“Kanlı para” istemeyen futbolcu
Her şeyin para olmadığını gösteren hadiseler de yaşanıyor. İşte bir futbolcunun verdiği dersi anlatan haber: Rosenborg’un Norveçli futbolcusu Ole Saeter, İsrail ekibi Maccabi Haifa’dan gelen transfer teklifini reddettiğini duyurdu. Norveç devlet televizyonu TV2’nin haberine göre, İsrail Premier Ligi’nde transfer döneminin sonuna yaklaşılırken Maccabi Haifa kulübü, Norveç ekibi Rosenborg’a Saeter’in bonservis bedeli için 10 milyon kron teklif etti.
Saeter, TV2’ye yaptığı açıklamada, İsrail’in Filistinlilere yönelik saldırıları nedeniyle transfer teklifini geri çevirdiğini belirterek “Hesabıma kanlı para girmesini istemiyorum” ifadesini kullandı.
İsrail kulübünün “500 milyon dolar teklif etse bile, o meblağı da kabul etmeyeceğini” dile getiren Saeter, “Paradan çok, değerler önemlidir. İnsan hakları ihlallerine karıştığı düşünülen bir ülkeden gelen teklifi hâliyle kabul etmem” dedi.
Ne diyelim? Allah böyle ‘insan’ların sayısını arttırsın…
Dünyanın gizli bir katmanı daha olabilir
Yeni araştırmalar, dünyanın gizli bir katmanı daha olabileceğini ortaya koydu. Uzmanlara göre bu keşif, “ders kitaplarının yeniden yazılmasını” gerektirebilir. Buna göre dünyanın iç çekirdeğinin derinliklerinde bir çekirdek daha var olabilir. Bu da Dünya tarihinde belki de iki ayrı soğuma olayının yaşandığı anlamına geliyor.
Dünya’nın dış kabuğunun altında ne olduğuna dair bilgimiz çoğunlukla volkanların açığa çıkardığı ve sismik dalgaların fısıldadığı şeylerden çıkarılmıştır. Bilim insanları bu dolaylı gözlemlerden, sıcaklığı 5 bin dereceyi aşan kavurucu sıcaklıktaki iç çekirdeğin, Dünya’nın toplam hacminin yalnızca yüzde 1’ini oluşturduğunu hesapladı. Ancak Avustralya Ulusal Üniversitesi’nde jeofizik profesörü olan Joanne Stephenson ve meslektaşları, birkaç yıl önce Dünya’nın iç çekirdeğinin aslında iki ayrı katmandan oluşabileceğine dair kanıtlar buldular. Stephenson o zamanlar, “Bu çok heyecan verici. Ders kitaplarını yeniden yazmamız gerekebilir!” açıklamasında bulundu.
Peki, “bilim”i tartışmasız kabul edenler bu “yeni bilgi”ye ne diyecekler? Ya diğer “kabuller” de bunun gibi sarsılan cinsten ise?
Pişman olan ilim adamı
İşte bir ‘pişmanlık’ hikâyesi: Hayatımızın her alanına olduğu gibi bu yılın Nobel ödüllerine de “Yapay Zekâ” damga vurdu. Nobel ödül komitesi “yapay sinir ağlarıyla makine öğrenimini mümkün kılan temel keşifler ve icatlar için” açıklamasıyla fizik ödülüne iki bilim insanını, John J. Hopfield ve Geoffrey E. Hinton’ı lâyık gördüğünü açıkladı. John Hopfield, yapay sinir ağları üzerinde çalışan bir isim. 1982 yılında yayınladığı makalesi bu açıdan çığır açıcı bir nitelik taşıyor. Geoffrey Hinton ise sadece akademik çalışmalarıyla değil, bizzat teknoloji şirketlerinde görev üstlenerek yapay zekâ çalışmalarını içeriden şekillendiren bir isim. Hatta ona “yapay zekânın büyükbabası” diyorlar. Büyükbaba Hinton, 2012’de bilgisayarların “görmesini” sağlayan teknolojiyi öğrencileri ve ekibiyle Toronto Üniversitesi’nde geliştirerek bugünün yapay zekâ teknolojilerinin önünü açtı. Fakat asıl çarpıcı olan, Google’da geçen on yılın ardından yapay zekâ çalışmalarını “tehlikeli” bularak geçen yılın nisan ayında istifa etmesiydi. Sadece istifa etmekle de kalmadı Hinton, hayatını adadığı çalışmaları yapmaktan pişmanlık duyduğunu söyledi.
Rüyalar arasında haberleşme gerçek mi?
Dünya, hızlı gelişmelere sahne oluyor. İşte sürpriz bir haber: Nöroteknoloji şirketi REMspace, iki katılımcı arasında lüsid rüya (berrak rüya olarak da biliniyor) sırasında ilk kez iki yönlü iletişim kurduklarını iddia etti. Şirket, rüyalar sırasında tespit edilebilen bir dil olan “Remmyo”yu da geliştirdirdiklerini duyurdu.
Şirket CEO’su Michael Raduga, 2023 yılının mayıs ayında rüyalarını kontrol etmek amacıyla kafasına mikroçip yerleştirdiği haberleriyle gündeme gelmişti. Raduga, çipin REM uykusu sırasında beyninin motor korteksini uyarmak için tasarlandığını belirtti.
Şirket yaptığı basın açıklamasında, özellikle REM (Hızlı Göz Hareketi) evresinde lüsid rüya görmenin, ruh sağlığı sorunlarının çözülmesi ve yeni becerilerin öğrenilmesi de dahil olmak üzere birçok potansiyel uygulamaya sahip olduğunu iddia etti.
Raduga, lüsid rüyanın psikolojik avantajlarını vurgulayarak, kâbusları azaltmaya, fobilerle yüzleşmeye ve kişisel sorunları ele almaya yardımcı olabileceğini öne sürüyor.
Sizi bilmem, ama bu haber bize Risale-i Nur’da geçen “Rüyada bir hitabe”yi hatırlattı…
İlk yorumu siz yazın