Selamunaleyküm Keçeliler! Bu ay bomba gibi bir kitapla karşınızdayız efendim. Okumaya doyamayacağınız, altı çizilesi cümlelerin oldukça fazla olduğu, okuduktan sonra ‘ya bu kitabı arkadaşlarıma da önereyim’ diyeceğiniz, her cümlesinden bir hayat prensibi çıkaracağınız bir kitap bu.
Evet, bu ay kitaplığımızda Sebahattin Yaşar’ın kaleme aldığı “Gençlik ve His Eğitimi” kitabı var. Harran Üniversitesi’nde akademisyen olan yazarımız, mesleği gereği gençlerle devamlı hemhâl. Bu hemhâl oluşların neticesi olarak ortaya çok fazla tecrübe çıkmış. Yaşar da bu fırsatı kaçırmamış ve gençlik döneminde coşkun bir ırmak misali olan hislerin patolojisini ortaya koymuş. “Gençlik hisleri eğitilebilir mi?” şeklinde bir soru oluşabilir zihninizde. Cevap evet. En eğitilebilir hislere sahip olduğumuz ve hislerin en çok eğitilmesi gereken dönemdir gençlik. Oldukça pozitif bir bakış açısına sahip olan yazarımızın çalışma alanı hep gençler olmuş ve bu doğrultuda kitaplar yazmış. “Pozitif Pencere”, “Pozitif Gençlik”, “Gençlik ve Anne-Baba İlişkileri” Yaşar’ın diğer kitaplarından birkaç tanesi. Bize lâzım olan şeylerden biri de pozitiflik değil mi Keçeliler?
Kitabı size güzelce tanıtayım, diye ikinci kez okuduktan sonra fark ettiğim bir detayı söyleyeyim. Kitabı açıp ilk sayfasını çevirdikten sonra karşınıza şu çıkıyor: Kitabın bir diğer adı da “Delilikten Bir Şube: Gençlik” imiş. Biz gençlere “Delikanlı” denmesinin geçerli sebebi varmış demek ki. Müjdeler olsun, deliymişiz…
Evet, hepimiz biliyoruz ki, “Gençlik, insan hayatının en dinamik dönemidir. Bu dönemin en etkin unsurları da hislerdir. Hisler doğru yönetilebildiği takdirde, ‘delilikten bir şube’ olarak tanımlanan gençlik dönemi, sağlıklı atlanabilecek ve ebedî bir gençliği netice verecektir.”
Gençlere hislerini yönetme sanatını öğreten ve 238 sayfadan oluşan kitabımız Yeni Asya Neşriyat’tan çıktı. Oldukça akıcı, anlaşılır, yalın ve sıkıcı olmayan bir üslubu var. Dokuz bölümden oluşan kitabın pek çok alt başlığı bulunuyor. Bu da kitabı okurken, “Bu bölümden ne anlamalıyım?” sorusunun cevaplanmasını kolaylaştırıyor. Yani demek istediğim şu ki Keçeli, kitabı bitirdikten sonra, elinde işine yaracak, uygulanabilirliği olan somut bilgiler olacak ve okudukların kitaptan çıkıp hayatına yansıyacak inşaallah.
Kitabı okunası kılan bir diğer etken de şu: Sadece gençlere yol gösterici değil bu kitap. Gençlerle hemhâl olan herkese ışık tutuyor, yol gösteriyor. Bu yüzden hitap ettiği kitle oldukça geniş…
Efendim, Keçeli olarak hizmette sınır tanımayarak, yazarımıza ulaştık ve bu konu hakkında ondan da birkaç cümle aldık. İşte Sebahattin Yaşar’ın kitabın konusu hakkında söyledikleri: “Gençlik ve his, insanda iki güç odağı. Dolayısıyla hem gençlerin hem de genci olan ebeveynin bu konuyu ciddiye alması gerekiyor. Gelecek, bu iki unsurun doğru yönetilebilmesi ile şekillenecek. Ya hisler doğru kanalize edilecek ve gençler ayağa kalkacak ya da geleceği görmeyen hazırcı hisler gençleri yok edecek. Ama biz gelecekten, gençlerden ümitliyiz. Çünkü istikbalde aklı iknâ ve kalbi tahmin eden dinamikler galip gelecektir.”
Yazarımızın konu hakkındaki düşüncelerini de aldıktan sonra bu ay sizi altını çizdiğim cümlelerle değil, altını çizdiğim başlıklarla baş başa bırakmak istiyorum. Neden mi? Çünkü o bölümlerin hepsinin altını çizdim… Bol istifadeli okumalar, Allah’a ısmarladık…
Altını Çizdiklerim
• Sevmek bir çeşit eğitimdir
• Aidiyet psikolojisi: İnsan sahipsiz değildir
• Hayatını davasına verene davası hayat verir
• Bile bile yanlışı tercih nasıl olur?
• Kendinizi önemseyin, ama beğenmeyin
• Sorgu 3: Yapamayacağına inanan için, yapabilecek hiçbir şey yoktur
• “Ben kendime sizin bana baktığınız gözle bakmıyorum”
• “Lütfen saçmalayın”
• Her meslek saçmalanarak öğreniliyor
• Dünya bozulmuş diyenin, dünyası bozulmuştur
• İmkânsız mümkün, mümkün kolay, kolay zevkli
• Hazır bir sofra sahipsiz değildir
• Televizyon dışarı, kitaplar içeri
• Gençler anlayış bekler
• “Bismillah” nasıl her hayrın başıdır?
• Özgürsünüz, ama sorumlusunuz
İlk yorumu siz yazın