Rahmetle anıyoruz…

Merhaba Değerli Okur;

Bir sayıyı daha seninle buluşturmanın sevinci içerisindeyiz. Bu ay sevincimiz iki kat fazla. Uzun bir süredir Risale-i Nur Külliyatı’na getirilmiş olan bandrol engeli nihayet kalktı.

Artık aslına sadık kalmak şartıyla isteyen her yayınevi yeniden Risale-i Nur basabilecek. Bununla birlikte sadeleştirme gibi tahrifatların önü de tamamen kapanmış oldu Allah’ın izniyle.

Bandrol yasağının serencamını dergimizin kapak yazılarında detayları ile okuyabileceksin. Burada özellikle değinmek istediğimiz bir iki şey var.

Risale-i Nur’un adeta bir güneş gibi, girdiği her yeri Kur’ân hakikatleriyle aydınlattığını, önyargılar olmaksızın okuyan herkes hissesine göre anlar, hisseder. Risale-i Nur’a duyulan ihtiyaç ölçülebilir bir şey olmadığı için, bunun matbaalarda basımına bir sınır getirilmesi kabul edilebilir değildir. Risale-i Nur öyle ulvi mânâları içinde taşır ki; dünya genelinde Nur’a gönül vermiş tüm insanlar tarafından an be an okunması, canlı ve cansız bütün varlıklara işittirilmesi, bin kalemli matbaalarda aralıksız basılması, her an her yerde Nur’lu nefeslerin, seslerin, harflerin yankılanması; hem küçük bir kâinat olan insanın hem de büyük bir insan olan kâinatın ihtiyacıdır…

Bu büyük ihtiyacın giderilmesinde de Nur Talebeleri’nin vazifesi mühimdir. Bu vazifeyi yerine getirmek hem bir ihtiyaç hem de bir haktır. Bunu şu ifadelerden anlıyoruz: Risale-i Nur’a intisap eden zâtın en ehemmiyetli vazifesi, onu yazmak ve yazdırmaktır ve intişarına yardım etmektir. Onu yazan veya yazdıran, “Risale-i Nur talebesi” ünvanını alır. Ve o ünvan altında, her yirmi dört saatte benim lisanımla belki yüz defa, bazan daha ziyade hayırlı dualarımda ve manevi kazançlarımda hissedar olmakla beraber, benim gibi dua eden kıymettar binler kardeşlerin ve Risale-i Nur talebelerinin dualarına ve kazançlarına dahi hissedar olur.

Bu manevî kazançtan hissedar olmak, Risale-i Nur Talebesi olmaya liyakat kazanmak, kimse tarafından engellenemeyecek bir hak olduğu için, bu yönüyle dahi Risale-i Nur’un neşri noktasında bir yasağın olması kabul edilemezdi. Üstadımızın vasiyeti ile hem devlet eliyle Risaleler basılabilmelidir, hem de isteyen her yayınevi neşredebilmelidir. Dikkat edilmesi gereken şey ise, aslına uygunluktur. Bu konuda da tüm Nurcular fikir birliği hâlindedir.

Yeni Asya Medya Grup bünyesindeki yayınlarımızla her fırsatta bu gerçekliği dile getirdik ve Risale-i Nur’un belli kurumlarca, belli sayıda basılabilmesine itiraz ettik. Bu haklı itirazımız neticesinde 666 gün sonunda Risale-i Nur basımı yeniden serbest hâle geldi. Biz de bu müjdeyi Mart sayımıza taşımış olduk.

Hatta Mart sayımızın toplantısını yaptığımız günlerde, henüz bandrol almamıştık. Ama bu ümitle Risale-i Nur özel sayısı yapma kararı aldık. Bandrol sevinciyle tam muvafık oldu hazırlıklarımız.

Tüm bu sürecin; bütün Nurcular açısından fert fert özeleştiri yapmayı gerektirdiğinin şuuruyla, Mart özel sayımızı istifadene sunuyoruz. Bediüzzaman Hazretleri’nin vefatının 56. yıldönümü vesilesi ile kendisini rahmetle anıyor, Cenab-ı Hak’tan bizleri ona layık talebe eylemesini temenni ediyoruz.

Dualarını bekliyoruz…

 

İlk yorumu siz yazın

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın:

E-Posta adresiniz kesinlikle gizli kalacaktır.


*