Hayat, faaliyet ve harekettir

Herkese merhaba çok sevgili Genç Yorum okurları! Yazılarıma ara verdiğim dönemde buraları tamamen bırakıp, artık çok başka hayatlara yelken açtığımı düşündüyseniz, çok yanıldınız. Çünkü gördüğünüz gibi yine karşınızdayım. Artık Avrupa’da değilim. Normal insan yaşantıma geri döndüm. Normal insan yaşantısı ne demek derseniz, sizin için biraz açıklayayım.

Normal insan yaşantısı demek; sorumluluklar, vazifeler, koşuşturmalar ve su içmek demek. Çünkü normal insanlar ve özellikle de yetişkinler su içer. Siz de su içmeyi unutuyorsanız ve normal insansanız derhal gidip kendinize bir bardak su doldurun ve bu yazıyı su eşliğinde okuyun. Ya da suyunuzu hazırlayın, yazı bittiğinde üzerine bir bardak soğuk su içme ihtiyacı hissedebilirsiniz. Gördüğünüz gibi hiçbir hizmetten kaçınmıyoruz, erken uyarı sistemi geliştiriyoruz.

Gelin görün ki, yetişkin bir insan olmak yalnızca çamaşır makinasını çalıştırmayı öğrenmek zorunda kalmak ve su içmekten ibaret değil. Maalesef insanlar artık size bazı vazifeler veriyor ve sırf elinizde olmayan sebeplerden dolayı yaş alıyorsunuz diye bu vazifeleri yerine getirmeniz bekleniyor. Rica ediyorum, elinizi vicdanınıza koyun ve söyleyin, bu yaptığınız doğru mu? Ben sanki isteyerek mi büyüyorum?

“Feyzanur artık büyüdü, hadi ona bir iş emanet edelim.” “Hadi Feyzanur sen artık iş hayatına atıldın, bu Excel’i kullanmayı öğrenmelisin.” “Feyzanur sen artık çocuk değilsin, üstüne üstlük bir ablasın, kardeşine örnek olmalı ve derslerine çalışmalısın!” “Feyzanur yok daha neler, bir de çöpleri atmasaydın.” “Ödevlerini zamanında teslim et, bunu da biz mi söyleyelim yani!” “Madem öyle bundan sonra her sabah kahvaltı yapmalısın!”

İşte bu ve bunun gibi daha birçok sorumluluk… Size bir şey itiraf edeyim, bu yetişkin insan olma işini aşırı sevdim. Süper bir şey ya. Fatura falan ödüyorsun, resmî kâğıtlara imza atıyorsun, bazen dümdüz durup duvara bakıyorsun ve mutlaka mantıklı şeyler düşündüğün ya da zaman planlaması yaptığın zannediliyor. Hâlbuki sen o sırada serçelerin nasıl güvercinlerin yavrusu olmadığının şokunu geçiriyor ya da sincapların bir çeşit kedi olduğunu düşünüyor oluyorsun.

Evet güldük eğlendik artık yetişkinlere yaraşır bir şekilde ciddileşiyoruz. Az önce de söylediğim gibi artık ucundan kıyısından çalışma hayatına atıldım ve arkadaşlar size söylüyorum, burası bildiğiniz gibi değil. Çalışmaya başladıktan sonra fark ettim ki, ben çalışan insanlara, bir miktar uyduruyor ve abartıyorlar gözüyle bakıyormuşum. “Yav he tamam çalışıyorsun, he anladık” diyormuşum resmen. Hakkında böyle düşündüğüm insanlar hakkını helal etsin diyeceğim, ama onlar kim olduklarını bilmiyorlar. Neyse siz çalışan bir insansanız ve beni tanıyorsanız Allah rızası için bir helallik verin geçin. Öbür tarafta kimse kimsenin yakasına yapışmasın, zaten herkes canının derdine düşmüş olacak bir de bunlarla uğraşmayalım.

Konumuza geri dönecek olursak, bambaşka bir dünyaya adım atmışım gibi hissetmeme sebep olan şey, bir insanın sabah 8 akşam 6 mesai yapıyor olması değil, aldığı sorumlulukları yerine getirmesi gerekmesi.

Mesela bana bir liste veriyorlar ve diyorlar ki “Elif bunu al Excel formatına  dönüştür, düzenleyip bize getir.” Bu arada evet iş yerinde ve okulumda bana Elif diyorlar. Annem bu sebepten ötürü bana çok sinirleniyor, ama darılmaca gücenmece yok kardeşim, sabi sübyana gencecik yaşında iki isim koyarken vicdanınız sızlamadıysa benim yapabileceğim bir şey yok. Ben bu ismi senelerce tüm optik formlara kodlamak zorunda kaldıysam, kullanmak da en doğal hakkım.

Yazının devamına dergimizin Aralık sayısından ulaşabilirsiniz…

İlk yorumu siz yazın

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın:

E-Posta adresiniz kesinlikle gizli kalacaktır.


*