MAKUL VE MAKBUL BİR ÖĞRENCİ ZİYAFETİ: MAKLUBE!

Yeni eğitim-öğretim dönemi başladı, hadi hepinize hayırlı uğurlu olsun. Tabi şimdi bir yandan tatlı bir yeni dönem heyecanı olsa da, çoğunuzun morali bozuk biliyorum. Biliyorum dedim canım, inkâr etmeyin, biz de geçtik o günlerden. Çünkü tatil sonrası siz daha okula adapte olmaya çalışırken birkaç hafta sonra ilk sınavlar başlayıverecek. Tamam üzülmeyin, şimdi size öyle eğlenceli bir tarif vereceğim ki bunu denemenin heyecanıyla o birkaç hafta nasıl geçecek anlamayacaksınız. 🙂 Düşünün şimdi! İlk sınavlar bitmiş, kafalar az da olsa rahatlamış… Çok da rahatlatmamak lazım tabi. Ama arkadaşlarla ufak bir ziyafeti de hak ettiniz. Şimdi karşınızda öğrenci davetlerinin vazgeçilmez yemeği: Maklube!

Bu tarifi hem kızlar hem erkekler başarıyla uygulayabilir, zira çok kolay anlatıcim. Hiç öyle gözünüzde büyütmeyin. Çağırın hemcinslerinizi akşama eve, “Gelin millet, meşru dairede eğlence var” deyin. Maklubeyi bu şekilde yapan var mı bilmiyorum, tamamen ben uydurdum. Zaten ben de daha önce hiç böyle denememiştim. Ama düşündüm, neden olmasındı? Valla çok pratik oldu böylesi.

Şimdi gelelim malzemelere:

* Bir tencere pilav (kaç bardaktan olduğunu ben demiycem, çünkü ne bileyim ben kaç kişisiniz. Bir de şimdi erkeklerin yediğiyle kızların yediği miktar aynı değil. Tarif de vermiyorum çünkü ben göz kararı yapıyorum.)

* Yine kalabalıklık durumuna göre üçer beşer tane kabak, patlıcan, patates, havuç. (isteğe bağlı biber, mantar gibi sebzeler de olabilir.)

* Tavuk göğüs eti veya kırmızı et. Ben kurban etiyle yaptım. Bu arada geçmiş Kurban Bayramınızı tebrik ederim 😉

* Bir miktar zeytinyağı

* İsteğe göre salata malzemeleri

* Yoğurt

* Genişçe bir sini

61

Gördüğünüz gibi çok rahat, malzemeler falan her şey kafanıza göre yani. Kasmayın. Hatta ben taze fasulye koyanı bile duydum. Malzemelerimizi hazırladıktan sonra yıkama ve doğrama aşamasına geçiyoruz, ki bu aşamada mümkünse ev arkadaşlarınızla beraber olun, daha eğlenceli oluyor. Yalnız iki kişiyi falan ayırın da onlar da salata yapsın. Maklube için sebzeleri isterseniz tekerlek tekerlek doğrayın. Ama ben en çok büyük küp şeklinde doğramayı seviyorum. Doğrama bittikten sonra sıra bunları pişirmekte. Normalde tek tek hepsini kızartmanız gerekiyor. Dizim esnasında bazı insanlar sebzeleri tek tek birer kat yapar, bazıları da karışık koyar. Ben diyorum ki kızartma çok zararlı bir şey. Hem tek tek uğraşıp zahmet çekmeye ne gerek var. Hepsini bir kapta karıştırın. Üzerine iki kaşık zeytinyağını döküp tuzlayıp, bir tepsiye dökün. Fırına verin. Onlar orda kızaradursun, siz de tavuk etini küçük küçük doğrayıp tavada pişirin. Aaaah ah, eskiden tavuk etleri öyle kolay pişmezdi. Bu arada tavuğu güvenilir yerden almanın önemini buradan bir kez daha hatırlatmış olalım. Evet, tavuğumuzu bir parça tuz, karabiber, kimyon, bolca kekik ve başka sevdiğimiz baharatlarla tatlandırdıktan sonra, bir kenara alabiliriz.

