Her ay “Acaba gençlerin dünyasında neler var? Neler konuşup, neler düşünüyorlar?” üzerine kafa yorup, dergimizin kapak konusunu ona göre belirlemeye çalışıyoruz. Bu ay, pek çok ihtimal arasından “hürriyet” meselesi öne çıkıp “Beni anlayın, beni anlatın!” dedi.
Biz de düşünmeye başladık. Hürriyet meselesi biz gençlerin dünyasında nasıl ve ne kadar yer tutuyor? Onu nasıl anlıyor, nerelerde arıyoruz? Hakikî sevdalılarına “Ekmeksiz yaşarım, hürriyetsiz yaşayamam” dedirten hakikat-i hürriyet nedir? İşte bu noktada, yedi alt başlık belirledik ve hürriyeti mercek altına aldık.
Hürriyet mefhumunun Müslümanlarca kazandığı manalar, hürriyetin ne olduğu ve ne olmadığı Bilal Bozkurt tarafından ele alındı. Gençlik döneminde yaşanan; otoriteye karşı çıkma -anne, baba, devlet fark etmez- hem de birisinin yardımına ihtiyaç duyma ikilemi; çatışma ve yardıma ihtiyaç duyma arasındaki ilişki Nurenda Yaşar Coşkun bakış açısıyla bizlere sunuldu.
Hürriyet dediğimiz kavramın daha hukuksal boyutunu, temel hak ve hürriyetlerin özelliklerini ise M. Said Zeki kaleme aldı. Hürriyet ve israf kavramlarının ilişkisi, israf edenin hakikî hür olup olamayacağı meselesi; bu meselenin fertler ve cemaatler düzeyindeki yansımaları ise Bilal Said Parlakoğlu tarafından yorumladı.
Genç insan özgür olmak ister. Fakat onun istediği bu özgürlük nasıl bir şeydir? Hangi genç özgürdür? “Bir tarafta hakikati sorgulanmamış inanışların din kisvesi altında istibdadı, diğer tarafta özgürlük kisvesi altında nefsinin kölesi olmuş ideoloji ve kişilerin istibdadı.” Bu meseleyi de Süeda Yaşar irdeledi.
Hürriyetin aile boyutundaki işleyişini yeni bir yazarımız; M. Hulusi Yazıcı kaleme aldı. Ve en nihayet hürriyet ve kader, cüz’î irade ve özgürlük meselesini ise Emine Tuğba Akar, kendi başından geçen bir hadise üzerinden çözümlemeye çalıştı.
Tabii kapak yazıları dergimizin çok cüz’î bir kısmını oluşturuyor. Bu yazılardan başka, her zamanki Haber Yorum köşemiz, çeşitli şiirler, İbrahim Özdabak’ın çizdiği karikatür, Foto Yorum’da sizlerden gelen fotoğraflar ve Nurlu Yorum’da Risale-i Nur’da yer alan hürriyetle ilgili bahis seçmeleri yerlerini aldılar. Bir dergiyi diğer dergilerden ayıran mühim hususlardan biri; ortaya koyduğu orijinal çalışmalar ve röportajlardır desek yanılmış olmayız sanırım. Bu ay Süeda Yaşar’ın Suriyeli bir sınıf arkadaşıyla, onun Suriye Savaşı gölgesinde geçirdiği çocukluk yılları üzerine yaptığı röportaj bu tarz orijinal bir çalışma olma özelliğini taşıyor.
Eskimez Yazı’da bu satırların yazarının yazma serüvenine dair birkaç bilgi, Feyalilacep’te ise Şulenur Yaşar’ın fıtrata dair tebessüm ettiren tefekkürleri sizleri bekliyor olacak. Keçelinin Kitaplığı’nı ise bu ay yeni bir yazarımız yazdı; Ravzanur Güleçyüz. Henüz yayınlanan ilk yazısı olmasına rağmen gelecek vadeden bir yazar olduğunu söylemek güç değil. Genç Yorum olarak gençlere kalem oynatma fırsatı verebiliyor olmak övünebileceğimiz güzel bir özelliğimiz.
Sonra Gençlerle Röportaj var. Çevremizdeki gençler, hürriyet üzerine yönelttiğimiz soruları cevapladılar. Siz olsaydınız bahsi geçen sorulara nasıl cevaplar verirdiniz? Diğerlerinin cevaplarını okurken kendinizi bir deneyebilirsiniz. Daha sonra Anlamlı Yorum ve peşinden Seans Arası geliyor. Aranızda gençlerle Risale-i Nur dersi okuyanlar varsa bu yazıyı epey faydalı bulacaktır. Gerçi “asıl sorun ve yansıyan sorun” meselesi herkesin hayatında karşılaştığı bir mesele olsa gerek… Sonra Zihnin Çarkları’nda dil ve dilin düşünce üzerindeki etkilerine dair güzel bir tefekkür, daha sonra Keyfince Lügat ve şairane yazılar, daha daha sonra ise Henânî’nin yazdığı gezi yazısının son kısmı geliyor. Nihayet dönüş yolculuğuna geçen yazarımızın gelecek maceralarını siz de benim gibi merak ediyor musunuz?
İlk yorumu siz yazın