Keyf/ince lügât

ZAMANIN RENKLERİ:
Bütün zamanların her ân değişen bir rengi, bir sesi, bir hevesi, bir daveti; nesi varsa işte nesi… duyulası, görülesi, hissedilesi…

***

İZÂFÎ:
O uzak bir şehre gitti;
Şehir yakınlaştı!

***

İNSANÎ FOTOĞRAF:
Tezekkür… Tefekkür… Teşekkür…
İnsanın “insan” hâli…

***

YOL/CULUK:
Zamanlar savrulur;
Durmadan.
Yol, ne çabuk bitti; Anlamadan.

***

NÂTAMAM:
İşlerin bitsin istiyorsun da… anlamam; nâtamam gideceksin buradan.

***

FÂİLİ MEŞHUR:
Yolculuk mu? Sanattan Sanatkâr’a… Resimden Ressam’a… Nakıştan Nakkaş’a… Fiilden Fâil’e… Fâili meşhur bir âlemdeyiz.

***

CÜMLE:
Bir cümle kurdun mu hayatta? Hayatı öldüren sözlerle işimiz yok; sen, hayatı güldüren bir söz bul kendine!

***

İNSANA DAİR:
İnsan unutularak şiir yazılamayacağı gibi kanunlar da yapıl(a)maz.
Hayata/hakikate dair bir kırıntıcık olsun da… yaşadığımıza dair… “F/arkında” olalım yani insana dairliğin… Dair olalım.

***

ARANIYOR:
Kendinin bir kitap olduğunu kabul et ve bir isim bul bu kitaba!

***

FİGÜR:
Figüranız… Ve figüranlığımız… nicedir ha nicedir başrolde…

***

KİTABA İSİM ESKİ/YENİ:
Eskilerin bir hatırası var;
Hatıraların hep yeni yüzü…

***

HAKİKAT:
Zalim bağırır.
Tuhaftır.
Her seferinde…
Mazlumu duyar hakikat.

***

SON/BAHAR:
Bir ölüm gibi
Gülüyor
Son
Bahar!
Ne güzel
Ölüyor;
“Yaz!”

***

TEZAT:
Okuyanlar susuyor; okumayanlar konuşuyor.

***

HIH :
Her nefes bir adım daha oralıyız…
Ölüm kokuyor konuştuklarımız.
Bir kavga, bir gürültü, bir acelecilik…
Hıh, hıh, hıh…

***

SAVAŞ OYUN/CU/LARI:
Mevsimlerin oyununu, kelebeklerin dansını seyretmek varken; şu savaş oyunlarınız hiç baktırıcı değil; bıktırıcı!

***

CEHALET:
Cehalet, bağırır, çağırır da… konuşmaz, konuşamaz! Sesi vardır da… sözü yoktur! Cehalet, komşusu açken karnını tıka basa doyurur. Cimriden kocaman elleri var. Toplar, toplar da dağıtmaz. Ne yer ne yedirir. Cehalet gösteriş meraklısıdır. Katlı, çok katlı binalar yapar da içinde ya oturur ya oturamaz.

***

RÜYA:
Rüyalarını gerçekleştir; öyle uyu. Yoksa aynı rüyaları göre göre uykuların kaçabilir!

***

CÖMERT VE CİMRİ:
Cömert parasını harcar; cimri kendini…

***

ARADA:
Arada kalmasın hayatlar. Ara sıra değil; yaşayalım “arada!”

***

OLMAK:
Ne olursan ol… “insan” olmadıktan sonra!

***

YERİNDE:
Yerinde konuşmazsan duymazlar; yerinde sus!

***

YAŞAMAK:
Ve ne güzel yaşamak…
Farkında olmak dokunuşun[un]…
Bir kelebeğin peşine takılmak…
Gökyüzüne uzanmak doyasıya…
Ağlamak, gülmek…
Ah, nerdesin yaşamak?!

***

YAZMAK:
Sen yaz! Kendin için yaz! Hayata küsülür mü!

***

NOKTALAMA İŞARETLERİ:
İyi ki noktalama işaretleri var; suskunluğumuzu konuştururlar!

***

ŞİMDİ:
Seneler çizikler atıyor alnına!
Hatıralar öylesine tozlanmış ki…
Sen… dündü/yarındı derken;
Benden tavsiye “şimdi” en erken!

***

KELİMELERİN ELLERİ:
Sonra topladı kelimelerini.
Sonra ayırdı renk renk.
Olmadı; kokuları da vardı.
Olmadı; tekrar topladı.
Acılarına serpeledi biraz.
Birazını taktı yakasına.
Eline yüzüne sürdü;
Kelimeye benzedi biraz!
Baktı ki her şey kelime!
Kelime… kalbindeki sızı!
Güneşi, ay’ı, yıldızı…
Kelime, kelime, kelime…
Bana bir kelime getir!
Beni kelimelere götür!
Mübarek bayramdır;
Ellerini öpeyim;
Kelimelerimi ver!

***

HUZUR:
Kısır, kusur döngülerin “huzur döngü”ye dönmesi için; huzurda duranların huzursuzlara huzurun yolunu ciddiyetle yani hakkıyla göstermesi gerekiyor.

***

KALBİMDEKİ BESTE:
Çok şeye ihtiyacımız var:
Gökyüzü başımızın üstünde…
Sarmaşıklar her sabah bizim için açıyor.
Bizim için uçuyor kuşlar.
Elmalar dallarda bizim için kızarıyor.
Say ki neler var; görmeden geçtiğimiz.
İçtiğimiz bir yudum suyun sonsuz hikâyesi var.
Bi’ kaşık telâşe suyunda boğulanlar…
Çok şeye ihtiyacımız var…
Kazanamayız rüzgâr serinliğini.
Tefekkür yağmuru olmalı gözlerimiz.
Farkında olmak diye bir işimiz…
Deli gibi koşmalarımız hayra alâmet değil.
Sık sık unutarak kendimizi…
Mal mülk sevdâsıysa terlerimiz…
Bugün yarın gidiyoruz burdan.
Ölümün susmayan sesinde sen de varsın!
Çok şeye ihtiyacın var:
Su damlasını, gökyüzünü yaratamazsın.
Sakin ol!
Kalbinde bir şarkı var daima;
Yavaşla, dur, dinle!
Deli demezler; korkma;
Konuş kendinle!

***

ANLAMAK:
Ân/lan/makla başlayan şey…

İlk yorumu siz yazın

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın:

E-Posta adresiniz kesinlikle gizli kalacaktır.


*