Hayat bir faaliyet ve harekettir. Şevk ise matiyyesidir. İşte, himmetiniz şevke binip mübareze-i hayat meydanına çıktığı vakit, en evvel düşman-ı şedid olan yeis rast gelir. Kuvve-i maneviyesini kırar. Siz o düşmana karşı لَا تَقْنَطُوا[1] kılıcını istimal ediniz.
Eski Said Dönemi Eserleri, Y.A.N., Lugatçeli, İstanbul-2020, s. 218
* * *
Faaliyetin her nev’i, cüz’î olsun küllî olsun, bir lezzet verir. Belki her faaliyette bir lezzet var. Belki faaliyet ayn-ı lezzettir. Belki faaliyet, ayn-ı lezzet olan vücudun tezahürüdür ve ayn-ı elem olan ademden tebaud ile silkinmesidir.
Evet, her kabiliyet sahibi, bir faaliyetle kabiliyetinin inkişafını lezzetle takip eder. Her bir istidadın faaliyetle tezahür etmesi, bir lezzetten gelir ve bir lezzeti netice verir. Her bir kemal sahibi, faaliyetle kemalâtının tezahürünü lezzetle takip eder.
Madem her bir faaliyette böyle sevilir, istenilir bir kemal, bir lezzet vardır ve faaliyet dahi bir kemaldir. Ve madem zîhayat âleminde daimî ve ezelî bir hayattan neş’et eden hadsiz bir muhabbetin, nihayetsiz bir merhametin cilveleri görünüyor. Ve o cilveler gösteriyor ki, kendini böyle sevdiren ve seven ve şefkat edip lütuflarda bulunan Zatın kudsiyetine lâyık ve vücub-u vücuduna münasip o hayat-ı sermediyenin muktezası olarak, hadsiz derecede –tabirde hata olmasın– bir aşk-ı lâhutî, bir muhabbet-i kudsiye, bir lezzet-i mukaddese gibi şuunat-ı kudsiye o Hayat-ı Akdes’te var ki, o şuunat böyle hadsiz faaliyetle ve nihayetsiz bir hallâkıyetle kâinatı daima tazelendiriyor, çalkalandırıyor, değiştiriyor.
Lem’alar, Y.A.N., Lugatçeli, İstanbul-2019, s. 650
* * *
Nasıl ki mahlûkattaki faaliyet bir iştiha, bir iştiyak, bir lezzetten geliyor ve hatta her bir faaliyette kat’iyen lezzet vardır, belki her bir faaliyet bir nevi lezzettir; öyle de Vacibü’l-Vücud’a lâyık bir tarzda ve istiğna-i zâtîsine ve gınâ-i mutlakına muvafık bir surette ve kemâl-i mutlakına münasip bir şekilde hadsiz bir şefkat-i mukaddese ve hadsiz bir muhabbet-i mukaddese var.
Mektubat, Y.A.N., Lugatçeli, İstanbul-2019, s. 108
Lügatçe:
adem: yokluk.
ayn-ı lezzet: lezzetin ta kendisi.
hallâkıyet: yaratma, yaratıcılık.
matiyye: binek.
mübareze-i hayat: hayat mücadelesi, kavgası.
şuunat-ı kudsiye: Cenab-ı Hakka mahsus mukaddes işler ve emirler.
tebaud: uzaklaşma.
yeis: ümitsizlik.
vücub-u vücud: varlığının zorunlu ve vacib olmak.
zîhayat: hayat sahibi, canlı.
Faaliyetin her nev’i, cüz’î olsun küllî olsun, bir lezzet verir. Belki her faaliyette bir lezzet var. Belki faaliyet ayn-ı lezzettir.
Dipnot:
1) Ümidinizi kesmeyiniz. (Zümer Suresi: 53.)
İlk yorumu siz yazın