Bak ne anlatacağım sana bu ay Keçeli!
Geçen gün akşamüzeri ekmek almak için fırına gittim. Fırıncıya,
—Bana iki tane pişmiş ekmek verir misiniz?
Dedim.
Önce şaşırdı. Sonra duraksadı ve cevapladı:
—Hamur satmıyoruz ya kızım, bak hepsi pişmiş.
Dedi.
Amca da haklıydı. İnsanlar ekmek alırken, “Usta bize pişkininden üç ekmek versene” derlerdi ve o da hiç yadırgamadan ekmekleri verirdi. Nereden çıkmıştı bu pişmiş ekmek lafı.
—Yani güzel pişmişinden olsun diyecektim. Yoksa tabi ki hepsini pişiriyorsunuz.
Dedim.
Sözlerim hoşuna gitmiş olacak ki biraz güldü.
—Peki madem, öyle olsun, bak bakalım şuradaki nasıl?
…
O gün eve sadece güzel pişmiş iki ekmek götürmedim, bir güzel de soru kaptım olaydan.
Fırından çıkan üstü kızarmış, şöyle çıtır çıtır olan ekmeğe ‘güzel pişmiş’ mi denir yoksa ‘pişkin’ mi?
Ekmeğe pişkin deyince hakaret ediyormuşum gibi geliyor bana. Size öyle gelmiyor mu? Pişmiş ekmeğe, ‘pişmiş’ diyemez miyiz? Hem pişkin demek, yüzsüz demek değil mi? Hayır da, ekmeğin ne yüzsüzlüğünü gördük? Gibi sorular zihnimde cirit atıyordu ki aklıma bilen birine danışmak geldi: TDK
Bakalım o ne diyormuş:
Doğrusu pişkinmiş. Sözcüğün ilk anlamına bunu yazmakla kalmayıp ilk örneği de benim sorumun cevabıyla vermiş sözlük. Ben yanlış düşünmüşüm. Bu bilgiyi de buraya yazdım ki hep beraber öğrenmiş olalım.
Önemli Not: Yazın bunu bir kenara, TEOG, YGS, LYS, KPSS veya HGS’den 😉 birinde karşınıza çıkarsa ‘Büşra demişti’ der, Çay Saati’ni anarsınız.
İlk yorumu siz yazın