Ne içindeyim zamanın, ne de büsbütün dışında, yekpare, geniş bir anın, parçalanmaz akışında. (Ahmet Hamdi Tanpınar)
Edanur Talas / Antalya
“Sekiz nevi hayvânât-ı mübârekeyi size hazine-i rahmetinden, güya Cennetten nimet olarak indirilmiş, gönderilmiş.” Çünkü o mübârek hayvanlar, bütün cihetleriyle, bütün beşere nimet olduğundan, saçından bedevîlere seyyar hâneler, elbiseler, etinden güzel yemekler, sütünden güzel, leziz taamlar ve derilerinden pabuçlar ve saire, hattâ gübreleri mezrûâtın erzâkı ve insanların mahrûkàtı hükmünde olup, güya o mübârek hayvanlar, tecessüm etmiş ayn-ı nimet ve rahmettirler. (Lem’alar)
Ölüm firak değil, visaldir, tebdil-i mekândır, bâkî bir meyveyi sünbül vermektir. (Lem’alar)
Onuncu Söz bütün hakaikıyla, Yirmisekizinci Söz İkinci Makamında Lâsiyyemalardaki bütün berahiniyle, gurub etmiş güneşin sabahleyin yeniden tulû’ edeceği derecesinde bir kat’iyyetle göstermiştir ki: Hayat-ı dünyeviyenin gurubundan sonra şems-i hakikat, hayat-ı uhreviye suretinde çıkacaktır. (Sözler)
Kâinatta tesadüfe tesadüf edilmez, ancak tevafuk vardır.
Bir maksud ki, fenada mahvoluyor; o maksudu istemem. Çünki fâniyim, fâni olanı istemem; neyleyeyim? (Sözler)
EDİTÖR: Erhan Akkaya
fotoyorumgencyorum@gmail.com
İlk yorumu siz yazın