Viyana okullarında dikkat çeken bir değişim var. Buna göre bu okullardaki Müslüman öğrenciler artık çoğunlukta.
Avusturya merkezli www.heute.at sitesinde yer alan “güzel bir haber”in tercümesi şöyle: Avusturya’nın başşehri Viyana’daki devlet okullarında önemli bir demografik değişim yaşanıyor. 2025 yılı itibarıyla, şehirdeki ilkokul, ortaokul ve meslek okullarında öğrenim gören öğrenciler arasında İslâm inancına mensup çocuklar yüzde 41,2’lik oranla ilk sıraya yerleşti. Bu oran, geçen yıl yüzde 39,4 seviyesindeydi. Yaklaşık 112.600 öğrenciyi kapsayan resmî verilere göre, Viyana’daki zorunlu eğitim sisteminde artık neredeyse her iki çocuktan biri Müslüman kökenli. Bu artış, göç ve demografik dönüşümün normal bir sonucu olarak görülüyor.
Farklı İnançlar Bir Arada
Hristiyan öğrencilerin oranı ise yüzde 34,5 olarak kaydedildi. Bunların yüzde 17,5’i Katolik, yüzde 14,5’i ise Ortodoks mezhebine bağlı. Herhangi bir inanca mensup olmayan çocukların oranı da yüzde 23 seviyesinde.
Topluma Uyum Vurgusu
Viyana Eğitim Dairesi yetkilileri, bu değişimin beraberinde getirebileceği kültürel farklılıklara dikkat çekerken, özellikle erken yaşta ortak insanî değerlerin ve birlikte yaşama kültürünün verilmesinin önemine işaret ediyor. NEOS partisinden Eğitim Sorumlusu Bettina Emmerling, bu amaçla bütün öğrencilere yönelik “Demokraside Birlikte Yaşamak” adlı yeni bir dersin müfredata alınmasını önerdi. Bu dersle, saygı, eşitlik, demokrasi ve insan onuru gibi kavramların erken yaşta kazandırılması hedefleniyor. (Tercüme: İbrahim Burak Özaydın)
Güneşin sırları çözülebilecek mi?
İlim adamları dünyamızı ışıklandıran Güneş’in sırlarını çözmek için çalışıyorlar. Yeni bir habere göre Güneş’in yüzeyindeki dev bir delik, nadir bulunan helyum-3 gazını rekor miktarda uzaya fırlattı. Bu durum, Güneş’in sırlarını çözmede yeni kapılar açıyor.
2023 yılının Ekim ayı sonlarında, Güneş’in inanılmaz miktarda helyum-3 saldığı kaydedildi. Bu, Güneş Sistemi’nin merkez yıldızından şimdiye kadar görülen en büyük helyum-3 salınımıydı. Astronomlar, yaptıkları incelemeler sonucunda bu izotopun kaynağını, bir koronal delik kenarından fırlayan ve yalnızca hafif elementler içeren nadir bir güneş patlamasının parçası olan bir jet olarak belirledi.
Astrofizikçi Radoslav Bučík, “Bu nadir izotop, daha yaygın olan helyum-4’ten bir nötron daha hafif ve Güneş Sistemi’mizde oldukça az bulunuyor. Ortalama olarak her 2.500 helyum-4 iyonuna karşılık yalnızca bir helyum-3 iyonu mevcut” diye açıklıyor.
Helyum-3 neden nadir?
Helyum-4, helyumun en yaygın izotopu olup kâinattaki tüm normal maddenin kütlesinin yaklaşık dörtte birini oluşturur. Kâinatta bol bulunan helyum-3 ve helyum-4’ün çoğu, Büyük Patlama’dan sonraki anlarda oluştuğu düşünülüyor. Ancak bu iki izotop arasında, daha küçük olan helyum-3 çok daha az yaygın. Araştırma, The Astrophysical Journal dergisinde yayımlandı.
Kâinat sırlarla dolu. İlim adamları ‘sırrı çözdük’ dedikçe yeni ve daha zor ‘sır’larla karşı karşıya kalıyorlar…
Köşe yazılarının sonu mu geliyor?
