ZİHNİN ÇARKLARI

HAYÂL 3

İnsanın mahsus uzayında zihninin çarkları bir labirent içinde sayısız yollarla bağlantılara sahiptir. Aynı durum, uzayda da yıldızlar ve pek çok gök cismi arasındaki ve her birinin kendi içindekilerle birlikte atom ve altı dünyada da söz […]

ZİHNİN ÇARKLARI

HAYÂL 2

Yahya Kemal, “İnsan bu âlemde hayâl ettiği nisbette yaşar” demiştir. “Düşünüyorum, o hâlde varım” da hayâl ortamında söylenmişti. Newton’un sözü ise, “Biz düşüncelerimiz değiliz, biz düşüncelerimizin düşüncesiyiz” şeklindeydi.

ZİHNİN ÇARKLARI

HAYÂL 1

Belâgatça vech-i münasebet ve müşabehet budur: Farazâ bir adam hayâl balonuyla küreden yüksek yere uçarsa; dağların silsilelerine baksa, acaba tabaka-i türabiyeyi direkler üstüne serilip atılmış bedevi haymeler (çadırlar) gibi tahayyül ederse ve münferid dağları da […]

ZİHNİN ÇARKLARI

MÜZİK

“Mûsikî hikmete dâir fendir Bilene bilmeyene rûşendir Nice esrârı var idrâk idecek Yer gelür sîneleri çâk idecek” Nâbi

ZİHNİN ÇARKLARI

HÂFIZA

Hadiste ‘zahr-ı kalp’ diye ifade edilen insan hafızası, ekser envaın bir çeşit muhtasar fihristesi ve bir küçük numune haritası ve şecere-i kâinatın bir manevî çekirdeği ve ekser esma-i İlahiyenin incecik bir ayinesi, hükmündedir. (Şualar)

ZİHNİN ÇARKLARI

UZAY (2)

“Siyah ve beyaz nakışlar ile nakışlı bir amame (sarık) ile küre-i arzın kafasını saran semavat ve arzın nâzım ve hâlıkı olan Allah’ın ulûhiyetine lâyık mıdır ki, âlemin bazı safahatını miskin bir mümkine tevdi’ ve tefviz etsin. […]

ZİHNİN ÇARKLARI

UZAY (1)

Zihin dünyası… Herkesin mahsus uzayı, iç içe hayâl, hakikat arasında (bazen yalan-gerçek) mekik dokur. Bu dokunuşları Bediüzzaman “dimağda meratib var” (Lemaat) diyerek inceliyor.

ZİHNİN ÇARKLARI

ZİHİN

Bir insanı yaratan Hâlık’ın, âlemi bütün müştemilatıyla (içindekilerle) beraber yaratmasında bir bu’d (uzaklık), bir garabet (gariblik) yoktur. Zira bir insanın yaratılışı, içerisinde bulunan eşyanın yaratılmasından ibaret olduğu gibi, âlemin de yaratılışı müştemilâtının yaratılışından ibarettir.

ZİHNİN ÇARKLARI

Mecaz

“İş atomlara geldiğinde, dil yalnızca şiirlerdeki gibi kullanılabilir. Şiirlerin de meydana getirdiği görüntülerin gerçekleri ifade ettiği düşünülmez” Niels Bohr