62

İşin en eğlenceli kısmına geldik. Maklubenin miktarına göre belirlediğimiz tencereyi alıyoruz. En alta tavuk etlerini diziyoruz. Üzerine bir miktar pilav, üzerine fırında pişirdiğimiz sebzelerden bir miktar, sonra tekrar pilav, tekrar sebze, yine pilav… şeklinde en üstte pilav kalacak şekilde dizimi gerçekleştiriyoruz. Burada iki önemli püf noktası var: Birincisi, özellikle kenarlara dikkat etmek suretiyle boşluk bırakmamak ki çevirdiğimizde dengesizlik oluşup devrilmesin. İkincisi de elimizle çok aşırı bastırmamak lazım, o da çıkmasını zorlaştırıyor. Ne çok gevşek bırakıcaz dağılsın, ne de aşırı sıkıştırıcaz. Haa bu arada tencereyi kullanmadan suyla şöyle bir çalkalarsanız o da çıkmasını kolaylaştırabilir. Dizme işlemi bittiyse artık yapılması gereken tek bir şey var, o da geniş sinimizi üzerine kapatıp çevirmek. İyi ortalayın. Bu işlem çok keyifli yaa, çünkü iki kişi karşılıklı tutup yapmanız gerekiyor ve ben bunun kardeşlik duygularını aşırı güçlendirdiğine inanıyorum. Bence doğru, çünkü ilk senemde tencere çevirdiğimiz arkadaşla hala kankayız. 😉

Zaten düşüşü hissediyorsunuz. Yine de emin olmak için tencereye birkaç kez vurabilirsiniz. Bir iki dakika şeklini alması için bekletseniz iyi olur. Tencereyi çok yavaş ve dengeli bir şekilde kaldırın ki, maklubeniz devrilmesin. Tepsinin boş kalan kısmına salata-yoğurt-salata şeklinde dizilim de yapınca, artık yemeğe başlanabiliiiiiir…

63

Biliyorum çok mutlu oldunuz, hepiniz beni çok seviyorsunuz. Ben de sizi çok seviyorum. Hadi tatlınız da benden olsun. Çok hafif ve pratik bi tatlı tarifi vericem. Tatlı yiyin tatlı konuşun diye. Misafir arkadaşlara söyleyin tatlı değil, çerez getirsinler. Hem dışarıda tatlıların içine ne koyuyorlar belli değil.

Malzemeler:

* Bir tane kuru incir

* İki tepeleme, bir silme çorba kaşığı nişasta

* İki kaşık pirinç unu (yoksa normal un da olabilir)

* Bir litre süt

* Bir su bardağına yakın şeker

* Bir paket bisküvi

* İsteğe bağlı olarak; dondurma, meyve ya da çikolata parçacıkları

65

Önce incirimizi küçük küçük doğruyoruz. İnciri lezzet verdiği ve rengini krem gibi yaptığı için tercih ediyoruz. Nişasta, un ve sütü bir tencereye döküp karıştırıyoruz, daha sonra ocağa alıp altını açıyoruz. Bu aşamada incirleri ekliyoruz. Kaynayıncaya kadar, aynı yöne doğru karıştırmak önemli, sürekli karıştırıyoruz. Kaynadığında muhallebi kıvamına gelmesi lazım. Eğer duru olduysa irmik eklemeyi tavsiye ederim. (çünkü un topaklanır, onu suda eritip koymak lazım ki bu daha zahmetli.) Eğer çok yoğun kıvamlı olursa da süt veya suyla açabilirsiniz. Muhallebimiz tamamen piştikten sonra içine birer ikişer bisküvi kırdığımız kâselere boşaltıyoruz. Üzerini istediğiniz gibi süsleyin. Dondurma olur, meyve parçaları olur, çikolata parçaları olur. Ben daha önce buzluğa attığım bu böğürtlenleri kullandım. Fındık parçalarıyla da süsledim. On numara beş yıldız bir tatlı oldu. E afiyet olsun bakalım. İyi eğlenceler… 😉

64

 

Ayşenur Aydoğdu

aydogdu.aysenur@gmail.com 

İlk yorumu siz yazın

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın:

E-Posta adresiniz kesinlikle gizli kalacaktır.


*