İYİLİK

İyi nedir, iyilik nedir hiç düşündünüz mü? Ben diyorum ki ara sıra lügât, sözlük karıştırın. Bildiğiniz kelimelere de bakın. Mesela ben baktım. Açtım, dedim ki bu programın konusu ‘iyilik’ olacağına göre bakayım sözlük ne diyor? Bakın ne diyormuş: “İstenilen, beğenilen nitelikleri taşıyan, beğenilecek biçimde olan, kötü karşıtı.” Eskiden Türkçe dersinde “Bilmediğiniz kelimeleri yazın” derlerdi. “O kelimeyi de bir cümle içinde kullanın.” Kelimeleri cümle içinde kullanmamız yetmiyor aslında. O bir başlangıç. O hayata bir hazırlık. Zaten bütün mesele kitabı hayata, okulu hayata, camiyi hayata taşıyamadığımızdan kaynaklanmıyor mu? Taşımalıyız. Taşırmalıyız.

Kelimeleri o incecik yırtılan kâğıtların içinden sapasağlam hayatın içine taşımalıyız. Aslında birçok kelimenin anlamını “Haydi de bakayım” deseler anlatamayız, söyleyemeyiz. Bir sürü kelime, bir ton anlam, bir bu kadar çağrışım. Hangi birinin altından kalkacaksınız? Ama siz, anlamadığınız kelimeleri anladığınız kelimelerden bulabiliyorsunuz. Ve devam ediyor sözlük: “Bol, yararlı, kazançlı, çok, uğurlu, hayırlı, iyilik getiren, esen, sağlıklı, yerinde, uygun, yeterli, yetecek miktarda olan” anlamlarına geliyormuş. Şu anda mesela bana çay ve su geldi. “İyi” diyorum. Yani, “Teşekkür ederim” anlamına geliyor, değil mi? Şimdi çayımız geldi, şöyle bir gözümüzü sallıyoruz, gönlümüzü kıpırdatıyoruz. Bazen yapamadığımız şeyler için de deriz ya hani “iyi iyi”…

Hiç olmadık bir yere diyelim ki bir ev yapılmış. “İyiii” Yani “iyi değil” anlamında. İşte Keyfince Lügât’in böyle bir yönü var. Kelimelerin “evet” derken “hayır”, “hayır” derken “evet” denildiğini de düşünebilmek için. “Yeterli; yetecek miktarda olan; öğrencinin değerlendirilmesinde kullanılan orta ile pekiyi arasındaki not; işe yarar, hedefine özüne uygun, doğru yapılmış, çizgi dışına çıkmamış.”gibi gibi anlamlara geliyormuş. Evet de biz güzel bir şey yaptığımızda iyi ve güzel çok zaman yan yana kullanılır. İyi olan bir şey güzel midir? Güzel olan bir şey iyi midir? Aralarında kâğıt kadar ince ayrılıklar veya kâğıt gibi ince yakınlıklar var.

Sözü nereye getireceğim? Aslında bir kitap tanıtmak istiyorum. “Kendine bir iyilik yap.” diyor. Bilge Göksu hazırlamış. Başta şöyle bir ikaz var: “Bu kitabı oku. Hadi sen de gülümse.” diyor. Demek ki iyilik gülümsemeyle başlıyor. Mesela birine selam verirken sert selam vermezsiniz değil mi? İşe Onun adıyla başlayın, yani Onu yanınıza alın. “Bismillah!” Baş iyilik bu bana sorarsanız. Ve iyiliğe dair kimler neler demiş?

Goethe demiş ki: “İyilik isteyen önce kendi iyi olsun.” Harika! Sen iyi ol, başkaları sana kolay kolay kötülük edemez. Yani sana kötülük yapması için çok çok çok çok kötü olması lazım. Lao Tse ise şöyle demiş: “Kötülüğü adaletle, iyiliği de iyilikle karşıla.” Konfüçyüs: “İyiliği hiçbir menfaat gözetmeden sırf iyilik olsun diye yapmalıyız.” Balzac ne demiş? “Gizlice iyilik yapanlar belki de sadece Allah’a inananlardır.” Diderot: “Yalnız iyilik yapmak yetmez. İyiliği zarafetle yapmak da lazımdır.” Parmağım kör gözüne gibi iyilik yapılmaz demek istiyor. Epiktetos: “İyi olmak istiyorsan önce kötü olduğuna inan.” Ferîdüddin Attâr ne diyor? “İyilik yapmayı bilmiyorsan hiç olmazsa kötülük yapma.” Cenap Şehabettin ne diyor? “İyiliği yalnız iyiler anlar. Kötülüğü ise herkes.” Genceli Nizami diyor ki: “İyilik insanlık sanatıdır.”

İyilik bir sanatmış demek. Bu sanatta neler var? Mesela hemen aklıma geleni söyleyeyim. İnsanca yaşamak nasıl olur? Önce kendinden başlayarak kimsenin hürriyetini daraltmamak. Evet, adaşım Hz. Ali ne diyor? “Kendine kötülük geleceğini aklına getirmeksizin, iyilik et.” Joseph Roux diyor ki: “Kötü kazanabilir, ama üstün gelemez.” Tolstoy: “Sadelik, iyilik ve doğruluk olmayan yerde büyüklük de yoktur.” Gül çok sade, gül çok sakin, gül çok iyi, gül çok doğru… Yaratanı çok büyük, sonsuz büyük.

Goethe diyor ki: “Çalışmak ve iyilik etmek Allah’ın bize öyle bir ihsanıdır ki, bedbaht olan kalplerde aşkın yerini tutar.” Aşk nedir ki zaten bir şeye sıkı sıkıya bağlanmak değil mi? Körü bir şeye sıkı sıkı bağlanır mısın? Allah aşkına haydi kendine bir iyilik yap. Kitapta gözüme takılan bir yeri okuyayım. “Kusursuz olamayacağını kabullen. Bir günlük bir işte karın tokluğuna çalış.” Haydi, iyi olmaya karar verelim. Kendimizi de başkasını da rahatsız etmeyelim. İyi olalım, iyi kalalım, iyi bakalım, iyi düşünelim. İyi yaşamış oluruz.

Giderken beni karanlığa terk etme. O kelimeyi, cümleyi söyle. Allah’a ısmarladık.

 

(Hafta içi her gün saat 17.30’da, tekrarı 22.30’da İstanbul Bizim Radyo’da yayınlanan “Keyfince Lügât” programından deşifre edilmiştir.)

 

Ali Hakkoymaz

alihakkoymaz@gmail.com

İlk yorumu siz yazın

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın:

E-Posta adresiniz kesinlikle gizli kalacaktır.


*