ben gidiyorum şimdi.
Sana yolunu gösterecek, elbette bir ışık sunacak Yaradan…
Benden sonra ayın o Muhammedî yeminle birleştiği vakitlerde sen de Rahman’a yatsı namazında yemin et.
Tıpkı o Resul-ü Ekrem gibi.
Kasem et Ay’a ve de ki: Seni tüm noksan sıfatlardan tenzih ederim…
İlk yorumu siz yazın