Ne Yaparsan Sanat Gibi Yap!

Dikkat! Okuyacağınız bu yazı, herhangi bir şekilde ‘sanat budur, bu anlama gelir’ iddiasında değildir.
Tüm fikir ve görüşler subjektiftir, yazarların hissiyat, bilgi ve izlenimlerinden yola çıkarak biçimlendirdikleri ifadelerdir. Bu konuda bir otorite olmadıklarından, yalnızca ‘kendileri için’ ne anlam ifade ediyorsa onu belirtirler, daha fazla bir iddiaları yoktur.
İmza: Yazarlar

Rehahn

 

Merhaba Sevgili Okuyucu,

Geçen ay yoktuk, umarız yokluğumuzu fark edip bizi özlemişsindir. Gerçi mail kutumuz yine bomboş…


Rehahn

 

Lee Jeffries

Bu ayki konumuz, herkesin en az bir kere fiilini gerçekleştirdiği, ama sanatını yapanın pek az olduğu bir alan: Fotoğraf. Elimizdeki telefonlara kamera takıldığından beri, birçoğumuz gördüğümüz her anı yakalama, telefonun galerisini birbirinden güzel fotoğraflarla doldurma peşindeyiz. Sosyal medyayla, özellikle Instagram’la birlikte bu işi iyice abarttık. Aramızda arkadaşlarıyla yapacağı bir saatlik bir kahvaltıda 2454253 fotoğraf çeken var, biliyorum. Heh, ama o değil işte sanat dediğimiz fotoğrafçılık, sanat başka bir şey!

Lee Jeffries

 

Lee Jeffries

 

Fotoğrafçılığın sanat olup olmadığı, hangi fotoğrafın sanat olup hangisinin olmadığı üzerine sanat camiasında sonu gelmez bir tartışma var. Hazır tartışanların hiçbiri burada yokken, biz de kendi fikrimizi beyan edelim. Öncelikle bizce fotoğrafçılık dâhil ‘pek çok şey’ sanat olabilir. Ancak her güzel olan şeye sanat demiyoruz, sanatın içinde bir takım özellikler barındırması gerekiyor. Böyle başka yerde bulamayacağınız, içinizde bir şeyleri uyandıran, insanı anlamaya, düşünmeye, hissetmeye, bazen konuşmaya, bazen susmaya zorlayan, kendi içinde bir ruhu olduğu hissedilen bir şey olmalı sanat.

Mitch Dobrowner

 


Ergün Karadağ

 

Fotoğraf sanatı ‘fotoğrafı çeken’ ve ‘fotoğrafa bakan’ın karşılıklı etkileşimiyle ortaya çıkıyor. Hatta bir adım ileri gidersek fotoğrafçının kendi perspektifiyle çektiği fotoğraf, sanat olduğu gibi, fotoğrafa bakanın ‘farkındalığı ve yorumlaması’ da sanat olabilir.
Bu noktada ‘bilinç-irade’ önemli, fotoğraftan beklentimiz sadece göz doldursun değil. Resim sanatını düşünelim; olanı olduğu gibi kopyalayan ‘bakış açısı, teknik’ gibi hususlarda yeni bir şey ortaya koymayan tonla tablonun sanat eseri değeri yok. Bir fotoğrafın da sanat eseri olabilmesi için “aynı”dan sıyrılıp farklılaşması gerekiyor. Ressam için fırça, müzisyen için müzik aleti, fotoğrafçı için fotoğraf makinesi bir araçtan ötesi değil. Bu yüzden yüksek çözünürlüklü Instagram fotoğrafları sanat eseri olamıyor da güçlü bir düşünce, yüksek bir
oluşturuculuk ve basit bir makineyle çekilmiş bir kare “vay be” dedirtiyor.

 

Sebastiao Salgado


Sebastiao Salgado

Sebastiao Salgado

 

Sanat ve sanatın merkez noktasını oluşturan “kreativite” daha önce hiç olmayan bir şey ortaya koymak değil; daha önceden var olan şeyleri, var olmayan bir biçimde bir araya getirmek. Fotoğraf da bunun için harikulade bir imkân sağlıyor bize. Kâinat denilen stüdyo gün be gün, an be an yenileniyor ve farklı bir dekora bürünüyor. İnsan ise bu stüdyoda hem fotoğraf çekiyor, hem çekilen fotoğrafları yorumluyor, hem de kendinin her an fotoğrafı çekiliyor. Sanat değerinde fotoğraflar çekebilmek, bu stüdyodaki ögeler arasındaki, buradakilerle O’nun arasındaki bağlantıları keşfedebilmekle oluyor.

Sebastiao Salgado

Henri Cartier Bresson

 

Pek sevgili okur, “Ne yaparsan yap, aşk ile yap” diye bir şarkı sözü var ya, biz onu biraz değiştiriyoruz ve diyoruz ki; “Ne yaparsan sanat gibi yap!” Böylece bu kâinata uğradığın, yaratılmışa ve Yaratan’a baktığın, bağlantıları keşfedip üzerinden “ene tebeşirinle” geçtiğin belli olsun.

İlk yorumu siz yazın

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın:

E-Posta adresiniz kesinlikle gizli kalacaktır.


*