Yıllardır süregelen bir zulüm Gazze Şeridi’nde yaşayan Müslümanların üzerine karabasan gibi çökmüş durumda. Bu acımasız işgal ve zulme karşı vicdan sahibi hiçbir bireyin sessiz kalması mümkün değildir. Nitekim Peygamber Efendimiz (asm), bir hadisinde şöyle buyurmuştur: “Sizden kim bir kötülük görürse, onu eliyle değiştirsin; buna gücü yetmezse diliyle değiştirsin, buna da gücü yetmezse kalbiyle buğzetsin. Bu ise imanın en zayıf derecesidir.” Türkiye’de yükselen boykot çağrıları bu zulme karşı kolektif bir bilinç hareketinin tezahürü olarak ortaya çıkmaktadır. Ancak bu tepkinin salt bir reddediş olmanın ötesine geçerek yapıcı bir dönüşümün başlangıcı olması gerekmektedir. İşte bu noktada “müsbet hareket” kavramının devreye girmesi gerekir.
Müsbet hareket Bediüzzaman’ın vurguladığı gibi şiddete dayalı tepkisellikten uzak, yapıcı ve olumlu bir tavrı temsil eder. “Bizim vazifemiz müsbet hareket etmektir. Menfî hareket değildir.” sözü bu anlayışın temelini oluşturur. Bu yaklaşım aynı zamanda “asayişi muhafazayı netice veren müsbet iman hizmetini” de esas alır. Bu perspektifte boykot şuurlu yapıldığında, toplumda dayanışma ruhunu geliştirir. Plansız ve programsız hareketler etkinliği azaltıp bölünmeyi artırabilirken bilinçli bir boykot stratejisi, toplumu birleştirici bir rol oynar. Bu manada müsbet hareket en kısa ifadesiyle “yapıcı olmak”, ortaya bir eser koymaktır.
Müsbet Boykotun Temel İlkeleri
Yapıcı Alternatifler Sunmak: Artık savaşlar yalnızca tüfek ve mermilerle değil ekonomik, ticarî, siyasî ve teknolojik alanlarda da yürütülmektedir. Bu durum Müslüman toplumların stratejik bir bakış açısıyla hareket etmesini ve yeni yöntemler geliştirmesini gerekli kılmaktadır.
Bu bağlamda yapıcı alternatifler sunmak boykot edilen ürün veya hizmetin yerine neyin konulacağına odaklanmayı gerektirir ve başarının önemli bir parçasıdır. Peygamber Efendimizin (asm) Medine pazarını teşvik ederek gayrimüslim tüccarlara alternatif oluşturması bu konuda önemli bir örnektir. Benzer bir şekilde boykot edilen ürünlere karşı kaliteli ve uygun fiyatlı yerli alternatifler sunmak, halkın bu alternatife yönelimini kolaylaştıracaktır. Bu noktada, yerli fabrikalara büyük iş düşmekte, onların üretim gücü ve kalitesi bu mücadelede önemli bir silah haline gelmektedir.
Sabır ve Süreklilik: Boykot, ani bir tepki yerine uzun vadeli bir strateji gerektirir. Tüm toplumun tüketim alışkanlıklarını dönüştürmek zaman alacağından sabır ve şükür ile hareket etmek boykot sürecini daha etkin kılar. Bu etkinlik ani bir heyecanla parlayıp ardından sönecek bir ışık değil, devamlı aydınlatan bir nur misali hayata hayat olmalıdır.
Tüketim Ahlakına Vurgu: Boykot, sadece belirli bir ürünün reddiyle sınırlı kalmamalı, aynı zamanda genel tüketim alışkanlıklarında da bir dönüşümü hedeflemelidir. Zaruri olmayan ürünleri almamak ve israftan kaçınmak boykotun manevî boyutunu da destekler. Müslümanın tüketim ahlâkı batıdan farklılaştıkça batı ürünlerine olan ihtiyaç da azalacak ve uzun vadede boykot daha etkili olacaktır. Müslümana bozuk harcama ahlâkını satan batı, harcayacağı ürünleri de er ya da geç satacaktır. O yüzden bu ahlâkın da boykotunu yapmak gerekir.
Şiddetten ve Aşırılıktan Kaçınmak: Müsbet hareketin temel ilkelerinden biri şiddet ve aşırılığın her türlüsünün reddedilmesidir. Boykotun şiddet veya nefret dili yerine sevgi ve ikna temelli bir yol izlemesi gerekir. İş yerlerini basıp oradaki insanları rahatsız etmek kişiyi haklı iken haksız duruma düşürür. İnsanları nefret ettirecek ve taassuplarını artıracak, toplumu kamplaştıracak şeylere prim verilmemelidir.
Bilgiye Dayalı Hareket Etmek: Boykot edilecek ürünlerin veya firmaların belirlenmesi ciddi araştırmalara dayanmalıdır. Sosyal medyada dolaşan yanlış bilgilerle hareket etmek adaletsizliğe ve yanlış yönlendirmelere sebep olabilir. Bu nedenle boykot listeleri işin uzmanları tarafından hazırlanmalı, fıkhî, ekonomik ve sosyal boyutlar dikkate alınmalıdır. İnternetten kimin hazırladığı belli olmayan listelere körü körüne bağlanılmamalıdır.
Boykotun hedefi İsrail’e ve Siyonizm’e açıkça desteğini açıklayan veya bu desteği somut delillerle bilinen firmalar olmalıdır. Tüm batı kaynaklı ürünleri genellemek yerine delillere ve bilgiye dayalı bir şekilde hareket etmek gerekir. Bu yaklaşım hem adaleti gözetir hem de haklı bir tepkinin yanlış yönlendirmelerle etkisini kaybetmesini engeller.
Boykot Şuurlu Yapılmalı: Boykot yapılırken parası önceden verilip satın alınan ürünleri parçalamak, kırmak ve dökmek gibi davranışlardan kaçınılmalıdır. Bu gibi fiiller kişiyi muhataplarınca gülünç bir duruma düşüreceği gibi ortamı da ziyadesiyle gerginleştirmektedir.
Sonuç olarak boykot, müsbet hareket prensipleriyle uygulandığında birey ve toplum için kalıcı bir değişim sağlar. Bu anlayışla boykot, sadece bir protesto olmaktan çıkar, bir kalkınma ve bilinçlenme sürecinin temel taşı haline gelir. Boykot bireyin kendi tüketim alışkanlıklarını düzeltmesiyle başlar, topluma sirayet eder ve uzun vadede zalimin zulmünü azaltır. Müsbet hareketle şekillenen bir boykot toplumun ahlakî ve manevî yükselişine katkıda bulunur. Bu, sadece bir eylem değil, aynı zamanda değerlerin yeniden hatırlanması ve uygulanması için bir fırsattır. Böylece boykot hakikati dile getirmenin ve daha adil bir düzen inşa etmenin etkin bir aracı haline gelir.
Boykot, bireydeki manevî şuuru geliştirirken toplumun bir arada hareket etmesini de sağlar. Uzun vadeli etkileriyle insanların ekonomik bağımsızlık kazanmasını ve tüm değerlerin ihyasını mümkün kılar.

İlk yorumu siz yazın