Yiyecek bilgisayarı
Teknoloji gelişti deyip duruyoruz, bu gelişmelerin bir de doğrudan şahit olmadığımız, ama soframıza kadar ulaşan bir tarafı var. MIT’den Caleb Harper’ın geliştirdiği “yiyecek bilgisayarı” yenilebilir bitkiler hakkında data toplamak için dizayn edilmiş bir sistem. Kutu şeklindeki dizaynın merkezinde bir tohum var, çevresi ise istenilen ortam şartlarını oluşturmak için inşa edilmiş. 
Bitkilerin; sulanması, ışık, nem, toprak mineralleri gibi tüm ortamı bilgisayar aracılığıyla kontrol edilip, değişkenlerle oynanarak ne kadarının genetik ne kadarınınsa bitkilerin yetiştiriliş koşullarıyla alâkalı olduğu anlaşılmaya çalışılıyor. Sonuçlar dijital bir iklim reçetesine dönüştürülerek herkese açık bir şekilde yayınlanıyor, böylece gerektiği zaman neyin ne koşulda üretilebildiği bilinmiş oluyor. Modern tarım artık sürekli daha ucuz gıda odaklı. Amaca ulaşırken de gıdanın besin değerleri düşürülüyor. Harper, bu sistemin besin ve ihtiyaç odaklı olduğunu, gelecekte bu sistem sayesinde her bireyin kendi ihtiyacına yönelik gıda üretebileceğini söylüyor. Sen olsan bu bilgisayarla ne yetiştirirdin Keçeli?
Ağrının resmi
Ağrının resmedilebileceğini düşündünüz mü hiç? Hayır hayır, öyle mecaz anlamda değil, mesela bir yeriniz ağrıyor ve bu ağrının ne olduğunu bilimsel olarak kağıda döküyorsunuz… 19. yüzyılda bir doktor migren ağrılarını resmetmiş ve bu resimler hâlâ bilim dünyası için büyük önem taşıyor. Bazı migren hastaları, doktorumuz Hubert Airy gibi, ağrıları sırasında görsel bir deneyim de yaşıyor. Migrenleri sırasında gözünün önünde gittikçe büyüyen renkli noktaları adeta time-lapse fotoğraflar gibi aşama aşama çizen Airy, bu görülerinin sebebinin gözleri değil beyni olduğunu doğru bir şekilde tahmin ederek ilerde görme duyumuzla alâkalı yapılacak onca çalışmaya ışık tutmuş.
İlk yorumu siz yazın