Temmuz 2024 – Haber Yorum

TARLA’sı olan 5 ülkeden biriyiz

Türk Hızlandırıcı ve Işınım Laboratuvarı (TARLA) ile Türkiye, süper iletken elektron hızlandırıcısı teknolojisine sahip 5 ülkeden biri oldu. European Organization for Nuclear Research (CERN) ve Synchrotron-light for Experimental Science and Applications in The Middle East (SESAME) gibi kurumlarla ortaklıkları bulunan Türkiye’de, süper iletken teknolojisi konusunda en önemli adımlardan biri TARLA ile atıldı. Ankara Üniversitesi bünyesinde gerçekleştirilen ve daha sonra yasa ile devlete ait araştırma laboratuvarı haline getirilen TARLA, Faz-1 20 meV (em-ivi) demet hattıyla, yerli donanım ve yetkinlikleriyle Türkiye’yi süper iletken elektron hızlandırıcı teknolojisine sahip, dünyadaki 5 ülke arasına soktu. Prof. Dr. Hasan Serdar Öztürk yönetimindeki TARLA için bugüne kadar 35 milyon euro kaynak sağlandı. Süper iletken teknolojisini kullanarak elektron hızlandırma yeteneği sayesinde TARLA, bilim ve mühendislik alanında önemli kazanımlar sağlayacak. Kanser hastalarına uygulanan ışın ve hadron tedavisi, parçacık fiziği, nükleer fizik, biyoteknoloji, nanoteknoloji, genetik, malzeme, endüstri, metroloji, kimya, enerji, savunma, uzay, iletişim, lazer gibi birçok alanda eğitim ve araştırma çalışmaları TARLA’da yürütülecek.  Keşke miletin imkânları israf edilmeyip böyle faydalı işler için kullanılsa…

Eğitim meselesi ‘memleket meselesi’ değil mi?

Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı ilk ve ortaöğretim kurumlarındaki 20 milyondan fazla öğrenci yaz tatiline girdi. 1,2 milyona yakın öğretmen için de tatil başlamış oldu.  Yeni bir değişiklik olmazsa, 2024-2025 eğitim öğretim yılının başlamasından itibaren Türkiye “yeni müfredat”la tanışacak. Yeni müfredat okul öncesi, ilkokul 1. sınıf, ortaokul 5. sınıf ve lise 9. sınıftan başlamak üzere kademeli şekilde hayata geçirilecek. Öğrenciler ve öğretmenler, 2024-2025 eğitim öğretim yılı için 9 Eylül 2024’te ders başı yapmış olacak. Peki, 20 milyondan fazla öğrenciyi ilgilendiren ‘yeni müfredat’ ne ölçüde kamuoyuna anlatılabildi? Öğrenci, veli ve öğretmenlerimiz yeteri kadar bilgilendirilebildi mi? Eğitim meselesi ‘memleket meselesi’ değil mi?

Risale-i Nur derslerine katıldı, Müslüman oldu

Bu ayki haberlerimize “çok güzel bir haber”le başlayalım: Avustralya Nur Vakfı’nın üniversiteli genç kızlar grubuna katılan Linh Tran, bulunduğu Risale-i Nur sohbetinde İslâm dinine girmeye karar verdi ve şehadet getirerek Müslüman oldu. Vietnam asıllı Avustralyalı Linh Tran, içindeki soruların cevaplarını buldu ve Nur Talebeleriyle sıcak bir ilişki kurdu. Şeyma Kardaşlar’la aynı okuldan mezun olup arkadaşlıklarını sohbet ortamlarına taşıdılar. Linh, Risale-i Nur sohbetlerine katılarak İslâm’ı tanıdı ve sonunda bu güzel dinin bir mensubu olmaya karar verdi. Risale-i Nur sohbetinde kararını vererek Müslüman olmak istediğini açıklayan Linh’in bu kararı, dershane arkadaşları tarafından büyük bir sevinçle karşılandı. Linh, Müslüman olma sebebini şu sözleriyle açıkladı: “İslâm güzel bir dindir ve inancınızı, iyilik, saygı ve merhamet değerlerini koruma gayretiniz beni derinden etkiledi. Sizler olmasaydınız, bu güzel din hakkında bilgi sahibi olamazdım. Bu yüzden İslâm’ın güzelliğinin yanı sıra siz Müslüman kardeşlerim için de bu kararı aldım.” Bu güzel haber karşısında “Maşallah, maşallah, maşallah” demek icap etmez mi?

Müzisyenler Filistin için ses verdi

İsrail’in Gazze’ye saldırıları her geçen gün daha acı verici bir boyuta ulaşıyor. Bu zulme sessiz kalmayan bir grup müzisyen, “Filistin için Çal” projesiyle seslerini duyurmak istedi.  “Filistin İçin Çal” projesinin ilk çalışmasında Açlık Oyunları filmindeki “The Hanging Tree” şarkısına yeni sözler yazılarak Filistin’deki katliama dikkat çekilmek istendi. Proje koordinatörü Zeynep Betül Akyıldız, küçük müzisyen Zeynep Keskinkardeşler ile projenin detaylarını anlattı. Akyıldız, Türkçe kaleme aldığı şarkının sözlerini nasıl yazdığını anlatıyor. Kadın Sanat Okulu’ndaki öğrencileri ve Türkiye’nin dört bir yanından kadınlarla şarkının sözlerine son halini verdiklerini söylüyor. Ardından diğer müzisyen arkadaşlarının şarkıyı okuması ve evlerinde çektikleri kliple de son halini aldığını belirtiyor. Akyıldız, tıpkı “Doğa için Çal” projesinde olduğu gibi müzikle Gazze için farkındalık meydana getirmek istediklerini de ifade ediyor. Projenin en küçük sesi ise 7 yaşındaki Zeynep Keskinkardeşler… O da bu projede olmaktan oldukça mutlu. Filistinli çocuklar için sesini duyurmak istediğini söyleyen Keskinkardeşler, sınıf arkadaşlarının klibi izlediğinde verdiği tepkiyi “Çok beğendiler” diyerek büyük bir heyecanla dile getiriyor. Filistin’deki zulme itiraz eden herkes teşekkürü hak ediyor. Biz de “Filistin için Çal”an müzisyenleri tebrik ederek, teşekkür ediyoruz.

İlk yorumu siz yazın

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın:

E-Posta adresiniz kesinlikle gizli kalacaktır.


*