Matbuat lisanıyla konuşmak lâzım

Bu zamanda Nurlarla hizmet-i imaniye,
her tarafta ilânatla ve muhtaç olanların
nazar-ı dikkatlerini celb etmekle olur.

Risale-i Nur, bu mübarek vatanın manevî bir halâskârı olmak cihetiyle, şimdi iki dehşetli manevî belâyı def’ etmek için, matbuat âlemi ile tezahüre başlamak, ders vermek zamanı geldi veya gelecek gibidir zannederim.

O dehşetli belâdan birisi: Hıristiyan dinini mağlûp eden ve anarşiliği yetiştiren şimalde çıkan dehşetli dinsizlik cereyanı bu vatanı manevî istilâsına karşı Risale-i Nur bir sedd-i Zülkarneyn gibi bir sedd-i Kur’ânî vazifesini görebilir.

İkincisi: Âlem-i İslâmın bu mübarek vatanın ahalisine karşı pek şiddetli itiraz ve ittihamlarını izale etmek için, matbuat lisanıyla konuşmak lâzım gelmiş diye kalbime ihtar edildi.

Ben dünyanın halini bilmiyorum, fakat Avrupa’da istilâkârâ­ne hükmeden ve edyan-ı semaviyeye dayanmayan dehşetli cereyanın istilâsına karşı Risale-i Nur hakikatleri bir kal’a olduğu gibi, âlem-i İslâmın ve Asya kıt’asının hal-i hazırdaki itiraz ve ittihamını izale ve eskideki muhabbet ve uhuvvetini iade etmeye vesile olan bir mu’cize-i Kur’âniyedir.

Bu memleketin vatanperver siyasîleri çabuk aklını başına alıp Risale-i Nur’u tab’ ederek resmen neşretmeleri lâzımdır ki bu iki belâya karşı siper olsun.

Acaba bu yirmi sene zarfında iman-ı tahkikîyi pek kuvvetli bir surette bu vatanda neşreden Risale-i Nur olmasaydı, bu dehşetli asırda, acib inkılâb ve infilâklarda bu mübarek vatan, Kur’ân’ını ve imanını dehşetli sadmelerden tam muhafaza edebilir miydi?

(Emirdağ Lahikası, Yeni Asya Neşriyat, 2018, s. 565)

Bu zamanda hizmet, her tarafta ilânatla olur

Bu zamanda Nurlarla hizmet-i imaniye, her tarafta ilânatla ve muhtaç olanların nazar-ı dikkatlerini celb etmekle olur.

(Lem’alar, Yeni Asya Neşriyat, 2018, s. 400)

Bu sırada, hem Ehl-i Sünnet gazetesi, hem buranın gazetesi, hem Zübeyir’in hararetli mukabelesi, Nurlarla iştigalleri güzel bir ilânat hükmüne geçtiler. Benim bedelime, benim hoşuma giden bize dair bahislerine bakınız, bana bildiriniz.

(Şuâlar, Yeni Asya Neşriyat, 2018, s. 556)

Edipler edepli olmalı, hem de edeb-i islâmiye ile…

Gazeteler iki kıyas-ı fâsid cihetiyle ve haysiyet kırıcı bir neşriyatla ahlâk-ı İslâmiyeyi sarstılar ve efkâr-ı umûmiyeyi perişan ettiler. Ben de gazetelerle, onları reddeden makaleler neşrettim. Dedim ki:

Ey gazeteciler! Edipler edepli olmalı; hem de edeb-i İslâmiye ile müteeddip olmalı. Ve onların sözleri, kalb-i umûmî-i müşte­rek-i milletten bîtarafâne çıkmalı. Ve matbuat nizamnâmesini, vicdanınızdaki hiss-i diyanet ve niyet-i hâlisa tanzim etmeli.

(B. S. Nursî Tarihçe-i Hayatı, Yeni Asya Neşriyat, 2018, s. 75)

 

LÜGATÇE:

anarşilik: terör.

edip: edebî yazılar yazan kimse, edebî nesir yazarı.

edyan-ı semaviye: semavî dinler, Allah tarafından gönderilmiş olan hak dinler.

efkâr-ı umûmiye: genelin fikirleri, kamuoyu.

halâskâr: kurtarıcı.

iman-ı tahkikî: tahkikî iman, delillere dayalı ve şüpheler karşısında sarsılmayan iman.

infilâk: patlama, şiddetli patlama.

kalb-i umûmî-i müşte­rek-i millet: milletin ortak kalbi.

kıyas-ı fâsid: bozuk kıyas, yanlış karşılaştırma.

matbuat âlemi: basın, medya dünyası.

matbuat nizamnâmesi: basın tüzüğü.

sadme: darbe; musibet.

Sedd-i Zülkarneyn: Zülkarneyn’in Ye’cüc ve Me’cüc kavminden korunmak isteyenler için yaptırdığı çok büyük ve sağlam set, kale.

tab etmek: (kitap olarak) basmak.

uhuvvet: kardeşlik.

Avatar photo
Bediüzzaman Said Nursî hakkında 103 makale
Kur’an’ı çağa tefsir ederek, “Ben kimim, nereden geldim, nereye gidiyorum, bu dünyadaki vazifem nedir?” sorularına cevaplar sunan, “iman-ı tahkiki”, “ahlâk” ve “istikamet” rehberi Risale-i Nur Külliyatı’nın müellifi.

İlk yorumu siz yazın

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın:

E-Posta adresiniz kesinlikle gizli kalacaktır.


*