Merhaba Keçeli! Nasılsın geçen aydan beri? Uzun zamandır yemek tarifi yazmadığımızı fark ederek İtalyan mutfağının baş tacı, öğrenci evlerinin vazgeçilmezi makarnayı seçtik bu ayın konusu olarak. Yeterince öğrenci işi olduğunu düşündük biz, sen ne dersin? Sakın yanlış anlaşılmasın, basit falan diyoruz, ama adamlar makarna yapmayı bir sanat hâline getirmiş. Önemli olan da bu değil mi zaten, yaptığın işte en iyisi olmak!
“Makarna nasıl yapılır, kaç dakika pişirilmelidir, sosu nasıl olmalıdır?” gibi klasik sorularla yola çıkmıyoruz elbette. “Canın nasıl istiyorsa öyle yap makarnası” bu… Ama şöyle püf noktalarıyla alâkalı birkaç tüyo da vermeyecek değiliz. 😉
Mesela makarnayı sıcak su yerine soğuk suyla yapan bir güruh var, ama genel olarak hamurumsu oluyor soğuk suya makarna koyup da haşlanana kadar bekleyince. Onun yerine suyu kaynatın, tuzu atın, makarnanızı da tuzlu suya atın ve haşlayın. Tuzu, su kaynadıktan sonra atın diyorum, neden? Çünkü suyun kaynama noktası… (Sayısalcı arkadaşlar beni anladı.) Evet, tuz katmak suyun kaynama noktasını yükseltecek ve daha yüksek sıcaklıkta kaynar su elde etmemizi sağlayacak, ha bu 1 litrelik su için maksimum 5 dakikalık bir vakit kaybı olabilir, ama vakit nakittir! Püf noktalar bunun için var. Bir de şöyle bir püf nokta da söyleyebilirim; makarnanızın birbirine yapışmasını engellemek için kaynar hâldeki tuzlu suyunuza biraz sıvı yağ dökün sonra makarnayı atın ve ara ara karıştırın. Makarnayı da attık mı, paketin üzerinde yazan dakikası kadar kaynar suda kalması en güzel olanı oluyor, her makarnanın kalınlığı farklı olduğu için pişirme süresi de farklı olabiliyor doğal olarak. Mesela biz spagetti yapıyor olalım ve ona göre dakikamızı ayarlayalım.
Şimdi de ufak bir sos hazırlayalım mı? Neticede spagettimizi diğerlerinden farklı kılacak ve lezzet verecek en büyük etken sosu olacak. Değişikli bir sos olsun. 😉
50 gram tereyağını yarım yemek kaşığı unla beraber erittikten sonra üzerinde biraz zeytinyağı gezdirin. (Zeytinyağı biraz sıvılaşıp sosa karışmasını sağlayacak.) Sonra ince ince kıydığınız yeşil soğanı biberiye, kekik, defneyaprağı ile harmanlayın ve bir su bardağından biraz az sütle kaynatın. Sütü, kaynadıktan sonra tereyağlı karışımımızla tavada buluşturun ve biraz da beraber pişirin. Bu arada bir de domates rendeleyip onunla da özleşecek kadar beraber pişirdiniz mi, zaten gelen kokular yemeğin hazır olduğunu size haber verecektir. 😉
Şimdi hemen bir püf nokta daha yapıştırıyorum, şöyle ki; İtalyan ustalar diyor ki, makarna, sosuyla sosu yaptığınız kapta birleşmelidir. Yani öyle sosu alıp da makarna tenceresine boşaltmayın. Makarna küçücük sos tavasına sığmazsa da şöyle yapın; sığdırabileceğiniz maksimum makarna miktarını tavadaki sosa buladıktan sonra tencereye alıp diğer makarnalara da sosu bulayın. Burada amaç şu, tavada pişen her bir sos elemanının tadından, kokusundan olabildiğince fazla yararlanabilmek. Tabi evinizin bir İtalyan ustası yoksa, burnunu yapacağınız spagettiye de sosa da sokacak olan yok demektir. Yapın artık canınız nasıl istiyorsa!
Burnunu spagettiye sokmak demişken, spagettiyi kolayca yemek için hemen hemen hepinizin zaten biliyor olduğunu düşündüğüm spagetti yeme adabından biraz bahsetmek istiyorum. Spagetti dediğimiz şey uygunsuz yenince gerçekten hem yiyen için hem karşısındaki kişi için çirkin bir hâl alabiliyor. Yöntemlerden ilki hiç beceremeyenler için; spagettileri haşlamadan önce kırarak tencereye atmak… Bunun yanında tabağına gelen pişmiş spagettiyi bıçakla kesmek de bir alternatif. Ama yok ben hem spagettimi uzun hâliyle yiyeceğim hem de edebimden taviz vermeyeceğim diyorsan şöyle yapabilirsin: kaşığını biraz yatay hâlde tutup içine aldığın spagettileri kaşığa dik tuttuğun çatalında topla ve löp diye ağzına at. Bu yöntemde hiç bir spagetti çatalına takılıp sünmeyecek ve sen de kolayca sadece hedeflediğin ve kaşığa aldığın kadarını lokmana alabilecek ve rahatça yiyebileceksin!
Bonus: Spagetti Çerezi
https://www.youtube.com/watch?v=_G_3Li0qnMQ
Bu Japon abimiz enteresan bir şekilde spagettiden çerez yapıyor, yaptığı da yağda kızartmak, ama denemeden bilinmez, belki de bayağı lezzetli oluyordur.
Çok özel teşekkür:
Sevgili Keçeli kardeşimiz İrem bize kendi yaptığı ajandasını göndermiş. Sıkı takipçilerimiz bilir, Eylül ayında konumuz DIY Ajanda idi. Ajanda yapan kardeşlerden de fotoğraf atmasını istemiştik, İrem de bizi kırmayıp ajanda yapıp fotoğrafını göndermiş. İrem’in gönderdiği ajandaya biz bayıldık, sizlerin de beğeneceğine eminiz.
Çok teşekkür ediyoruz sana İrem ve ajandana en güzel planlarını yaptığın, hayatta en güzel başarılara imza attığın günler diliyoruz.
Allah’a ısmarladık!
İlk yorumu siz yazın