Hayat bir faaliyet ve harekettir. Şevk ise matiyyesidir…
Fıtratı müteheyyiç olan insanın rahatı, yalnız sa’y ve cidaldedir.
Hayat bir faaliyet ve harekettir. Şevk ise matiyyesidir. İşte himmetiniz şevke binip mübareze-i hayat meydanına çıktığı vakit, en evvel düşman-ı şedid olan yeis rast gelir. Kuvve-i mânevîyesini kırar. Siz o düşmana karşı
1 لَا تَقْنَطُوا
kılıcını istimal ediniz.
[…]
Sonra umum meşakkatin anası ve umum rezaletin yuvası olan meylü’r-rahat geliyor. Himmeti kaydeder, zindan-ı sefalete atar. Siz de
2 لَيْسَ لِلْاِ نْسَانِ اِلَّا مَاسَعٰى
olan mücahid-i âlicenabı o cellâd-ı sehhara gönderiniz.
Evet, size meşakkatte büyük rahat var. Zira, fıtratı müteheyyiç olan insanın rahatı, yalnız sa’y ve cidaldedir.
Eski Said Dönemi Eserleri, Yeni Asya Neşriyat, 2018, s. 218-219
***
Faaliyetin her nev’i, cüz’î olsun küllî olsun, bir lezzet verir. Belki her faaliyette bir lezzet var. Belki faaliyet ayn-ı lezzettir. Belki faaliyet, ayn-ı lezzet olan vücudun tezahürüdür ve ayn-ı elem olan ademden tebaud ile silkinmesidir.
Evet, her kabiliyet sahibi, bir faaliyetle kabiliyetinin inkişafını lezzetle takip eder. Her bir istidadın faaliyetle tezahür etmesi, bir lezzetten gelir ve bir lezzeti netice verir. Her bir kemâl sahibi, faaliyetle kemâlâtının tezahürünü lezzetle takip eder.
Lem’alar, Yeni Asya Neşriyat, 2019, s. 650
***
Hatta hububatta dahi sümbüllenmek vazifesinde zâhir bir iştiyak görünür. Nasıl ki dar bir yerde hapsedilen bir zat, bir bostana, geniş bir yere çıkmayı müştâkàne ister; öyle de, hububatta, sümbüllenmek vazifesinde öyle sürurlu bir vaziyet, bir iştiyak görünüyor.
İşte “sünnetullah” tabir edilen, kâinatta cereyan eden bu sırlı uzun düsturdandır ki, işsiz, tembel, istirahatle yaşayan ve rahat döşeğinde uzananlar, ekseriyetle, sa’y eden, çalışanlardan daha ziyade zahmet ve sıkıntı çeker. Çünkü daima işsizler ömründen şikâyet eder, eğlence ile çabuk geçmesini ister. Sa’y eden ve çalışan ise şâkirdir, hamd eder, ömrünün geçmesini istemez.
3 اَلْمُسْتَر۪يحُ الْعَاطِلُ شَاكٍ مِنْ عُمْرِه۪ وَالسَّاعِى الْعَامِلُ شَاكِرٌ
küllî düsturdur. Hem o sırladır ki “Rahat zahmette, zahmet rahattadır” cümlesi darb-ı mesel olmuştur.
Lem’alar, Yeni Asya Neşriyat, 2019, s. 220
Dipnotlar:
1) Ümidinizi kesmeyiniz. (Zümer Suresi: 53.)
2) İnsan için ancak çalıştığının karşılığı vardır. (Necm Suresi, 39.)
3) Rahat içinde ve boş olan kimse ömründen şikâyet eder, çalışıp iş gören kimse ise haline şükreder.
LUGATÇE:
adem: yokluk.
ayn-ı elem: elemin, acı ve sıkıntının ta kendisi.
ayn-ı lezzet: lezzetin ta kendisi.
cellâd-ı sehhar: büyüleyici cellât.
cidal: mücadele.
darb-ı mesel: atasözü.
düşman-ı şedid: şiddetli düşman.
fıtrat: yaratılış, tabiat, mizaç, huy.
inkişaf: ortaya çıkma, görülme.
matiyye: binek.
meylü’r-rahat: rahat etme arzusu.
mübareze-i hayat: hayat mücadelesi, kavgası.
müteheyyiç: coşkun, heyecanlı.
sa’y: çalışma.
sünnetullah: Allah’ın kâinatın işleyişinde cârî olan kanunları.
sürurlu: sevinçli, mutlu.
şâkir: şükreden.
tebaud: uzaklaşma.
yeis: ümitsizlik.
zindan-ı sefalet: fakirlik ve perişanlık zindanı.
İlk yorumu siz yazın