KEYFİNCE LÜGÂT
Birkaç Mısra
Sabah… ah şükrederek çıkmak geceden… Ayak bastığım kıyı, yeniden doğuş… Sabah, beliren evim, bahçeler ve sen… Henüz uyuyan dallar, havalanan kuş… Bu sabah bilmiyorum bu kırlar nere? Çamlardan çimenlere dökülen sükûn… Geçen ömrümü bana söyleyen […]
Kelime Aydınlığı
Ve çiçek. Ve kış. Ve yaz. Ve güz. Ve bahar. Ve bulutlar. Ve yağmur. Ve çamur. Ve kar. Ve kâr. Ve zarar. Ve can. Ve canan. Ve ışık. Ve karanlık. Ve kuşlar. Ve nefesler. Ve […]
Çocuk ve Allah
Şu an elimde bir kitap var. Adı: Çocuk ve Allah. Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın. “Allah” kelimesinin en çok kullanıldığı şiir kitaplarından olsa gerek. Bu Eller Miydi! Bu eller miydi masallar arasından Rüyalara uzattığım bu eller miydi! […]
ACELE HER YERE GEÇ KALIR
Her yere geç kalıyorum. Sonra bir telâşe… Vapur, otobüs, taksi… Her şeyi unutuyorum arada. Nasıl yaşardım ben bu telâşeler olmasa!
DİPLOMA ÇAĞI
Çağa bir isim daha buldum! Espri gibi gelecek, ama gelsin… Herkes istediği gibi alabilir: Diploma Çağı. Başka adları da var, onları siz biliyorsunuz; İnternet Çağı, daha önce Feza Çağı deniyordu, aya çıkıldığı dönemlerde. Uzay Çağı, Feza […]
SAVAŞ VE BARIŞ
Savaş… savmak’tan geliyor. Barış… varmak’tan… “V”, “B” olmuş. Niyetim burada kelime bilgisi vermek, etimolojik şeyler yapmak değil. Ama savmak; savaşmak, bir şeyleri göndermek, atmak, fırlatmak anlamlarına geliyor.
BEDİÜZZAMAN’LA ARKADAŞ OLMAK
Sıkıntın mı var, dedim. Güldü. Gergin yüzü birden yumuşadı. Zaten derdim de buydu. Karşımdakini rahatlatmaktı yani. İlk raundu kazanmıştım!