Modern zamanların telaşına karşı ruhun yavaşlama çağrısı: Yavaşla!

Hızın ve hazzın doruklarda yaşandığı bir zamanın içerisindeyiz. Akıp giden ömür içinde penceremizden yüzlerce manzara ve an yaşanıp geçmekte. Bu baş döndüren hız artık öyle noktalara ulaşabiliyor ki; ruh yaşadıklarını özümseyemez hale gelebiliyor. Bedenler ve yaşantılar hızlanırken ruhumuz geride kalıyor. Kızılderililer için anlatılan hikâyelerin birinde çok hızlı yürüdüklerinde bir ağaç gölgesine oturup bedenlerimiz hızlandı, ruhlarımız geride kaldı, biraz oturup ruhlarımızın bedenlerimizi yakalamasını bekleyelim dedikleri anlatılır. Bu bana modern zaman insanının halini çağrıştırıyor. Yaşantılar o kadar hızlandı ki artık yaşamı fark edemez hale geldik. Durup dinlenmeye soluklanmaya çok ihtiyaç duyuyoruz. Çünkü hayat ıskalamaya gelmiyor. Öğretmen arkadaşlarımla sohbet ederken buna benzer cümleleri çok duyuyorum: “Hocam çocuklar ne ara büyüdü ben onların büyüdüklerini bile fark edememişim.  Bir şeylere yetişmekle o kadar meşgul olmuşum ki onların yanlarında olamamışım. Oysa bir daha asla çocukluklarına geri dönemeyecekler. Keşke…”

Ve yakın zamanda bu kitabı tavsiye ettiğim bir öğretmen arkadaşımdan gelen bir cümle: “Babamı kaybettikten sonra okudum bu kitabı. Babam köyde tam şurada otururdu, keşke doya doya baksaymışım ona, sanki hep orada duracak gibi düşünürdüm.” Oysa yaşanılan anlarımız öylesine sınırlı ki ve gelip geçmekte. Yaşanmayan, yaşarken farkında olunmayan anların telafisi pek de mümkün olmuyor. Bu yüzden ömrümüzü bulunduğumuz gün bilmek ve anda kalabilmek büyük önem arz ediyor.

Kitaptan çıkarabileceğimiz bazı başlıklar ise şöyle:

  1. “Biraz yavaşla… Kendi kalbine yetişmeye çalış.”

– İnsan, kendi iç dünyasından kopmamalı; kalbinin ritmini hissetmelidir.

  1. “Modern hayat, bizi hızlandırarak insanlıktan çıkarıyor.”

– Hız, sadece mekânı değil ruhu da aşındırıyor.

  1. “Yavaşlamak, hayata ‘evet’ demektir.”

– Telaşsızlık bir tür kabul ve şükür halidir.

  1. “Ruhumuz bedenimize yetişemediğinde hastalanırız.”

– Fiziksel hızın, ruhsal bütünlükten ayrılması hastalık getirir.

  1. “İnsan, ancak yavaşladığında kendisiyle karşılaşabilir.”

– Derin düşünme ve iç gözlem, ancak dinginlikte mümkündür.

  1. “Günümüz insanı, hep bir şeyleri kaçırıyor gibi yaşıyor.”

– FOMO (kaçırma korkusu) çağın en büyük psikolojik yüklerinden biridir.

  1. “Teknoloji bizi birbirimize bağlamadı, bizden bizi aldı.”

– Gerçek temas, ekranın ötesindedir.

  1. “Sosyal medya, insanların içini boşaltıp vitrine çıkarıyor.”

– Görünür olmak, sahici olmakla karıştırılıyor.

  1. “İnsan, yavaşladığında sevgiye, dostluğa ve merhamete vakit bulur.”

– Gönül ilişkileri hızda değil, duruşta gelişir.

  1. “Hayat, sadece hedeflere koşmak değil, yolda düşen yapraklara da bakabilmektir.”

– Güzelliği fark etmek için acele etmemek gerekir.

  1. “Zihnin susmadığı yerde kalp konuşamaz.”

– Sessizlik, kalbin duyulabilmesi için şarttır.

  1. “İçimize dönmedikçe dış dünya bizi teselli edemez.”

– Ruhsal huzur, içsel derinlikten gelir.

  1. “Günümüz insanı, anlamdan çok veriyle ilgileniyor.”

– Bilgi arttıkça hikmet azalıyor.

  1. “Tüketmenin sonu yok, ama yavaşlamanın şifası var.”

– Tüketim çılgınlığına karşı durmak bir direniştir.

  1. “Yavaşlık bir lüks değil, bir ihtiyaçtır.”

– Ruhun doyumu hızla değil sükûnetle olur.

İlk yorumu siz yazın

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın:

E-Posta adresiniz kesinlikle gizli kalacaktır.


*