
İnsan bu dünya misafirhanesine gönderilirken, kendisine verilen en esaslı cihazlardan bir tanesi merak ve keşfetmek kabiliyetidir.
İnsan merak ediyor; kim olduğunu, nereden geldiğini, bu geçici dünyada ne işinin olduğunu, dünyadan ayrılmak zorunda kalınca nereye gideceğini, dünyadan sonraki seyahatin nasıl devam edeceğini, kabrin arkasında kendisini nelerin beklediğini, kendisini böyle lütufla cömertçe besleyenin kim olduğunu, niçin bütün dünya varlıklarının insanın hizmetine verildiğini, verilen bu nimetlere mukabil kendisinden ne istendiğini; teşekkür ve minnetini kime; nasıl ifade edeceğini, bu dünya misafirhanesinde nasıl hareket edilip nasıl davranılacağını, kendisine verilen cihazların ve duyguların nasıl kullanılacağını, kendisinden beklenilen tavrı ve davranışları yapabilmesi için kimi rehber ve model alması gerektiğini, kendi iç âleminde duygularını nasıl uyumlu ve dengeli kullanacağını -ki birbirine tahakküm etmesin, birbirini köleleştirmesin, sükût ettirmesin- dünya denilen sanat galerisinin nasıl gezileceğini, temaşa edilen sanatların nasıl takdir edileceğini, takdir ederken kullanılacak en lâyık kelimelerin neler olacağını, bu misafirhane sahibinin misafirhanede nelerin kullanımını serbest bırakıp neleri yasakladığını, kendisini yokluk karanlıklarından çıkartıp ziyadar varlık âlemine kimin getirdiğini, onu dünyaya göndereni nasıl tanıyacağını ve onun muradını nasıl öğreneceğini, bir ihtiyacı olduğunda kime müracaat edeceğini ve ondan nasıl isteyeceğini, başına gelen hadiselerin perde arkasını, hastalık ve musibetlerin ne anlam ifade ettiğini, insanoğlu için bir dünya yeterken kâinatın bu büyüklüğünün ne anlam ifade ettiğini, kâinatın bu mükemmel işleyişinin nasıl bir bilgi ve güçle temin edildiğini, cennet gibi güzel dünyanın ve büyük kâinatın kıyametle yıkılmasının niçin gerektiğini, insandan başka varlıklar olup olmadığını, dünyanın geçiciliğini yaşadıktan sonra ebedî bir hayatın nasıl bir şey olduğunu, dünyadaki gibi tekrar eden şeylerin lezzetinin azalmasının cennette söz konusu olup olmadığını, kısa bir hayattaki günahların neden sonsuz bir cehennemle cezalandırıldığını… Merak ediyor. İnsanın hem kendisi merak ediyor hem hemcinslerinin meraklarından haberdar olduğunda kendisinde de o merak uyanıyor.
Evet, merak etmek güzel. Bizi insan yapan en temel unsur. Bu duygu doğru soruları sorar ve doğru bilgi kaynaklarından beslenirse insanın dünyasını cennet-misâl hale getirir. Aksi durumda ise dünyası cehennem-vârî olur.
Bize kendini tanıttırmak isteyen Bir’i yerleştirmiş fıtratımıza bu duyguyu. Peki merak ettiğimiz Halık’ımızı, Rabbimizi ve Malik’imizi bize anlatacak hangi kaynaklar güvenilir? Elbette, karakteri doğruluk ve güvenilirlikle yoğrulmuş olan ve yaşadığı toplumda bu vasıflarla tanınmış insanlardan soracağız Rabbimizi. Bize kendini tanıttırmak isteyen ve bizi Ona götürecek olan bu duyguyu fıtratımıza yerleştiren Rabbimiz, insanlık tarihi boyunca bize rehberlik edecek güvenilir binlerce elçisiyle bizlerin suallerine cevap vermiştir. Varlığı eserleriyle ve fiilleriyle aşikâr olduğu halde kâh sözlerle de cevap vermiş, kâh taklidi imkânsız yazılı belgelerle de…
Hülâsa edip özetleyecek olursak insan hakkı arıyor. Bu arayış esnasında yanlışlardan uzak durup hakikati tamamen ihata etmek ve ona sahip olmak gayretinde insan. İmtihan dünyasında doğrularla beraber yanlışlar da buluyor, bulunmalı. Tâ ki insanlar merak edip araştırıp doğru ile yanlışı birbirinden ayırt edebilsin. İnsan bu dünyaya gönderilirken, bu ayırımı yapması için gereken cihazlar ve donanım verilmiş.
İşte bizler bu sayımızda ve sayfalarımızda o belgelerden aldığımız derslerle bu zamanda merak edilen suallerin cevaplarına yer verdik. Tabii ki bütün suallere cevap vermek bu sınırlı sayfalarla mümkün değil. Bu sebeple merak edilen suallerin cevaplarının nerede bulunacağına dair kaynaklara işaret ettik. Bu sayı, merak edilenlere cevap verecek adresi tarif kabîlinden hazırlandı.
Suâl varsa cevap da vardır. Buyurun!
İlk yorumu siz yazın