Geçmişte yaşadıklarımızdan pişman, gelecekte yaşayacaklarımızdan kaygılı olduğumuz anlar vardır. “Keşke şöyle yapmasaydım” ya da “ilerde şöyle şöyle olmazsa ne yaparım” gibi düşünceler geçer bazen aklımızdan. Yani hepimizin içinde bir zaman yolculuğu arzusu vardır. Geçmişe dönmek ve bazı şeyleri değiştirmek, geleceğe gitmek ve merakımızı ya da kaygılarımızı gidermek isteriz. Peki, günümüz teknolojisinde bu mümkün mü?
Geleceğe gidebilir miyiz?
Einstein’in görelilik teorisine dayanarak bunun mümkün olduğu söylenebilir. Bir cismin (biz buna uzay mekiği diyelim) hızı ışık hızına ne kadar yaklaşırsa o cisim için zaman, daha yavaş ilerlemeye başlar. Mesela, uzaya gitmiş gelmiş bir astronotun kendine göre harcadığı süre 6 yıl ise, dünyada geçen süre 10 yıl olabilir. Dünyadaki arkadaşları ondan 4 yıl daha yaşlı olurlar. Bu da demektir ki, bu astronot 4 yıl geleceğe gidebildi. Yani geleceğe gitmek mümkün. Tesla da bu konu üzerine çalışan bir diğer bilim adamı. Onun çalışmalarına ait notlar günümüzde erişilebilir olmadığı için ulaştığı noktayı tam olarak bilemesek de, bir asistanı, Tesla’nın; girdiği bir manyetik alan sonucunda hem geçmişi hem şimdiyi hem de geleceği gördüğünü söylediğini aktarıyor.
Bu zaman konusunu işleyen çeşitli filmler ve diziler var. Konuya ilginiz varsa Interstellar filmini izlemenizi tavsiye ederim.
Peki, geçmişe dönebilir miyiz?
Bu sorunun somut bir örnekle açıklaması ne yazık ki yok bilim dünyasında. Çünkü paradoksal bir durum. Dede (grandfather) paradoksuna bakacak olursak, diyelim ki geçmişe gittik ve dedemizi babaannemizle tanışmadan öldürdük. Onu ortadan kaldırmakla, onun hayatlarına dokunduğu insanları ve olayları da etkilemiş oluruz. Bu durumda gelecekteki babamız ve kendimiz de ortadan kaybolmak durumunda kalırız. Gelecekteki bizi ortadan kaldırırsak da geçmişe gidip dedemizi öldürecek bir biz var olamaz.
Ayakkabı bağı (bootstrap) paradoksunda ise şöyle bir durum var. Diyelim ki, biz bir zaman makinesi icat etmeye çalışıyoruz. Ve bir gün odamızda birisi beliriyor, tıpkı bize benzeyen, ama biraz daha yaşlı. Elindeki kâğıtları uzatıyor “makineyi yapmayı başaracaksın, bunlar da bitmiş halinin taslakları” diyor. Biz de o bilgilere göre makineyi icat ediyoruz. Bu durumda makinenin asıl mucidi kim? Şimdiki biz mi, gelecekteki biz mi? Şimdiki biz kendi bilgileriyle icat etmediği için o mucit değil desek, gelecekteki biz’in mucit olması gerekir. Ama o da bir döngünün içindeyse ona da bu bilgiler daha gelecekteki bir bizden gelmiş olabilir. Bu döngüyü başlatan hangi biz?
Sonuç olarak, geleceğe gitmek mümkün. Fakat geçmişe dönme konusu sadece beyin yakıcı paradokslar içeriyor. Henüz bir örneği yok. Bakalım bilim ve teknoloji daha da ilerleyince bir zaman makinesi icat edilecek mi? Ve asıl mucidi kim olacak?
Bonus bilgi: Bu konuyu araştırırken Philadelphia deneyi ile karşılaştım ve çok ilginç buldum. İsterseniz siz de bir göz atabilirsiniz.
Büşra Bakırcı
mbusrabakirci@gmail.com
İlk yorumu siz yazın