Biraz zamanın var mı?

Merhaba Sevgili Okur!

Yıldızları pasparlak ve dopdolu görebildiğim bir yerden yazıyorum bu satırları. Ve onlara bakarken düşünüyorum; şimdi dünya yerine başka bir gezegende olsaydım, bu yazıyı dergiye yetiştirmek için acaba ne kadar zamanım olacaktı…

Biliyorsun, bizim zaman olarak algıladığımız şey, aslında dünyamızın dönüş hızına bağlı, bu nedenle uzayın farklı yerlerinde bize göre farklı zamanlar cereyan ediyor. Üzerinde bulunduğumuz gezegenin hareketlerini kendi işimize yarayacak şekilde parçalara bölmüşüz ki ona göre işlerimizi tanzim edelim. Bu olaya da zaman demişiz. Böyle düşündüğümde size, “zamanımızı şöyle geçirmeliyiz” falan gibi bir dergi hazırladığımızı söylemek gelmiyor içimden. Elbette kıymetli olan zamanı gene kıymete değer şeylerle doldurmaktan dem vurduk. Lâkin zaman, bizim irademizle geçirebildiğimiz bir şey değil. Düşünsenize, dünya dönüyor ve biz ne yaparsak yapalım bu gerçeği değiştiremeyiz. Zamanın hızlı veya yavaş geçmesi diye bir şey de yok aslında. Sadece gündüzü ve geceyi, yani günü, yani zamanı, yani hayatın ta kendisini yaşarken hissettiklerimiz var. Mutluluğumuz ve kederimiz, memnuniyetimiz ve pişmanlığımız var. Mesela ayın sonu nasıl geldi, diye yine hiç anlamadıysam, bu ay benim için zaman hızlı aktı demektir. Ve dönüp arkama baktığımda iyi bir şeyler yaptığım memnuniyeti kaldıysa aklımda, bu işe zaman harcamış olmak bana lezzet verir.

Tatilimin ilk dakikalarında yapacak hâlâ birkaç işimin olmasını da güzel karşılıyorum bu yüzden. Çünkü zaman, biz çalışırken akan, biz durduğumuz ve tatil verdiğimizde duran bir olgu da değil. Tam anlamıyla hiçbir şey yapmadan dursak da zaman geçiyor, öyle değil mi? Öyleyse, eğer zamanın farklı cereyan ettiği bir gezegende geçirmiyorsam tatilimi, yine beni yaşadığıma pişman etmeyecek işlerle meşgul olmam benim için en iyisi.

Bu ayki yazılarımız ve önümde hiç kapanmadan duran kâinat kitabı bana bunları tefekkür ettirdi. Bakalım dergiyi okuduğunda sen neler düşüneceksin. Zamanını harcadığına değecek bir dergi çıkardığımızı düşünüyorum sevgili okur. Sen de zaman hakkındaki tefekkürlerini bizimle paylaş.

Ha bu arada, yaşın kaç olursa olsun Keçeli’mize de göz atmayı ihmal etme. Şu bunaltıcı yaz günlerinde seni gülümsetecek bir şeyler var orada.

Zamanını hoşça geçirmeni diliyorum.

İlk yorumu siz yazın

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın:

E-Posta adresiniz kesinlikle gizli kalacaktır.


*