Öğrenci işi diyet

Çok sevgili, değerli, biricik Keçeli ailesi, herkese merhabalar!

Havalar ısınmaya başlıyor diye içimiz kıpır kıpır, herkeste bir hareketlilik seziyorum. Okullar ekilip gezmelere başlanılmış anlaşılan. Bence de çok sıcak olmadan bu güzel havaların tadını çıkarmak lâzım. Bahar aylarından en güzeli de Nisan ayı gelir bana. Böyle tam soğuktan sıcağa geçme; hani mont giysem terliyorum, ince giysem üşüyorum havaları var ya, tam olarak güzel olan hava bu galiba.

Evet evet, bu havalar mutlu ediyor bizi, mutlu olmak da ayrı bir enerji veriyor. Sağlıklı olmakta mutluluğun büyük bir payı varmış, şeklinde bir bilgi dolaşıyor halk arasında. Eee yemek yiyince de mutlu oluyoruz biz Keçeli, sonra da “diyet” kelimesi geçen her yazıya atlıyoruz.

Tahminimce başlık herkesin, özellikle de kızların dikkatini çekmiştir. Toplum olarak yemeyi ve yedirmeyi seven bir kültüre sahibiz malûm. Hele öğrencilik hayatında normalden fazla yenilebiliyor, o sıcak, güzel muhabbetlerin yanında. Yediğimiz yemekler de genelde makarna ve hazır gıda olunca çok kilo almış olmamız şaşırtıcı bir durum olmamalı.

Ama ben size bu ay, öğrencilikte nasıl diyet yaparız, biraz ondan bahsetmek istiyorum. Sonuçta diyet menülerine bakınca farklı farklı yiyecekler yazıyor. Onları satın almanın yanında yapmakla uğraşmak da var. Öğrenci olarak yemek yapmaya üşendiğimizi varsayarsak, diyet menüsü yemeklerini yapabilme ihtimalimizi de ortadan kaldırıyorum. Birazdan yazacağım tavsiyelerde hem ek olarak bir şey almıyorsunuz -ki bu öğrencilik hayatı için önemli bir nokta- hem de normal yemek düzeninizi hiç bozmuyorsunuz. Böyle diyet mi olur demeyin, okudukça “evet çok haklısın, biliyoruz, ama uygulayamıyoruz” diyeceğinize adım gibi eminim.

İlk olarak, sağlığımızı kendimiz bozduğumuz noktasında hemfikir olalım. Öyle yani şimdi, biraz nefsimize ağır gelebilir, ama “Kişinin her iştahını çekeni yemesi israf olarak yeter” (İbn Mace, Et’ime, 51) hadis-i şerifini düşünmeden, her canımızın istediğini sağlıklı mı değil mi, katkı maddesi var mı yok mu demeden, saat erken mi geç mi diye düşünmeden yiyoruz.

Yediğimiz yiyeceklerin çoğunun genetiği değiştirilmiş oluyor, yani bizler bile isteye kendi fıtratımızı değiştiriyoruz. Bu da bizi sadece sağlık yönünden değil, manevî olarak da etkiliyor. Böyle bir duruma en güzel tavsiye “Çok yeme içmeden sakının! Zira o, bünyenizi hastalandırır, korkaklığı artırır ve ibadetlerinizde tembelleştirir.” (Mâverdî, Edebü’d-dünya ve’d-din, s. 533) hadis-i şerifi olabilir.

Herkesin bunu bildiğini biliyorum. “Tavsiye olarak bunu mu öneriyorsun?” diyebilirsiniz, ama günümüz diyetisyenleri de farkında olmadan sünnete uygun programlar veriyor. Yani bir farkında olmayıp sünnete uymak var bir de farkında olarak, kendi rızanla sünnete uyup ek olarak da sevap kazanmak var. Öğrenci olmak böyle fırsatları kaçırmamayı gerektirir.

Şimdi gelelim bu güzel fırsatlara. Sağ dizi karnımıza dayayıp sol ayağın üzerinde oturarak yemek yemek sünnettir. Bu şekilde midemize baskı yaptığımız için midemizi tam doldurmamış oluyoruz. Aynı zamanda, “Acıkmadan yeme, doymadan kalk” tavsiyesine de uymuş oluyoruz.

Bizler Efendimiz (asm) yapıyor diye yapıyoruz tabiî ki, ama bilimsel açıdan bakıldığı zamanda da sünnet-i seniyyeye uygun bir yaşam şeklinin ne kadar faydalı olduğunu görmüş oluyoruz. Zaman zaman sağlık haberlerinde sünnetle paralel bilgilere ve önerilere şahit oluyoruz. İbn-i Sina’nın şu tavsiyesini hatırlatmakta fayda var: “Yediğin vakit az ye, yedikten sonra dört-beş saat kadar daha yeme.” Galiba en zorlanacağımız nokta burası. Her saat başına öğünüm var benim, diyebiliriz. Öğün demişken günde iki öğün yemek yemek de farklı bir sünnet. İşte günümüz kimi diyetisyenleri de günde 2 öğün verip, az yediriyorlar. Asırlardır uygulanan, fıtratımıza uygun olan programa uysak yetecek yani. En güzel diyet, sünnete uygun bir beslenmedir.

Eveeet Keçeli, diyet deyince öyle programlı, öğünlü falan bir liste söyleyeceğim gibi oldu biraz, ama sünnete uyduğumuz zaman diyet yapmış gibi olacağız, buna eminim. Hepinize şimdiden başarılar diliyorum. Yaz geliyor, zayıflamam lâzım, diye düşünenler için hem bir fikir hem de devamlı olarak sağlığımızı koruyacağımız bir alışkanlık olmasını temenni ediyorum.

Sağlıcakla kalın Keçeli dostlarım.

İlk yorumu siz yazın

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın:

E-Posta adresiniz kesinlikle gizli kalacaktır.


*