Öğrenci İşi’nden “aile anne-babaları”na tavsiye!

Merhaba Sevgili Keçeli,

Bu ay Öğrenci İşi’ne farklı bir niyetle geldim. Muhatabım sen değilsin. Ama elbette seni ilgilendiren bir konu konuşacağım. Yani sen de okuyucu makamında bulunabilirsin. Ayrıca bu yazıyı okumamış olan abla ve abilerine bu tavsiyeyi iletme görevi de senin olmuş oluyor. Gerçi ben, yaşı ne kadar büyük olursa olsun Genç Yorum dergimizin ve Keçeli bölümümüzün bütün abla ve abilerimiz tarafından ilgiyle takip edildiğini düşünüyorum. Eee ne de olsa bu dergi gençlerin ve ebedî gençliğin peşinde olanların dergisi! Her neyse. Reklamları da verdiğimize göre artık konumuza dönebiliriz.

Gurbette okuyan öğrenci arkadaşlarımız, aile ortamından uzun süre uzak kalıyorlar. Medrese-i Nuriyeler ev ortamını sağladığı için orada kalanlara bir nebze aile olma duygusunu yaşatıyor. Yine de anne, baba ve diğer aile fertlerinden ayrı olunca bir yuva özlemi çekiliyor. Hele yurtlarda kalan arkadaşlardan işittiğim kadarıyla, insan öyle bir yerde uzun süre yaşayınca halıya basmayı bile özlüyormuş. Madem geçen ay sizinle empati konusu üzerine konuştuk, şimdi de bu duygumuzu öğrenci kardeşlerimiz hakkında kullanmamız, onların üzerimizdeki hakkıdır, diye düşünüyorum.

Gerçekten, daha önce onları bu konuda anlamaya çalışmış mıydık? Onlarla belki her hafta derslerde görüşüyoruz. Belki ara sıra bazı vesilelerle kaldıkları evlere gidiyoruz. Dışarıda faaliyetler de yapıyoruzdur muhakkak. Okuma programları olsun, mütâlâalı Risale-i Nur dersleri olsun, tefekkür-tenezzüh organizasyonları olsun… E ruhun hakikatlere ihtiyacı olduğu gibi, beşte bir oranda keyifli hevesâta da ihtiyacı varsa onlar da düşünülüyordur elbet sizler tarafından. Mesela erkeklerin halı saha maçlarında, kadınların kahvaltı-çay günlerinde bu ihtiyaçlarını giderdiklerine eminim. Bunların hepsi de çok güzel, helâl dairesinde faaliyetler. Allah bu konuda gayret gösteren tüm abla ve abilerimizden razı olsun. Cenab-ı Hak onların da evlatlarını üniversiteye gittiklerinde böyle güzel insanlarla karşılaştırsın. Âmin.

Peki, hayâl edelim mi, acaba bir yuvanın özlemi nasıldır? Akşam saati, aile sıcaklığıyla ısıtılmış bir bardak çay içme ihtiyacı da olabilir mi bir insanın? Babayla izlenen bir futbol maçı, anneyle yapılan bir kumanda kavgası, kardeşlerle oynanan bir satranç oyunu, nineyle bir şakalaşma, dededen eski bir hikâye dinleme özlenmez mi hiç? Bugün öğrenci evindeki veya yurdundaki odasına gömülmüş hâlde ders çalışırken, belki bir tabak kurabiye veya meyve gelir umuduyla gözü kapıya takılan ve konsantrasyonu bozulan kaç öğrenci var, bilir misiniz? Belki de bilirsiniz. Eğer gurbette öğrencilik yaşamış iseniz daha çok bilirsiniz. Ama bilmeseniz de, ben size anlatıyorum. Madem annelik-babalık şefkati sizde var, gelin bunu bu öğrencilerimiz için de kullanalım. Toplu hâlde yapılan, istişare kararıyla uygulanan faaliyetlerimiz çok güzeller, yine duradursunlar. Ama birebir, daha samimi bir şekilde bu gençlerimize kol kanat germeye çalışalım.

Misal, ben geçenlerde bizim kızları akşam oturmasına çağırdım. Çay içtik, birlikte bir film izledik. İki veya iki buçuk saat oturup gittiler. “Ne zaman isterseniz çat kapı gelin” dedim. Baktım, mutlu oldular. Siz de yapabilirsiniz bunu. Müsbet bir film seçin veya televizyonda az da olsa bazı faydalı programlar var, onlardan bir tane belirleyin. Bir çay demleyin. Yapın bunu yaa, n’olacak! Mesela milli maç olduğu bir gün gelsinler size izlemeye. Erkekler kafede falan gidip izliyorlar yine, biliyorum ben. Ama kızların böyle bir imkânı olmadığını unutmayın. Ha, “çok mu lâzım?” diyor olabilirsiniz, dediğinizi duyar gibiyim hatta. Lâzım denemez, ama olsun bence. Çünkü neden olmasın? Amaç arada bir de olsa onlara ailelerindeki huzurlu ortamı tattırmak değil mi?

Tabiî sizlerin daha güzel, daha faydalı veya keyifli fikirleriniz de olabilir bu mealde. Lütfen bunları bizimle ve birbirinizle paylaşın. Her zaman dediğim gibi, bu sayfanın amacı, helâl dairesinde de keyifli hevesâtlarımızın tatmin edilebileceğini, aynı zamanda bunu yaparken maddî-manevî kabiliyetlerimizi inkişaf ettirecek seçeneklerin de bulunabildiğini göstermek. Tamam, helâl dairesi geniştir. Ama haramların bu kadar içimize girdiği zamanda bu helâl faaliyetleri yakalamakta zorlanabiliyoruz. Bu yüzden birbirimizin yardımına muhtacız. Herkese helâl dairede keyifli günler diliyorum.

İlk yorumu siz yazın

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın:

E-Posta adresiniz kesinlikle gizli kalacaktır.


*