GPS’in icadı ve tarihî gelişimi

GPS, yani Global Positioning System (Küresel Konumlama Sistemi) uyduların farklı noktalara konumlandırılmasıyla, mesafeyi ölçmek için aynı anda uyduların birbiri arasındaki ilettiği sinyallerin bir noktada kesişmesiyle dünya üzerinde kesin yer tesbiti yapabilen bir uydu navigasyon sistemidir.

GPS sistemi, ilk olarak askerî alanda kullanılmak için yapılmıştır. Sinyal alıcıları ile yön bulma, askerî planlarda konum hesaplama ve güdümlü roketleri kontrol etme için tasarlanmıştı. 1940’lı yılların başlarında kısmen tasarımı geliştirilmiştir. LORAN (Long Range Navigation) ve Decca Gezgini bunlardan bir kaçıydı. Çalışma prensibi yer tabanlı radyo seyir sistemine dayanmaktaydı. II. Dünya savaşı patlak verince yer tabanlı radyo seyir sistemi ilk defa bir savaşta kullanıldı. Tam anlamıyla bu sistem doğru sonuç vermese de o dönemin şartlarına göre mükemmel bir icattı.

1960 yılında ABD uzun çalışmalar sonucunda 5 adet “NAVSTAR” adını verdikleri uyduyu yörüngeye yerleştirerek ilk uydu tabanlı gps sisteminin temelini atmıştır. 1978’e kadar tüm testlerde olumlu sonuçlar alınınca, 24 adet takım yıldızı adını verdikleri uyduyu yörüngeye yerleştirdiler. İlk yapılan uydu tabanlı gps cihazı taşınacak gibi değildi. ABD Savunma Bakanlığı askerî alanda bu teknolojinin kolay taşınırlığı ve kolay kullanımı için kolları sıvadı. 12 milyar dolar harcayarak taşınabilir bir gps cihazı üretti.

ABD Savunma Bakanlığı her ne kadar bu sistemin sivil kullanıma sunulmaması için elinden geleni yapsa da bu direnişi 1983 yılında son buldu. 1983 yılında öyle bir olay oldu ki ABD, GPS sistemini sivil kullanıma açmaya mecbur kaldı.

Takvimler 1983 yılı Eylül Ayının 1’ini gösteriyordu. Kore Hava Yollarının New York üzerinden Seul’e gitmekte olan tarifeli uçağının, Alaska üzerinden geçerken Sovyetler Birliğinin Su-15 jeti tarafından vurulması sonucu mürettebat ve birçok ABD vatandaşının da içinde bulunduğu 269 kişinin ölümü ile sonuçlanan olay sonrası ABD hükümeti Alaska’dan kalkan uçakların izleme prosedürlerini değiştirdi. Bu durum GPS sisteminin askerî amaç dışında sivil alanda kullanılmasına açılmasında etkili olmuştur.

1990 yılında ABD hükümetinin GPS sisteminde uyguladığı “Selective availability” adlı politikadan dolayı GPS sistemine karşı ilgi ve güven azalmıştır. Peki, nedir bu “Selective availability” adındaki politika? Bu politika diğer ülkelere sağladığı GPS hizmetini istediği gibi kesme veya hatalı koordinat verme olayıdır.

Bu olayın üzerine diğer ülkeler kendi GPS alt yapılarını yapmaya ve geliştirmeye başladılar. Dönemin ABD Başkanı Bill Clinton bunun önüne geçmek için ne kadar yasa tasarısı çıkarsa da hiç bir ülke kaale almamıştır. Ülkeler kendilerine ait bölgesel uyduları kullanarak Sovyetler Birliği GLONASS, Hindistan NaviC, Avrupa Birliği Galileo, Japonya Quasi-Zenith ve Çin ise Beidou uydu sistemlerini geliştirmiştir.

GPS sisteminin tam olarak işler hale gelmesi 1994 yılının sonlarına doğru olmuştur. GPS, o dönem Roger L. Easton, Bradford Parkinson ve Ivan A. Getting gibi mühendislerin yapmış olduğu icatları ile bugünkü halini almıştır.

GPS sistemi bugün dünyanın her yerinde en az dört uydudan sinyal almayı garanti eden 31 uydu ile 45 yılı aşkın süredir hizmet vermektedir.

İlk yorumu siz yazın

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın:

E-Posta adresiniz kesinlikle gizli kalacaktır.


*