Los Angeles Times’ın (LA Times) web sitesindeki yeni bir özellik, bir yapay zekâ asistanı aracılığıyla gazetecilerin çalışmalarını hızlıca çürüten fikir sunduğu için bu günler geride kalmış olabilir.
Köşe yazılarının geleceği bu mu, yoksa retoriğin bile yerini tamamen makinelere bıraktığı paralel bir evrene mi girdik?
LA Times’ın op-ed bölümünde, San Francisco’daki California Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde hukuk profesörü olan Joan C. Williams’ın bir makalesi yer alıyor. Williams yazısında, Demokratların Donald Trump’ın 2024 başkanlık seçimlerindeki zaferini anlayabilmeleri için siyasetin kültürel yönünü anlamaları gerektiğini savunuyor… Bu, Williams’ın akademik perspektifinden konuşan, anlayışlı ve iyi araştırılmış bir yazı. Tam da bir op-ed bölümünden bekleyeceğiniz türden.
Yeni olan şey ise “Insights” bölümü. Buna tıkladığınızda LA Times’ın size “tüm bakış açılarını sunmak için içerik üzerinde yapay zeka tarafından oluşturulan bir analiz” sunduğu sayfanın en altına yönlendiriliyorsunuz.
Yapay zeka’nın Williams’ın argümanını tam olarak kavrayıp kavramadığı tartışmaya açık, ancak en önemlisi, köşe yazarlarına konularıyla ilgili otorite hissi vermekten uzaklaşması.
Endişe verici bir şekilde, yapay zeka takıntılı sahiplerin gazetecilerin çalışmalarına yönelik alaycı tutumunu da vurguluyor.
Bakalım daha neler duyacağız?
Bir yanda Obama, bir yanda Trump!
Gazze’de yaşananlar sadece İslâm dünyası için değil, bütün dünya için bir ‘ölçü’ oldu. Büyük ölçüde ‘iyi’ler ve ‘kötü’ler birbirinden ayrıldı ve tablo çok daha netleşti.
Mesela, Eski ABD Başkanı Barack Obama, Donald Trump yönetiminin hedef aldığı ve 2.2 milyar dolar değerindeki fonu dondurulan Harvard Üniversitesi’ne destek mesajı yayımladı.
İlgili haber şöyle: Eski ABD Başkanı Barack Obama, Donald Trump yönetiminin Harvard’ı hedef almasının ve üniversitenin fonlarının dondurulmasının ‘hukuka aykırı’ olduğunu söyledi.
Donald Trump yönetiminin Filistin’e destek gösterileriyle gündeme gelen Harvard Üniversitesi’ni hedef almasını eleştiren Obama, okul yönetimine destek mesajı attı.
Obama, Harvard yönetiminin tutumunu savunarak, akademik özgürlüğün korunması gerektiğini vurguladı.
Obama, yaptığı yazılı açıklamada şu ifadeleri kullandı: “Harvard, diğer yüksek öğrenim kurumları için bir örnek teşkil etti. Akademik özgürlüğü engellemeye yönelik hukuka aykırı ve beceriksiz bir girişimi reddederken, Harvard’daki tüm öğrencilerin entelektüel sorgulama, titiz tartışma ve karşılıklı saygı ortamından faydalanabilmelerini sağlamak için somut adımlar attı.”
Harvard Üniversitesi yönetiminin bu süreçte sergilediği duruşu öven Obama, diğer üniversitelerin de benzer şekilde hareket etmesini umduğunu belirtti.
NE OLMUŞTU?
ABD Başkanı Donald Trump yönetimi, Harvard Üniversitesi’ne ayrılan 2,2 milyar dolarlık federal fonu dondurduğunu duyurdu. Harvard Üniversitesi, açıklamanın hemen öncesinde Beyaz Saray’ın taleplerini reddetmişti. Trump yönetiminin gönderdiği talepler listesi, kampüslerde antisemitizmle mücadele gerekçesiyle hazırlanmıştı.
Her yönüyle ibret alınması gereken bir gelişme değil mi?
İlk yorumu siz yazın