Hâk ile yeksan olmak

السلام عليكم و رحمت الله و بركاته

مرحبا كچه لي، ناصل كيدييور حيات؟ تخمين ايدييورم كه تعطيلده سك (ياز اوقولينه قالديسه ك او باشقه). طبيعي كه سن ديكر كنجلر كبى تعطيلي باشى بوش كچيرجك دكلسن. “اوكرنجى ايشى تعطيل” يازيسني اوقومشسكدر إن شاء الله. اوراده سنك ايچون خارقه توصيه لر واردى. بو توصيه لره اويمش ياده اويمامش اولابيليرسك. بكا آكلاتمغه نه ديرسك؟ 1

 

Saygıdeğer Keçeliler; fark edebileceğiniz üzere bu ay farklı bir yöntem deneyerek Osmanlıca giriş yaptık. Neden diye sorabilirsiniz, maksat yeşillik olsun. 🙂 Her ay yaptığım gibi, bu ay da ne yazsam diye düşünürken, güzel bir ifadeye rast geldim. “Hâk ile yeksan olmak.”

Şaşırdım önce, bu hak hangi hak acaba diye. Çünkü hak kelimesini Latin alfabesiyle yazmak isterseniz sadece üç tane harf kullanabilirsiniz. Ama Osmanlıca yazmak isterseniz bilirsiniz ki bu kelimeyi üç farklı “h” harfiyle (ح،خ،ه), ya da iki farklı “k” harfiyle(ك،ق) yazabilirsiniz. Ve böylece bir sürü kelimeniz ve bu kelimelerle ifade ettiğiniz mânâlar olmuş olur.

İşte ‘hâk ile yeksan olmak’ ifadesindeki hâk, خاك şeklinde yazılıyor. Ve خاك toprak demek. Yeksan kelimesi ise يكسان şeklinde yazılıyor. Ve Farsça kökenli olan bu kelime, ‘bir gibi, beraber’ anlamlarına geliyor. Bir bütün olarak baktığımızda ise hâk ile yeksan olmak, yerle bir olmak anlamına geliyor. Vay bee! Benim ufkum genişledi. Bir de Latin harfleriyle sadece ‘hak’ diye ifade ettiğimiz kelimenin Osmanlıca farklı yazılışlarına ve onların mânâlarına bakalım, olur mu?

 

حق

 

Doğru, gerçek. Hakikate uygunluk.
حاق

 

Vasat. Vasatî. Orta.
حك

 

Kazıma. Oyma. Maden üzerine yazı işlemek.
خاك Toprak.

 

İşte böyle Keçeli. Osmanlıca yazmanın ve okumanın ne kadar ufuk açıcı olduğunu gördün mü? Senin için hak kelimesi artık tek mânâsı olan, tek bir kelime değil. Dört farklı yazılışıyla dört farklı mânâyı ifade eden bir kelime.

Tekrardan “hâk ile yeksan olmak” ifadesine dönecek olursak, Hasan Feyzi Yüreğil Ağabeyimizin çok güzel bir şiirine de bakmamız icap edecek. Üstad Bediüzzaman Said Nursî’nin talebelerinden olan Hasan Feyzi Ağabey’i ve şiirlerini biliyorsunuzdur inşaallah. Ağabeyin Sikke-i Tasdik-i Gaybî’den aldığı ilhamla yazdığı bir kasidenin sonunda “hâk ile yeksan” ifadesi geçiyor. Haydi, hep birlikte bakalım:

أعدامزى ايت خاك ايله يكسان، ينه أي نورِ فرقانى

هر بلدهءِ إسلام ايله، اولسون بو يشيل يورد

تا حشره قدر جنتِ جانان، ينه أي نورِ أيمانى

اول فخرِ جهان، آلِ عبا حقّى ايچون هم يا ربّ

حفظ ايت بزى آفات و بلادن يا نور الأنوار بحقّ إسمك النور

 

Amin, sümme amin, diyerek yukarıda geçen bazı kelimelerin mânâlarını öğrenelim:

 

 

أعداء (A’da): Düşmanlar
نورِ فرقانى (Nur’u Furkanî): Kur’an’ın nuru
جنتِ جانان (Cennet-i canan): Sevgililer cenneti
فخرِ جهان (Fahr-i cihan): Cihanın şeref duyup övündüğü Hz. Muhammed (a.s.m.)
آلِ عبا (Âl-i abâ): Peygamberimizin giydiği abâsını üzerlerine örterek dua ettiği Hz. Ali, Hz. Fatıma, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin (r.anhüm) ile kendisine verien bir isim.

 

Hasan Feyzi Ağabey’in şiirini tamamen Latin harfleriyle yazmadım. Neden? Çünkü hazıra alışmak yok beyler, hanımlar. Hazıra dağ dayanmaz. Okuyamazsanız, açın internet bey amcaya sorun. Yok öyle, armut piş ağzıma düş, bir iki bakayım Osmanlıca’yı öğreneyim, azcık çalışın ya hu. Azarlama işlemi de tamamsa bu ayki köşemizin sonuna geldik, Allah’a emanet ol Keçeliii!

 

1) Keçeli, yukarıda dedim ya “tatilin nasıl geçiyor?” diye. Sonra da “bana anlatmaya ne dersin?” dedim hatta. Bu şu demek oluyor; tatilde neler yaptığını elinden geldiğince Osmanlıca yazarak mail adresimize gönderebilirsin. Sonra da biz gönderdiğin yazıyı burada paylaşırız. Bence harika olur.

İlk yorumu siz yazın

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın:

E-Posta adresiniz kesinlikle gizli kalacaktır.


*